16 Eylül 2024 Pazartesi

Celalettin Can: Hakim kararı polislerle birlikte verdi

24 Haziran'da tahliye olan HDP ve HDK'liler Silivri Hapishanesi'nde yaşadıklarını Taksim Hill Otel'de düzenledikleri basın toplantısıyla anlattı. Celalettin Can, İstanbul 4. Sulh Ceza Mahkemesinde yargılanırken, "Hakim her ara verdiğinde beni sorgulayan polisler hakimle birlikte arka odaya gidiyordu. Kararı polislerle birlikte verdiler" diye konuştu.
7 Şubat tarihinde İstanbul'da yapılan HDK ve HDP'ye yönelik operasyonda tutuklanan ve 24 Haziran'da tahliye olan HDP ve HDK'liler Silivri Hapishanesi'nde yaşadıklarını Taksim Hill Otel'de düzenledikleri basın toplantısıyla anlattı.
 
Salona "Siyasi tutsaklara özgürlük" pankartı asıldı. Basın toplantısında ilk olarak 78'liler Girişimi Sözcüsü ve HDP PM üyesi Celalettin Can konuştu. Önce gözaltına alındıktan sonra yaşadıklarına anlatan Can, "Gözaltına alındığımda evdeki bütün elektronik araçlarımız alındı. Vatan'daki TEM'e götürüldüğümüzde genelde tek tutuldum. Bazen IŞİD'lilerle aynı hücrede tutulduk. Kaba işkence yok ama psikolojik işkence çok yapıldı" dedi. Emniyet sorgusundan önce 2 istihbarat elemanın kendisini sorguya aldığını belirten Can, "Yukarıdan geldiklerini söylediler. 2013 ile 2018 arası 200 halk toplantısı yaptığımı söylediler. 'Suç unsuru var mı?' diye sorduğumda 'Yok ama beka sorunu var. Bazen söz silahtan daha tehlikeli olur' dediler. Başka teklifler yapmaya çalıştılar ama cesaret edemediler. 'İstersen buradan çıkıp gidebilirsin' dediler" diye belirtti. Baskın seçimlerin olacağını gözaltındayken istihbaratçıların söylemlerinden anladığını da sözlerine ekleyen Can, kendisine "Hiç istemezdik senin alınmanı. Ama burada kal. Seçim olacak çok yorulursun" dediklerini kaydetti.
 
'HAKİM KARARI POLİSLERLE BİRLİKTE VERDİ'
 
Can, İstanbul 4. Sulh Ceza Mahkemesinde yargılanırken, "Hakim her ara verdiğinde beni sorgulayan polisler hakimle birlikte arka odaya gidiyordu. Kararı polislerle birlikte verdiler" diye konuştu.
 
Cezaevinde yaşadıkların aktaran Can, "Cezaevine birlikte giren tutukluların hepsini hemen birbirinden ayırıyorlar. Fiziksel ve psikolojik tecrit hemen uygulanıyor. Silivri'deki gardiyanlar seçilmiş insanlardı. İnsan karşıtı, sosyal işkence yapıyorlar. Silivri'de tutukluları insan altı görüyor. Siyasi tutsaklar arasında dayanışma ve sosyalleşme yasak. Silivri bir gösteri merkezidir. Biz tanındığımız için belki bize daha yumuşak davrandılar. 9 No'lu da tam bir tecrit yeri. Çok sayıda tutuklu hasta ama tedavisi yapılmıyor. Tedavi hep aksatıyorlar. Tedaviye götürülenler de Silivri Devlet Hastanesi'nde bodrumda saatlerce kelepçeli bekletiliyor. Mektuplar nadiren veriliyor. Hükümet, tutsakların özgürlük taleplerine kaygısız. Bir tek MHP kaygılı o da Alaattin Çakıcı'ya. Çözüm yeni cezaevi yapmakta değil, çözüm siyasi tutsaklara özgürlüktedir. Bu yüzden siyasi tutsaklara sahip çıkalım" ifadelerini kullandı.
 
'BİAT ETMİYORUZ RAHAT ETMİYORUZ'
 
Ardından söz alan İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin, Başbakan Binali Yıldırım'ın "Biat et rahat et" sözlerini hatırlatarak, "Biat etmiyoruz, rahat etmiyoruz" dedi. "Türkiye Silivri'de yönetilse çok demokratik olurdu" diyen Keskin, "Devletin kendi içinde kurduğu ittifaklarla değişen durumlara göre hareket edemeyiz. Biz aynı biziz. Şuan cezaevleri 90'larla aynı duruma gelmiş. Özellikle Kürdistan cezaevlerinde uygulanan kamera kontrolüyle kadın mahpuslar kendilerini taciz edildiğini hissediyor. İnsanlar hastaneye gitmekte karar veremiyor. Çünkü götürülürken de ayrı bir işkence yapıyorlar" şeklinde konuştu.
 
Keskin, bir aydan fazladır açlık grevinde olan trans kadın tutsak Buse'ye, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'ya yapılan aynı ilginin gösterilmesi gerektiğini belirterek, muhalefeti de transfobiyi aşamamakla eleştirdi.
 
HASTA TUTSAKLARIN TALEPLERİ DİKKATE ALINSIN
 
Prof. Dr. Ümit Biçer ise OHAL'le hasta tutsakların talepleri dikkate alınmadığına değinerek "Mutlaka sağlık insanların en temel haklarından olduğunu, tüm bireylere eşit verilmesi gereken bir konu olduğunu bilmek gerekiyor. Tüm sağlık çalışanlarının da tüm baskılara rağmen etik ilkelerini unutmadan mahpuslarla ilgili sağlık sorunlarında mücadele vermesi gerekiyor. Bir an önce Adalet Bakanlığı'nın İHD tarafından tespit edilen sağlık durumu ciddi olan insanlar için acilen adım atması gerekiyor" dedi.