25 Kasım 2024 Pazartesi

Av. İncesu: Ayten Öztürk'e verilen ceza işkencenin üstü örtme amaçlı

Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından Doğa İncesu, müvekkilleri Ayten Öztürk hakkında onanan iki ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını ETHA'ya değerledirdi. Öztürk'ün gördüğü sistematik fiziksel, cinsel ve psikolojik işkenceye rağmen ajanlık ve itirafçılaşma dayatmasına karşı çıktığı ve sistematik işkencenin üstünü örtme amacıyla bu cezanın verildiğini kaydetti ve ekledi: "Dolayısıyla bu dosyayı bozduracak, Ayten Öztürk'e adalete sağlayacak olan nihayetinde hukuki ve politik mücadeledir. Bu nedenle tüm duyarlı halkımıza, devrimci demokratlara, demokratik kitle örgütlerine çağrımızı sürdürüyoruz."

Ayten Öztürk hakkında siyasi bir kararla verilen 2 ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, yine siyasi saiklerle Yargıtay 3. Ceza Dairesi tarafından onandı.

Ayten Öztürk, 8 Mart 2018 tarihinde Lübnan'da Beyrut Refik Hariri Havalimanında gözaltına alındı ve özel bir uçakla Türkiye'ye getirildi. 6 ay boyunca kayıptı. Bu süre zarfında hiç kimsenin bilmediği bir yerde sistematik şekilde cinsel, fiziksel ve psikolojik işkenceye uğradı. 28 Ağustos 2018 gecesi Ankara'da, bedenindeki 898 yara ile bir araziye bırakılır bırakılmaz siyasi şube polisleri tarafından gözaltına alındı. Öztürk, 3 yıllık tutsaklığının ardından yargılandığı davanın 31. duruşmasında 2 ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ve ev hapsiyle tahliye edildi. Öztürk, hapishane çıkışı tahliye edildiği dosya ile aynı tarihli bir olay gerekçe gösterilerek gözaltına alındı. Bir gece tutulan Öztürk, ifade işlemlerinin ardından serbest bırakıldı. 

DEVRİM ŞEHİTLERİNİ ANDIĞI İÇİN YARGILANDI
Öztürk'e yönelik siyasi polisin tacizi ev hapsinde de sürdü. Öztürk'ün evi sık sık özel harekat polisleri tarafından farklı gerekçelerle basıldı, Öztürk ev baskınında şiddet gördü, "senin için de geleceğiz" denilerek tehdit edildi. Aylarca maruz kaldığı işkenceyi kitabında dile getiren Öztürk hakkında "örgüt propagandası" iddiasıyla dava açıldı, Öztürk bu davada devrim şehidi ablası, abisi ve yengesini andığı için de yargılandı. 

6 Kasım 2023 tarihinde konuştuğumuz Öztürk, "Yaşadıklarımla başkasına 'senin de başına gelir' diye mesaj vermek istiyorlar. Bu korkunun yaratılmak istenmesine karşı, susmamak için birlikte olmalıyız. İşkence gerçekten insanlık suçu ve kabul edilemez" demişti. Öztürk, ne olursa olsun mücadeleyi sürdüreceğini de eklemişti.

Ayten Öztürk, 6 Şubat 2024'te bir kez daha gözaltına alındı ve tutsak edildi. Bu süre zarfında hakkında verilen 2 ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası Yargıtay tarafından onandı. Öztürk'ün avukatları onanan bu cezanın gördüğü işkence ve ödediği ağır bedellere rağmen ajanlaşma ve itirafçılık dayatmasına karşı çıkan müvekkillerine verilen bir yanıt, aynı zamanda da sistematik işkencenin üstünü örtmek amaçlı olduğunu kaydetti. 

'AYTEN ÖZTÜRK'ÜN ORADA OLDUĞUNA DAİR DELİL YOK'
Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından Doğa İncesu ile Ayten Öztürk'ün ömrünü dört duvar arasında geçirmesine neden olacak davayı ve isnat edilen suçları konuştuk. Ayten Öztürk hakında, "insan öldürmeye azmettirme" ve "anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs" suçlamalarıyla verilen 2 ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının 2008 yılında Okmeydanı'nda çocuk istismarcısının linç edilmesiyle başladığını belirten İncesu, "Bu linç edilen çocuk istismarcısı hastaneye kaldırıldıktan iki gün sonra yağ embojisi nedeniyle hayatını kaybediyor. Ve bir soruşturma başlıyor. Soruşturmada şüpheli olan kişilerden biri Ayten Öztürk hakkında 'linç olayını kenardan izliyordu' şeklinde beyanda bulunuyor. Bunun dışında tüm dosya kapsamında bir de tanık beyanı var; Ayten Öztürk'ü uyuşturucuya, fuhuşa, yozlaşmaya karşı bir halk toplantısında gördüğünü söylüyor. Yine Okmeydanı'nda dernekte gördüğünü söylüyor. Bunun dışında herhangi bir beyan yok. Ayten Öztürk'ün o gün orada olduğunu gösteren bir kamera görüntüsü yok, Ayten Öztürk'ün linç eşyalarında, sopada vs parmak izi yok. Dosyada sanık olarak yargılanan, diğer tüm kişilerin Ayten Öztürk'ün orada olduğuna ilişkin beyanı yok" dedi. 

'KARAR İŞKENCELERİN ÜSTÜNÜ ÖRTMEK İÇİN VERİLDİ'
Saydıkları tüm gerekçeler göz önünde bulundurulduğunda Ayten Öztürk'ün beraat edilmesi gerektiğinin altını çizen İncesu, "Fakat İstanbul 3. ACM tamamen siyasi bir karar vererek Ayten Öztürk'e iki ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Bu karar o denli siyasi bir karardı ki, müvekkilimizi ev hapsiyle tahliye ettiler. Ülkemiz tarihinde iki ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilerek tahliye edilen kimse olmadı bugüne kadar. Muhtemelen bundan sonra da olmayacaktır. Bu karar işkencelerin üstünü kapatmak için verildi. Çünkü 2018 yılında Ayten Öztürk Lübnan'da gözaltına alınıyor Lübnanlı yetkililer tarafından. Ve yasa dışı bir  şekilde Türkiye'ye teslim ediliyor, 6 ay boyunca her türlü işkenceyi yaşadı. Tacize uğradı, tecavüz girişimlerine maruz bırakıldı, elektrik, elektroşok işkencesi gördü, Filistin askısı işkenceleri uygulandı. Her türlü fiziki ve psikolojik işkenceyi yaşadı. Ve bütün bu baskılara, işkenceye rağmen insanlar üzerine ifade vermeyi kabul etmedi. Bugün Ayten Öztürk'e iki ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesinin nedeni budur" ifadelerini kullandı.

'AYTEN ÖZTÜRK'E ADALETİ SAĞLAYACAK OLAN HUKUKİ VE POLİTİK MÜCADELE'
Ayten Öztürk davasının en temel haliyle işkencenin aklanması davası olduğunu belirten Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından Doğa İncesu, adalet ve işkenceye karşı mücadele, adil yargılanma hakkı mücadelesinde bu davanın önemine dikkat çekti. İstanbul 3. ACM ve Yargıtay'ın kararının hukuki değil siyasi olduğunu anımsatan İncesu, şu çağrıyla devam etti: "Dolayısıyla bu dosyayı bozduracak, Ayten Öztürk'e adalete sağlayacak olan nihayetinde hukuki ve politik mücadeledir. Bu nedenle tüm duyarlı halkımıza, devrimci demokratlara, demokratik kitle örgütlerine çağrımızı sürdürüyoruz. 6 ay boyunca işkence gören, hukuksuzca üç yıl tutsak edilen, 2 buçuk yıl ev hapsinde tutulan ve nihayetinde 2 ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilerek tüm ömrü çalınmak, tüm ömrü dört duvar arasında geçirtilmek istenen müvekkilimizin sonuna kadar yanında olacağız. Ayten Öztürk'ü sahiplenmeye çağırıyoruz."