Amasra maden katliamı davası ertelendi
Bartın'ın Amasra ilçesinde 43 madencinin yaşamını yitirmesine neden olan maden katliamının 9'uncu duruşmasında avukatlar bilirkişi raporuna itiraz etti. Sanıkların tahliye talebinin reddeden mahkeme heyeti, ''dosyanın varsa tevsi tahkikat, yoksa esas hakkında mütalaa için savcılığa gönderilmesine'' karar verdi. Bir sonraki duruşma 13 Aralık'ta görülecek.
Bartın'ın Amasra ilçesinde 43 madencinin katledildiği Türkiye Taş Komürü Kurumunun (TTK) Amasra müessesinde yaşanan patlamaya ilişkin davanın 9'uncu duruşması Bartın 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görülüyor.
Duruşma öncesi avukatlar ve KESK adliye önünde açıklama yaptı.
'TÜM SORUMLULAR YARGILANANA KADAR VAZGEÇMEYECEĞİZ'
Avukat Evren İşler, "9. celsede buradayız. İlk gün katliamın göz göre göre geldiği gerçeği dosyada ortaya çıkmıştır. Burada olası kastla insan öldürme suçu gerçekleşmiştir. Buna rağmen TTK Genel Müdürlüğünün sorumluluğunun tespit edilmesine rağmen hala sanık hale getirilmemiş olması, aslında bir idari bütünlük içinde sorumluların korunduğunu bir kez daha gösteriyor. Biz buradayız, bütün sorumlular yargılanınca, hak ettiği cezayı alana kadar bu süreci takip etmekten vazgeçmeyeceğiz" dedi.
'ADALET AKP'NİN İSTEDİĞİ GİBİ İŞLİYOR'
KESK Genel Sekreteri Sevgi Yılmaz ise "Açık açık yapılan bu katliamda hesap verilmedi. Ancak Esenyurt'ta halkın iradesi ile seçilmiş Ahmet Özer tutuklandı. Adalet AKP'nin istediği gibi işliyor. Bu toprağın altında çocuklarımız yatıyor, katledilen kadınlar, katledilen işçiler yatıyor. Bu kader değil. Fıtrat değil. Bu sermayeyi patronları koruyan, işçilerin hayatını korumayı maliyet sayan iktidar bunu bize reva görüyor" ifadelerini kullandı.
Duruşma, bilirkişi ek raporu ve Enerji Bakanlığı Teftiş Kurulu raporunun dosyaya eklenmesiyle başladı.
'GERÇEK VE AYRINTILI BİR RAPORA İHTİYAÇ VAR'
Rapora ilişkin itirazda bulunan avukat Melike Polat, "Rapor yeni bir şey söylemiyor ve önceki dediklerini tekrardan ibaret kalıyor, sadece 5 sayfadan ibaret. Bu rapor bizce araştırılması gereken yeni hususlar olduğu kanaatini oluşturdu. Teftiş Kurulu raporu çok daha detaylıyken bilirkişi raporu teknik konularda dahi söz söylemiyor. Keşif hususunda uzmanlıkları doğrultusunda beyanda dahi bulunmamışlar. Bilirkişi heyetinden bir üyenin daha önce Kozlu Katliamında 'korkunç kaçınılmazlık' teorisine imza atanlardan olduğunu biliyoruz. Bu kişiye itirazlarımızı da sunmuştuk. Bunun bir rapor olarak kabul edilmesi mümkün değil. Bizim katliama dair gerçek ve ayrıntılı bir rapora ihtiyacımız var" dedi.
Polat, yeni bilirkişi heyetinin kurulması ve daha önce mümkün görülen keşfin yapılması gerektiğini belirterek, "Teftiş Kurulu raporu ve mahkemede toplanan deliller taksirle yargılanan bazı kişilerin olası kast ile yargılanması gereğine de işaret ediyor. Bu noktada tutukluluk hallerinin de devamı gerekiyor" dedi.
Polat'ın ardından avukat Derviş Emre Aydın söz aldı. Bilirkişi ek raporunun kabul edilmesinin mümkün olmadığını ifade eden Aydın, dosyada teknik değerlendirmenin son derece zayıf olduğunu söyledi. Yasak olmasına rağmen bilirkişi raporunda hukuki yorum yapıldığına dikkat çeken Aydın, "Kasten öldürme suçundan dava açıldı. Yargılama sürecinde yeni deliller ile kasıt konusunda elimizdeki veriler de arttı. Ana aspiratörün yetersizliği 2019'da belirtiliyor. Bu noktadan sonra olası kastın 'öngörü' unsuru konuşulmaya başlar. Teftiş Kurulu raporunda dinlenen tanık ile metan seviyesinin yüzde 25'lere vardığını görüyoruz. Tanık işçi uyardığı halde çalışma devam etmiş. Bu grizu patlaması sınırının dahi üstünde. Patlama şartlarında çalışmanın devam etmesi sanıkların dikkat ve özen yükümlülüğünü ihlal etmesi değil. Sanıklar, kasten, üretim durmasın diye bu şartlarda üretime devam ediyor. Tanıklar da bunu açıkça beyan ediyor. Keşif yapılması noktasında direnç ve madene su basılma meselesi ATİM'in kötü niyetinin delaleti. Madende yangın sürüyorsa bunun nedeni ATİM'in yanlış barajlaması. Maden Mühendisleri odası da bunu tespit etti. Madene su basılmasını kabul etmeyeceğimizi biliyorlar. Böylece ATİM madene girilmeme noktasında sorumluluğu üstünden atmak istiyor. Su basılırsa da deliller kaybolacak" diye ekledi.
Sanıkların talebi üzerine TTK eğitim maskesi, gaz maskesi ve drager cihazı uygulamalı göstermek üzere duruşmaya getirildi. ATİM görevlisi, getirdiği acil durum maskesini duruşmada açmaya çalıştı, ancak maskeyi bir dakika boyunca açamadı.
Sanıkların tahliye talebini reddeden mahkeme heyeti, "dosyanın varsa tevsi tahkikat, yoksa esas hakkında mütalaa için savcılığa gönderilmesine" karar verdi. Bir sonraki duruşma 13 Aralık'ta görülecek.