EMEK
AKP iktidarı burjuvazinin jandarmasıdır - ETHEM DOĞAN
Tahta kurusu kan emici özelliğe sahip bir böcek türüdür, burjuvazi tahta tipik bir tahtakurusu olarak işçilerin kanını emen bir sınıftır. Burjuvazi kan emici, sömürücü, rant ve artı değer uğruna emekçilerin kanını emen tahtakurusudur, AKP-Rejimi ise, tahta kurusu burjuvazinin jandarmasıdır.
Rant ve sermaye için doğanın talan edildiği, sermayedarlara peşkeş çekilen alanların başında gelen 3. havalimanı kısa süreli büyük bir direnişe sahne oldu, insanlık dışı çalışma koşulları ve iş cinayetleri başta gelmek üzere inşaat işçileri en uygulanabilir taleplerini iş bırakarak dile getirdi. Eylem sırasında yaptıkları görüşmeler rejimin koruduğu patronlar tarafından oyalama amacı taşıdı. İşçilerin eylemi daha baştan tehditkar bir yöntemlerle karşılaştı. İşçiler bu tutumu kabul etmeyince sermaye sahipleri kolluğuna AKP iktidarına koştu ve işçilerin en insani taleplerini bir gece yarısı operasyonuyla bastırmaya çalıştı.
Hamaset siyasetiyle ayakta duran ülkeyi büyük bir siyasi ve ekonomik kriz sarmalına sokan iktidar en insancıl hak talebine dahi tahammül edemeden bildiği en iyi yöntemi, faşist saldırganlığını devreye soktu.
600’e yakın gözaltısıyla Türkiye tarihinin en çok gözaltısı yaşanan işçi eylemleri arasına giren 3. havalimanı inşaatı eylemi toplamda yaşanan emekçilerin yaşadıkları sorunlar karşında dayanılmaz bir noktaya geldiklerini gösteriyor. Neredeyse ‘her gün 2 arkadaşımız ölüyor, tahta kurularıyla beraber yatmak istemiyoruz’ talepleri, politik olarak insanlık dışı çalışma şartlarını reddetmek anlamını taşır.
İşçiler, yaşam koşullarının ağırlaştığının, kendilerine değer verilmediğinin bilinci ile hareket ederek eylemlerinin öznesi olmuşlardır.
Türk ve Kürt işçisinin en yoğun yaşam ve çalışma alanı olan inşaat alanı bu yapısıyla iktidarı korkutmuştur, sermaye ve iktidar tam da bu yapısından korktuğu için hak arama eylemini bastırma gereği duymuştur, çünkü orada ortaya çıkacak Kürt işçisi ile Türk işçisinin birleşik mücadelesine dönüşmesidir söz konusu olan ve bu durum yeni sıçramalara gebe anlamı taşır.
Elbetteki rejim en ufak sese dahi tahammülsüzdür, siyasi ve ekonomik krizin yarattığı hoşnutsuzluk hali yaşamın her alanında kendini en ufak direniş haliyle de olsa göstermektedir, emekçiler etrafında gelişen dayanışma ağı bunun en somut ifadesidir.
Başta ezilen halkların birleşik örgütü HDP’nin, eylemin başından itibaren işçi sınıfı ile gece ve gündüz yan yana oluşu, eylemin bir parçası haline gelmesi olumlu bir adımdır. Kürt ve Türk emekçilerinin birleşik mücadele imkanlarını büyütmeye ve aralarındaki güveni geliştirmeye hizmet etmiştir.
Rejim yanlısı tüm burjuva medya ve AKP’nin sosyal medyadaki klavye milisleri trolleri, işçilerin insani taleplerini görünmez kılmak için kara propagandayı devreye sokarak, şoven duyguları şahlandırmak için özel bir çalışma içerisine girdi. HDP’nin verdiği desteği direnişçi işçilerin eylemini terörize etme yolunu izlediler, harekete katılan işçileri terörist ve şer odağı olarak göstermiştir.
Tahta kurusu kimdir?
Tahta kurusu kan emici özelliğe sahip bir böcek türüdür, burjuvazi tahta tipik bir tahtakurusu olarak işçilerin kanını emen bir sınıftır. Burjuvazi kan emici, sömürücü, rant ve artı değer uğruna emekçilerin kanını emen tahtakurusudur, AKP rejimi ise tahta kurusu burjuvazinin jandarmasıdır.
Tahran görüşmeleri esnasında cihatçıları gözeterek önerdiği ateşkesle Suriye’de cihadist selefi çetelere kalkan olan rejim, Türkiye’de Soma katliamında, Torunlar İnşaat'ta ve 3. Havalimanında görüldüğü gibi patronlara kalkan olmuştur.
AKP iktidarı, krizin yükünü yoksullara, savaşın yükünü Kürt halkına yıkmaya çalışarak içinde bulunduğu krizi hamaset siyasetiyle sümen altı etmeye çalışıyor. Fakat iktidar, tüm faşist saldırı aygıtları elinde olmasına rağmen gelişen direnişlerin önünü alamıyor, evet eylemleri bastırabilir ama bitiremez. Çünkü hem işçi sınıfı hemde ezilen halklar köklerini tarihlerinden alıyorlar. Hırpalanıyorlar ama ezilmiyorlar, dalları budanıyor ama filizlenmekten vazgeçmiyorlar.
Kan emici, tahta kurusu burjuvaziyi ortadan kaldırmak için işçi sınıfının örgütlenmesi ve birleşik mücadeleyi geliştirmesinden başka yol yok.