11 Mayıs 2024 Cumartesi

Bu yasa tüm toplumu ?Palu Ailesi? haline getirecek

Çocuk ve kadınlara yönelik cinsel istismar suçunun olağanlaştırılması ve cezasız bırakılması, tüm toplumu bir "Palu Ailesi" haline getirmeyecek mi?
Saray medyası "Palu Ailesi"ni bir şekilde herkesin gündemine sokmayı başardı. Konunun ayrıntılarına girmek istemiyorum. Çünkü hem genel hatları ile konuyu bildiğinizi umuyorum hem de ayrıntılar içinde ne kendim kaybolmak ne de sizi boğmak istiyorum. Ailenin geçmişine ve bugününe dair tüm ayrıntıların işaret ettiği nokta; kadın ve çocuklara uygulanan cinsel taciz ve tecavüz.
 
Şayet AKP/Saray iktidarı durdurulmazsa tüm toplum "Palu Ailesi" gibi olacak.
 
Bu kadarı da abartı demeyin.
 
Neden mi? Nasıl mı?
 
"Palu Ailesi"ni şimdilik bir kenara koyalım. Sonra yine hatırlatacağım size.
 
AKP/Saray faşizmi, çocuklara karşı işlenen cinsel istismar suçlarına ilişkin yeni bir yasa hazırlığında. Bir kaç gündür Saray medyası, yasanın "ne kadar gerekli olduğu"na tüm toplumu inandırmak için yayın yapıyor. Toplumun rızasını oluşturmaya çalışıyorlar. Manşetlere, ekranlara bakılırsa, on bin kişi -elbette bunların neredeyse tamamı erkek- mağdurmuş, hapisteymiş, aileler darmadağınıkmış. Çünkü "küçük yaştaki kişilerle birlikte oldukları" için tecavüzcü sayılıyorlarmış.
 
AKP’nin yapmak istediği düzenleme şöyle: "Bir tecavüz suçunun işlenmesi durumunda mağdur ve failin evlenmesi halinde, ceza ertelenecek ya da hükmün açıklanması geri bırakılacak."
 
Daha doğrudan bir ifade ile söylersek; tecavüz suçu cezasız kalacak, tecavüzcü erkek işlediği suçun hiçbir bedelini ödemeyecek. Mağdur, hayatı boyunca o erkeğin tecavüzüne uğrayacak.
 
Bu düzenleme, 2016 yılının Kasım ayında da gündeme gelmişti. Ancak kadınların mücadelesi ile geri çekilmişti. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, o günlerde "Düğün yapılmış, dernek yapılmış, gelmişler, hediyeleri takmışlar, resmen evlenmişler. Savcı düğününe gelmiş" diyerek yasayı savunmuştu. Yasayı çıkarma konusundaki niyetleri değişmemişti ancak kadın özgürlük mücadelesi iktidarın bu kadın ve çocuk düşmanı adımına karşı bir set oluşturabilmişti. Belli ki, şimdi zamanının geldiğini düşünerek, bir kez daha tasarıyı yasallaştırmayı deneyecekler.
 
Çocuklara yönelik cinsel istismar suçunda Türkiye dünya listesinde 3. sırada. Adalet Bakanlığı’nın verilerine göre, Türkiye’de çocuk istismarı ile ilgili dava sayısı son 10 yılda yaklaşık 3 kat, son 5 yılda da yüzde 50 oranında arttı. Tüm istismar vakalarının yargıya taşınmadığını düşündüğümüzde, gerçek rakamların korkunçluğunu hayal edebiliyor musunuz?
 
Tablo bu kadar korkunçken, çocuk istismarı bu kadar yaygın bir suçken, şimdi de bu suçun failleri ile kız çocuklarını evlendirmek istiyorlar.
 
Cinsiyetçilik, faşist rejimlerin var oluş zemini ve ideolojik kurucu unsurudur. Bu nedenle de faşist iktidarlar özgün cinsel politikalar yürütürler. Bu cinsel politikanın merkezinde "annelik" durur. Kadın ya da kız çocuğu "annelik" misyonu içinde tanımlanır. Çünkü amaç "güçlü aile"dir. AKP’nin "makbul kadın" tahayyülü de aynı amacı taşır. AKP’nin "kadına yönelik şiddete" karşı yaklaşımının temelinde de ailenin korunması vardır. Kadının nafaka hakkının ortadan kaldırılmak istenmesi de "ailenin korunması" içindir. Hedef şudur: Nafaka hakkı olmayan bir kadın boşanmayacak, böylece aile korunacaktır. Yeniden gündeme getirdikleri cinsel istismar yasası ile de tecavüzcü erkek ile tecavüze uğrayan kız çocuğunu evlendirerek "yeni aileler" oluşturacaklar.
 
Faşizm, bir erkek iktidarıdır, kadın düşmanlığı, cinsiyetçilik karakteristiğidir. Dünya üzerindeki her şey, erkeğin refahı içindir; bu "her şeye" kadın ve çocuk da dahildir. Ensar Vakfı’ndaki cinsel istismar suçu ortaya çıktığında, AKP’nin ne yaptığını hatırlıyorsunuz değil mi? Dönemin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Aliye Ramazanoğlu, "Bir kereden bir şey olmaz" diyerek Ensar Vakfı’na sahip çıkmamış mıydı? Bu sadece "bir dini kurumda bu olmaz" demek için değildi, çocuğa yönelik istismarı, bir erkeğe hak gördükleri içindi. Elbette "bir kere de olsa" büyük bir suçtur ve affedilemez. Ayrıca, binlerce örneğinde olduğu gibi cinsel saldırı, sessizliğin büyüttüğü ve güçlendirdiği bir suçtur. AKP iktidarı, yeni yasal düzenlemesini savunurken, "bir defaya mahsus olarak ceza indirimi" yapılacağını sık sık vurguluyor. Bir defa ya da çok defa, bu yasal düzenleme çocuk tecavüzcülerinin cezasız kalmasından başka bir anlam ifade etmiyor.
 
Pedofili hastalığı bir yana, cinsel şiddet, akıl hastalığının ya da kendini denetleme yeteneğinden yoksun dengesiz erkeklerin gerçekleştirdiği bir saldırı değildir. İktidarın toplumsal cinsiyetçi örgütlenmesinin bir sonucudur.
 
Çocuğa yönelik cinsel istismar toplumsal çürümenin, insani değer yargılarının yitiminin ulaştığı boyutu gösterirken, kadınlar ve çocuklar için mezar olan "aile"nin aynı zamanda suç üreten bir "bataklık" haline geldiğinin de kanıtıdır.
 
Çocuk istismarı hiçbir biçimde izahı olmayan büyük bir suçtur. Ancak AKP/Saray faşizmi, kalemşörleri, imamları, öğretmenleri, bakanları eliyle çocuğa yönelik cinsel istismarın suç olmadığına toplumu alıştırmaya çalışıyor. Bu korkunç suça hepimizi ortak etmek istiyorlar.
 
Erdoğan, "Kadın-erkek eşitliğine inanmıyorum" diyerek, kadın katili erkeklerin sırtını sıvazlarken, şimdi de bu yasal düzenleme ile çocuk tecavüzcülerine yol verecekler. Sadece 10 bin tecavüzcü cezaevinden tahliye edilmekle kalmayacak, çocuklara yönelik cinsel saldırı daha da artacak.
 
Şimdi yeniden gelelim "Palu Ailesi"ne…
 
Çocuk ve kadınlara yönelik cinsel istismar suçunun olağanlaştırılması ve cezasız bırakılması, tüm toplumu bir "Palu Ailesi" haline getirmeyecek mi?