Adana Emek ve Demokrasi Güçleri'nden genel grev çağrısı
Adana Emek ve Demokrasi Güçleri, dün akşam açıklanan sefalet düzeyindeki asgari ücrete karşı yaptığı açıklamada, sendikalara genel grev kararı almaları çağrısında bulundu.
Adana Emek ve Demokrasi Güçleri, 22 bin 104 TL olarak açıklanan asgari ücrete karşı açıklama yaptı.
İnönü Parkında yapılan açıklamayı Emine Esmer okudu.
Asgari ücretin yüzde 30 zamla 22 bin 104 TL yapılmasının sefalet dayatması olduğunu vurgulayan Esmer, sendikalara genel grev kararı alma çağrısında bulundu. Grevin işçi sınıfının mücadele silahı olduğunu, işçi sınıfının üretimden gelen gücünün devreye sokulması gerektiğini söyleyen Esmer, "Bugün yaşamak pahalıdır, ama ölmek son derece ucuzdur. Hayat pahalı, can ucuzdur. Bu karanlık, bu çaresizlik, bu esaret, kader değildir. İşçi sınıfı, bizzat kendi mücadelesi ile, grevleri ile, her türlü eylemi ile kendi haklarını savunmak zorundadır. Genel grev, genel direniş bu sefalet dayatmasından kurtulmak için şarttır" dedi.
Her iki işçiden en az birinin asgari ücretle çalıştığını söyleyen Esmer, asgari ücret zam oranının IMF dayatmasıyla belirlendiğine dikkat çekti. 2025 yılında işçi ve emekçilere sefaletin dayatıldığını vurgulayan Esmer şöyle konuştu: "Sermaye işçi sınıfına sadece hayatta kalabileceği koşulları dayatarak krizin yükünü hafifletmek istemektedir. Krizden işçi sınıfının payına üç kuruş ücret, hayat pahalılığı, uzayan iş saatleri düşmüştür. İş cinayetleri, derinleşen borçlanma ve intiharlar açığa çıkan sonuçların en görünür olanlarıdır. Tüm bunlara eşlik eden çürüme giderek derinleşmektedir.
Asgari ücret saldırısı ile işçi sınıfına, kadınlara, gençlere diz çöktürmek hedeflenmektedir. Bu saldırı hem ekonomik bir rant ve yağma üzerine kuruludur hem insana ait ne varsa bütünüyle hedefine alarak üç kuruşluk bir hayatı normalleştirmek istemektedir."
İşçi sınıfına yönelen bu saldırı karşısında direnenler de olduğunu kaydeden Esmer, Gezi ayaklanmasını, işçilerin, kadınların, öğrencilerin, doğa ve yaşam savunucularının yürüttükleri mücadeleyi hatırlattı.
Sermaye ve AKP-MHP iktidarının mücadele eden işçilerin birleşmesini engelleme çabalarına işaret eden Esmer, "Soma madencileri Polonez işçileri ile birlikte mücadele etmesin, direnişler birbirleri için ve aynı zamanda kendi talepleri ile bir araya gelmesin istiyorlar. Çünkü yan yana gelen direnişlerin talepleri daha güçlü açığa çıkacaktır, direnenler örgütlü hareket etmenin gücünü göreceklerdir ve sonuç almayı öğreneceklerdir. İşte o zaman üç kuruşluk değil insanca ve onurlu bir yaşam talebi büyüyecektir ve direnişler tüm bu çürümüş, her yanından pislik akan sistemin yıkılması için tek ve gerçek odak olacaklardır" diye ekledi.
Çözüm yolunun işçilerin mücadelelerinin birleşmesi olduğunu vurgulayan Esmer, "Böylesi bir birlikteliği ve kardeşleşmeyi sağlayacak örgütlenme birleşik emek cephesidir. Zaman direnişleri örgütleme, büyütme ve bir araya getirmeyi zorunlu kılıyor" dedi. Esmer, saldırılara karşı topyekun direniş hattını kurma, genel grev genel direnişi örgütleme, direnen işçileri, kadınları, öğrencileri, yaşam savunucularını, omuz omuza vererek sokaklarda meydanlarda örgütlenmeye çağırdı.
Eylemde, "Hak verilmez alınır zafer sokakta kazanılır", "Genel grev genel direniş", "İşçi memur el ele genel greve" sloganları atıldı.