14 Kasım 2024 Perşembe

'Bekçiler arkalarında iktidar gücünü hissetmeseler, halka kötü davranamazlar'

Esenyurt'ta iki kişi parkta oturdukları sırada bekçilerin fiziki ve psikolojik işkencesine uğradı. İnsanların bekçiler tarafından "silahla" korkutulmaya çalışıldığını söyleyen gençler, "Kolluk güçleri birbirini kolluyor" dedi.

İzmir'de iki genç ile mahalle bekçileri arasında kimlik sorma tartışması sırasında yaşanan arbede mahkemeye taşındı. Geçtiğimiz ay karar veren İzmir 35. Asliye Mahkemesi, polise verilen kimlik sorma, makul şüphe üzerine kaba üst araması yapma gibi yetkilerin bekçilere verilmediğini belirterek, söz konusu bekçilerin görev sınırlarını aştıklarını kaydetti. Bu nedenle "görevini yapmakta olan memura karşı tehdit ve cebir kullanma suretiyle direnme" suçunun oluşmadığı belirtildi.

Ancak mahkemenin verdiği karar emsal teşkil etmesi gerekirken, bekçiler keyfi olarak kimlik sormaya ve halka işkence etmeye devam ediyor.

İstanbul Esenyurt'ta Recep Tayyip Erdoğan parkında D.S. ve Ö.K. oturdukları sırada 4 kişilik bekçi grubu tarafından kimlikleri alınmak suretiyle Genel Bilgi Tarama (GBT) yapılmak istendi. Buna karşı çıktıkları için "ilk gözaltlarını" yaşamakla kalmayıp, bekçiler tarafından darp edildiler. D.S. ve Ö.K., yaşadıklarını ETHA'ya anlattılar.

Arkadaşıyla parkta otururken "Gece bekçileri denen magandalar geldi" diyen Ö.K., kimliğini vermemesi üzerine ismini sorduklarını ve "İsmimi ne yapacaksınız, T.C No'mu veriyim bakın" demesi üzerine saldırıya uğradığını belirtti.

'BİR BEKÇİ, DİĞER BEKÇİYE BİZE ŞİDDET UYGULAMADIĞI İÇİN KÜFRETTİ'
Bekçilerin kendilerine saldırmak için geldiklerini hissettiğini ifade eden Ö.K., yakasından tutulup çardaktan düşürüldükten sonra kendisine biber gazı sıkıldığını, ters kelepçe takıldığını söyledi. Ö.K., "Arkadaşım ayırmaya çalışırken ona da gaz sıkıp, ağza alınmayacak küfürler kullandılar. Bir bekçi, diğer bekçiye de bize şiddet uygulamadığı için küfretti" diye konuştu.

'DOKTORUN BİZE YAPMASI GEREKEN TETKİKLER BEKÇİLERE YAPILDI'
Parkın içindeki kulübeye zorla sokulduğunu dile getiren Ö.K., konuşmasına şöyle devam etti: "Ben slogan attım, 'İnsanlık onuru işkenceyi yenecek' diye. Onlar ben demediğim halde kayıtlara 'sizi öldüreceğiz, katil devlet' dediğimi geçirip sahte delil üretmişler. Telefonumuza ve cüzdanımıza el koyup, savcılık izni olmaksızın karıştırdılar. Bekçi beni dolaba yapıştırdı, kafama, dizleriyle karın bölgeme vurdu. Parkın güvenlik görevlileri bu olaya göz yumdu. Bizi hastaneye götürdüklerinde doktor ayaküstü muayene etti. Bize yapması gereken tetkikleri onlara yaptı. Ben kusacak gibi hissettim, beyin kanaması geçirme ihtimalime rağmen bekçileri EMAR bölümüne gönderdi."

'TERÖR ÖRGÜTÜ PROPAGANDASI SUÇLAMASI YÖNETİLDİ'
Karakola götürüldüğünde avukat görüşme odasında bekletildiğini kaydeden Ö.K., odada yaklaşık 10 kişi olmasına rağmen sadece kendisinin ters kelepçeyle bekletildiğini söyledi. Ö.K., adliyeye götürüldüğünü ve kendisine "terör örgütü propagandası" suçlaması yönetildiğini belirtti ve "Kağıt üstünde yazdığını hatırlamıyorum ama bekçiler DHKPC propagandası diye kendi aralarında konuşlar. Arkalarında iktidar gücünü hissetmeseler, halka bu kadar kötü davranamazlar" dedi.

'DOĞRULARI YAZIN DEMEME RAĞMEN İFADEM DEĞİŞTİRİLDİ'
D.S. ise başta bekçilerin sonrasında karakolda polislerin küfürlerine maruz kaldığını dile getirdi. D.S., "Biri bana sandalye verdi, bize şiddet uygulayan bekçi 'sandalyeyi götür, oturmasın' dedi ve ayakta bekletildim" dedi.

Polisin tutması gereken gözaltı tutanağının bekçiler tarafından tutulduğunu söyleyen D.S., ifadesinin "doğruları yazın" demesine rağmen değiştirildiğini belirtti. D.S., "Kolluk güçleri birbirini kolluyor. Nezarethane çok kalabalıktı, bana o kadar erkeğin içinde durma dediler. Sonra o kadar polisin içinde beni bekletmeye devam ettiler. 'Buradaki erkeklerin üniforması var diye mi beni oturtuyorsunuz' dedim, sırıttılar. Karakola kimliğini kaybettiği için gelen vatandaşa görevli olmadığı halde üstümü arattırdılar" şeklinde konuştu.

D.S., bekçilerin keyfi bir şekilde insanlara kimlik kontrolü yaptığını söyledi ve "Halkı rahatsız ediyor artık bu yaşananlar. İnsanlara resmen suçlu muamelesi yapılıyor. Silahlarını doğrultarak kimlik soruyorlar. Bu, insanlar silahlarla korkutulmaya çalışılıyor demektir, psikolojik baskıdır. Hakkımı arayacağım, gerekli mercilere şikayette bulundum" diye ifade etti.