25 Kasım 2024 Pazartesi

Binlerce kadın haykırdı: Hayatı istiyoruz

İstanbul'da 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'nde binlerce kadın ve LGBTİ+, tüm yasak ve engellemelere rağmen Beyoğlu ve Karaköy'ü eylem alanına çevirdi. Mücadelelerinin engel tanımadığını vurgulayan kadınlar, "Kırıntıları değil, hayatı istiyoruz" diye haykırdı.

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'nde binlerce kadın ve LGBTİ+, iktidarın tüm yasakları ve engelleme çabalarına rağmen İstanbul'da Beyoğlu ve Karaköy sokaklarını eylem alanına çevirdi.

Beyoğlu'nun Taksim'e çıkan farklı ara sokaklarında toplanan çok sayıda kadın, sloganlarla yan yana geldi. Polis ara sokaklarda kadınlara saldırarak çok sayıda kadını işkenceyle gözaltına alırken, basın emekçilerinin görüntü alması da tehdit ve darpla engellenmek istendi.

Yüzlerce kadın, yüzünü Karaköy'e dönerek sloganlarla iskeleye doğru yürüyüşe geçti. Burada tekrar polis ablukası altına alınan çok sayıda kadın, polis kalkanlarıyla darp edildi. Kadınlar, uzun süre ablukada tutulurken bir grup kadın da "Erkek devlet şiddetine karşı mücadelemiz birbirimiz için" pankartı açarak ana caddede trafiği kesti.

KARAKÖY'ÜN HER YERİ EYLEM ALANINA ÇEVRİLDİ
Kadınlar, "Jin, jiyan, azadî", "Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz", "Kadın cinayetleri politiktir", "Geceleri de, sokakları da, meydanları da, terk etmiyoruz", "İsyanın sesini yükselt", "Dünyayı yerinden oynatacağız" sloganlarıyla uzun süre bütün Karaköy'ü eylem alanına çevirdi.

Ardından Karaköy iskelesinde toplanıldı. "Erkek devlet şiddetine karşı mücadelemiz birbirimiz için" ana pankartı arkasında yan yana gelen binlerce kadın ve LGBTİ+, "Jin, jiyan, azadi", "Yaşasın kadın devrimi", "Sesimizde isyan, isyanımızda yaşam var", "Öfkeni örgütle, hesap soralım", "Rojava'dan Gazze'ye kadınlara bin selam" dövizleri taşıdı.

Eyleme, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkanı Deniz Aktaş, Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM) Genel Sözcüsü Tanya Kara ve çok sayıda siyasi parti, sendika, demokratik kitle örgütü temsilcisi de katıldı.

'ERKEKLER DEVLET KORUMASINDA KADINLARI ÖLDÜRÜYOR'
25 Kasım'da kadınların dünyanın her yerinde sokakta olduğu ifade edilen eylemde, şiddet faili erkeklerin karşısında durmayan polislerin kadın ve LGBTİ+ların karşısında durduğuna dikkat çekildi. Türkiye'de erkeklerin devlet korumasında kadınları öldürdüğü vurgulanan eylemde, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın katledilen kadınlar için "kapısını açmış" sözlerine de tepki gösterildi.

Diyarbakır Valiliği'nin "Jin, jiyan, azadî" sloganını yasaklamasına işaret edilen eylemde, "Jin, jiyan azadî" sloganının dünyanın dört bir yanında özgürlük mücadelesi veren kadın ve LGBTİ+ların sözü olduğu belirtildi.

'BİR KİŞİ DAHA EKSİLMEYE TAHAMMÜLÜMÜZ YOK'
"Bizim bir kişi daha eksilmeye tahammülümüz yok" diyen kadın ve LGBTİ+lar, iktidarın kadın düşmanı politikalarının kadınları katlettiğine dikkat çekerek, şüpheli kadın ölümlerine işaret etti ve "Gülistan Doku'ya, Rojin Kabaiş'e, Narin'e ne oldu" diye sordu.

Kayyum siyasetine karşı da yan yana geldiklerini belirten kadınlar, "Kayyum en çok kadınlara karşı darbedir. Atanan kayyumlar ise ilk olarak biz kadınların kazanımlarına saldırıyor" dedi.

'SAVAŞ HER COĞRAFYADA YAŞAMLARIMIZI ÇALIYOR'
Siyonist İsrail'in Filistin ve Lübnan'da sürdürdüğü katliamlara da dikkat çekilen eylemde, "Filistin'de soykırım var. Öldürülenlerin çoğu kadın ve çocuk. Devletler açıktan İsrail'i desteklemekte beis görmüyor. Bazıları ise iki yüzlü siyaseti elden bırakmayıp yalancı kınamalarla İsraille ticareti sürdürüyor. Sadece Filistin'de değil; Lübnan'da, Rojava'da daha önce de olduğu gibi kadınlar savaşı bedenlerinde en ağır şekilde yaşıyor. Savaş her coğrafyada yaşamlarımızı çalıyor. Biz kadınlar barışta ısrarcıyız, barış için de direniyoruz" denildi.

SERAP AVCI'NIN DURUŞMASINA ÇAĞRI
Hayatta kalmak için özsavunmasını kullanan kadınların da selamlandığı eylemde, özsavunmasını kullandığı için tutuklanan Serap Avcı'nın 27 Kasım'da Küçükçekmece Adliyesinde görülecek duruşmasına da çağrı yapıldı ve Serap Avcı'nın serbest bırakılması istendi.

Eylemde, erkekler tarafından katledilen kadınların isimleri sayılarak, "Burada" diye haykırıldı.

25 Kasım Kadın Platformu, çok sayıda kadının işkenceyle gözaltına alınması ve birçok kadının da polis ablukasında tutulmasını protesto etmek için basın açıklamasını okumadı. Platform adına Türkçe, Kürtçe ve Arapça olmak üzere 3 dilde kısa bir açıklama yapıldı.

İstanbul Valiliği ve Emniyet Müdürlüğünün Taksim'i ablukaya alarak, kadınların, LGBTİ+ların buluşmasını engellemeye çalışarak, gözaltı ve işkenceyle kadın düşmanı yüzünü bir kez daha ifşa ettiği belirtilen açıklamada, "Biz tüm baskılara rağmen eşit, özgür, şiddetsiz bir yaşam istiyoruz" denildi.

'HEPİMİZ ERKEK ŞİDDETİYLE KARŞILAŞTIK'
Bambaşka hayatlar yaşayan kadınlar ve LGBTİ+lar olarak bir arada oldukları belirtilen açıklamada, "Hepimiz o ya da bu şekilde hayatlarımızda erkek şiddetiyle karşılaştık, mücadele ettik, etmeyi sürdürüyoruz. Gerek tek tek erkeklerin, gerek devletin, gerek kurdukları ittifakın bizleri kontrol etmek, emeğimizi ve bedenimizi sömürmek için kullandığı şiddeti tanımlıyor ve reddediyoruz. Erkek-devlet şiddetinin şekillendirmeye çalıştığı hayatlarımızda kendi kararlarımızı alıyor; babadan, kocadan, aileden bağımsız kendi düzenimizi kurmak için çabalıyoruz. Çünkü biz hayatı istiyoruz" ifadeleri kullanıldı.

'FAİLLERİ TANIYORUZ'
Her gün kadınların katledildiği bu düzende hiç kimsenin rahat olmadığı vurgulanan açıklama, şöyle devam etti: "Failleri tanıyoruz! Failler kocalar, babalar, abiler, sevgililer, eski sevgililer. Failler, kadınlar şiddet gördüğü için karakola gittiğinde kocandır deyip geri gönderenler, İstanbul Sözleşmesi'nden bir gecede çekilenler, 6284'ü uygulamayanlar, kazanılmış haklarımıza saldıranlar. Kadınların kapıyı açmasını, saat kaçta nerede olduğunu, ne giydiğini mevzu edenlere sesleniyoruz; fiziksel, cinsel, psikolojik, ekonomik, her türlü erkek şiddetinin sorumlusu, şiddeti uygulayan erkekler ve erkekleri koruyan devlettir. Failler kadın kazanımlarını gasp eden kayyumlar ve onları atayanlar. Failler, jin jiyan azadî çığlığımızı yasaklamaya çalışanlar. Failler kadınları istismar dolu ailelere mahkum etmeye çalışanlar. Failler transların hormona erişimini engellemeye çalışanlar."

'MÜCADELEMİZ BİRBİRİMİZ İÇİN'
Bütün dünyada faşist iktidarların gücünü; kendi iradesine sahip çıkan kadınlar ve halkların bedenini, topraklarını işgal etmeye dayandırdığı vurgulanan açıklamada, şu ifadeler kullanıldı: "Bu topraklarda, yanı başımızda Filistin'de, Lübnan'da, Rojava'da, İran'da ve bütün dünyada kadınlar özgürleşmeden hiçbirimiz özgür olmayacağız. Mücadelemiz sınır tanımaz, mücadelemiz yasak tanımaz! Mücadelemiz birbirimiz için! Bir kişi daha eksilmemek için, birbirimizi mutlu, umutlu bulabilmek için, kendi hayatlarımızın sahibi olabilmek için; mücadelemiz birbirimiz için! Bugün gözaltına alınan arkadaşlarımızı derhal serbest bırakın! Şiddet uyguladığınız her kadının, önlemediğiniz her kadın cinayetinin hesabını vereceksiniz. Mücadelemiz engellenemez. Dünyayı yerinden oynatacağız."

Eylem boyunca, "Erkek adalet değil, gerçek adalet", "Yaşasın kadın dayanışması", "Jin, jiyan, azadî", "Filistin'de direnen kadınlara bin selam", "Trans cinayetleri politiktir", "Aile değil kadınız, kadınlar isyandayız", "Erkek devlet şiddetine son", "Erkek vuruyor, devlet koruyor", "Kadınları değil, cinayeti engelle" sloganları atıldı.

Öte yandan çok sayıda kadın saatlerce polis ablukasında bekletilmeye devam edildi. Kadınlar, buna karşı polis kalkanlarını mora boyadı.

En az 169 kişi işkenceyle gözaltına alındı.