24 Kasım 2024 Pazar

Avukatlar: Nöbetimize devam ediyoruz

57. Adalet Nöbeti'ne Dışarıdaki Gazeteciler ile birlikte çok sayıda hukukçu katıldı. Avukatlar, nöbetin sürdürüleceğini duyurdu.
Avukatların tutuklu meslektaşları için Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliyesi'nde gerçekleştirdiği Adalet Nöbeti 57. haftasında devam etti. 57. hafta Adalet Nöbeti'ne Dışarıdaki Gazeteciler ile birlikte çok sayıda hukukçu katıldı.
 
Nöbetin ilk konuşmacısı Dışarıdaki Gazeteciler'den Gülşah Karadağ'dı. Konuşmasında bugünün 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü olduğunu belirten Karadağ, Sınır Tanımayan Gazeteciler'in (RSF) geçtiğimiz hafta açıkladığı Dünya Basın Endeksi'nde Türkiye'nin 180 ülke arasında 157. sırada olduğunu hatırlattı. Türkiye'nin 10 yıl önce aynı listede 101. sırada olduğunu anımsatan Karadağ, "RSF basın ihlalleri konusunda Türkiye için 'En ürkütücü ülkelerden biri' ifadesini kullandı. Türkiye neden ürkütücü? Çünkü Türkiye'de 100'ün üzerinde gazeteci cezaevinde. Ürkütücü çünkü OHAL ile birlikte onlarca gazete, televizyon, internet sitesi kapatıldı. Halkın haber alma hakkını kendi onuru gibi savunan gazeteciler, açılan soruşturma ve davalar nedeniyle adliye koridorlarını aşındırıyor. Ürkütücü çünkü, iktidarı rahatsız eden her haber, 'terör propagandası' muamelesi görüyor. Yine de 3 Mayıs Basın Özgürlüğü Günü kutlu olsun diyoruz. Basın özgürlüğü aynı zamanda ifade özgürlüğü anlamına gelir ama bizim hakimlerimiz hala bunu anlayabilmiş değil" dedi.
 
Cumhuriyet davasının ileride sembol bir dava olarak gösterileceğini kaydeden Karadağ, "Bu davada kişi hakları ve savunma hakkı ihlal edildi. Uluslararası sözleşmeler ve Anayasa ihlal edildi. Daha da önemlisi temel hukuk prensiplerinin usulünün ihlalini gördük bu davada. Böyle bir dava sonucunda 400'ü aşkın gün tutuklu kalmalarına rağmen bir de ceza alarak ödüllendirildiler. Akın Atalay çıktı ancak hala müvekkillerini savundukları için cezaevinde olan avukatlar var. Böylesi bir pratiği Türkiye tarihi boyunca görmedi. Bizler Dışarıdaki Gazeteciler olarak hakikati görmeye, yazmaya, söylemeye devam edeceğiz. Dava açsanız da bir şey değişmeyecek. Duruşma salonlarınızda her haberimizi yeniden dile getirmeye devam edeceğiz. Hukuk ve adalet bizim yanmızda. Halkın menfaatlerine uygun davranan biziz. Siz hukuksuzsunuz, adaletsizsiniz, çıkarcısız ve yasa dışı bir mafyasınız" sözleriyle konuşmasını bitirdi.
 
'UMUT IŞIĞI OLABİLİRİZ DİYE ADALET NÖBETİNİ BAŞLATTIK'
 
Karadağ'ın ardından Avukat Bahri Belen söz aldı. Türkiye'de gazetecilerin ve avukatların demokrasinin kobayları olduğunu ifade eden Belen, "Demokrasinin hayata geçebilmesi için bu kobaylara ihtiyaç olduğu anlaşılıyor. Demokrasinin güvencesi de hukuk devletidir. Hukuk devletinin yaşama geçebilmesi için tarafsız, bağımsız, adil ve etkin bir yargıya ihtiyaç vardır" diye konuştu. Cumhuriyet gazetesi çalışanları tutuklandıktan sonra yargıya ve adalete müdahaleye ve bu müdahaledeki siyasi etkiye farkındalık yaratabilmek için Adalet Nöbeti'ne başladıklarını kaydeden Belen, "KHK'ler ile başlayan geçici ve olağanüstü dönem sona erer diye bekledik. Ama olmadı. Ünlü Avusturyalı hukukçu Kein Herz, 'Devlet aslında hukuktur' diyerek hukukun olmadığı yerde devletin de aslında hiçbir anlam ifade etmeyeceğini ve meşruiyetini kaybedeceğini söylüyor. Yine Herz diyor ki 'Bir toplumda eğer bir kişi adaletten şikayetçiyse ve hukuk ihtiyacını dile getiriyorsa o toplumda hukuk ve adalet için umut vardır.' Bu toplumda demokrasi, insan hakları, adalet ihtiyacını dile getiren gazeteciler gibi yargının sesi olan avukatlar da bu tabloyu sürekli gündemde tutarak adalet ve gerçek bir hukuk ihtiyacı için umut ışığı olabiliriz diye Adalet Nöbeti'ni başlattık" dedi.
 
Geçtiğimiz hafta karara bağlanan Cumhuriyet Davası'nda tutuklu kalmadığını hatırlatan Belen, "Sadece gazetecilik yaptıkları ve sadece gazetenin avukatlığını yaptıkları için bugünkü yargı uygulamasında, Anayasa Mahkemesi kararlarında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde görülmediği şekilde korkunç bir tabloyla karşılaştık. Aslında bu karar, hukuk ve adalet için tehdit ve gözdağının sürdüğünü gösteriyor. Verilen cezalar sadece hukuk ve adalete değil aynı zamanda basın özgürlüğüne, demokratik siyasete ve sonuç olarak demokrasiye bir gözdağıdır" şeklinde konuştu. Hali hazırda birçok gazetecinin, siyasetçinin ve avukatın tutuklu olduğunun altını çizen Belen, Adalet Nöbeti'nin sürdürülmesi gerektiğini kaydetti.
 
'ADALET NÖBETİ'NE DEVAM EDECEĞİZ'
 
Belen, "Adalet Nöbeti, hukukun ve adaletin seslerinden biridir. Hala Türkiye'de yargıçların olduğuna inanıyoruz. Adalet Nöbeti'nin sesi basının, halkın ve vicdanlı yargıçların ve bütün ülkenin sesi. Yani umudun sesi. Avukatlar olarak bu umudu büyüterek, hukukun ayakları üzerinde durabilmesi için nöbetimizi devam ettireceğiz" dedi. Avukat Kemal Aytaç da nöbetin tutuklu Cumhuriyet avukatlarının şahsında başlatıldığını, Akın Atalay'ın tahliyesinden sonra devam edip etmeyeceği yönünde sorular geldiğini belirterek, "Bu nöbeti avukatlar başlattı, devamını yine avukatlar belirleyecekler. Hiçkimsenin şahsında yürüyecek bir şey değildir. Çünkü eylemimiz gönüllüdür. Kimsenin talimatıyla değil kendi irademizle burada nöbet tutuyoruz. Nöbetimize devam ediyoruz" dedi.