25 Kasım 2024 Pazartesi

Adalet Arayan İşçi Ailelerinin 78. haftasındaki eylemi de engellendi

Adalet Arayan İşçi Aileleri'nin Galatasaray Meydanında yapmak istedikleri Vicdan ve Adalet Nöbeti "kamu güvenliği" gerekçe gösterilerek Galatasaray Meydanında yapılması engellendi. Aileler yasağa tepki göstererek basın açıklamasını Beyoğlu'nda bulunan "Bir Umut Derneği" önünde gerçekleştirdi.
İstanbul'da bulunan Galatasaray Meydanındaki eylemlere yönelik baskı ve yasak politikası sürüyor. Adalet Arayan İşçi Ailelerinin her ayın ilk pazar günü Galatasaray Meydanında yapmak istedikleri "Vicdan ve Adalet Nöbeti" bu ay da engellendi.  Galatasaray Meydanına gelen aileler, beşinci kez polis engeli ve yasak kararıyla karşılaştı. Yasak kararına tepki gösteren aileler, açıklamayı Beyoğlu'nda bulunan Bir Umut Derneği önünde gerçekleşirdi.
 
Açıklamaya iş cinayetlerinde yaşamını yitirenlerin yakınları, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve çok sayıda kişi katıldı. Dernek binası önnüde "78. Vicdan ve Adalet Nöbeti" pankartı açan aileler, iş cinayetlerinde yaşamını yitirenlerin fotoğraflarını taşıdı.
 
'YILIN İLK 10 AYINDA 1640 İŞÇİ HAYATINI KAYBETTİ'
 
Bu ayki basın açıklamasını iş cinayetinde eşini kaybeden İdris Çabuk okudu. Eylemlerinin "milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması" gerekçeleriyle Galatasaray Meydanında yapılmasının yasaklanmasına tepki gösterdi.
 
Çabuk, ekim 2018'de en az 177, 2018'in ilk on ayında ise en az 1640 işçinin çalışırken hayatını kaybettiğini söyledi. "SGK verilerine göre inşaat sektörü 381 ölümle birinci sırada" diyen Çabuk, kayıt dışı iş cinayetleri olduğuna da dikkat çekti.
 
İdris Çabuk, "İş cinayeti davalarında cezasızlık anlamına gelen cezalar verilmesi neredeyse bir kaide durumuna geldi. Bizler davalarımızı takip etmeseydik, yargılanan sorumluların yetersiz bulduğumuz cezalara bile çarptırılmayacaklarının farkındayız" ifadelerini kullandı.
 
'BİLİRKİŞİLER TARAF TUTMAYI TERCİH EDİYOR'
 
İş cinayetleri davalarında işçilerin "kusurlu" görüldüğüne değinen Çabuk, "Bilirkişiler iş cinayetinin meydana gelmesindeki sorumluluk tartışmasını yürürlükteki mevzuat hükümleri ve olağan hayatın akışıyla değerlendirmekten ısrarla kaçınarak, işveren ve kamu idarecilerinin rolleri konusunda taraf tutmayı tercih ediyor" dedi.
 
Çabuk, ekonomik krizin ardına sığınarak işyerlerinde güvenlik tedbirlerini tamamen rafa kaldıracaklarından endişe ettiklerini söyledi.
 
'SENDİKALARI İŞÇİLERİN CAN GÜVENLİĞİNİ SAĞLAMAYA ÇAĞIRIYORUZ'
 
Sendikaların rolüne de değinen Çabuk, "Sendikaların birincil gündeminin işçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirlerinin alınmasını sağlamak olduğuna inanıyoruz. Sendikaları işçinin önce can güvenliğini sağlama, yaşam hakkının ihlal edilmesini engelleme yönünde mücadele etmeye çağırıyoruz" dedi.
 
İdris Çabuk, 28 Nisan'ın "İş Cinayetlerinde Hayatını Kaybedenleri Anma ve Yas Günü" ilan edilmesi için başlattıkları imza kampanyasının "iscinayetleriniunutma.org" internet adresinde sürdüğünü söyleyerek konuşmasına son verdi. 
 
'İŞ CİNAYETLERİNDE DÜNYA ÜÇÜNCÜSÜYÜZ'
 
İnşaat İş Sendikası'ndan Tezcan Acu, 3. havalimanında tutuklanan işçilerin 5 Aralık'ta İstanbul'daki Gaziosmanpaşa Adliyesinde görülecek davasına destek çağrısı yaptı. 
 
Acu, "Yaklaşık 75 günü aşan bir tutukluluk söz konusu.  Çıkış noktası da işçi sağlığı ve iş cinayetlerinin durdurulmasına yönelikti. İş cinayetlerinde dünyada 3. Avrupa'da ise 1. sıradayız.  Buna karşı örgütlenince tutuklanıyoruz. Viyadük kazasında gördüğümüz gibi 3 arkadaşımız iş cinayetinde hayatını kaybetti. Çok basit önlemler alınsa bunlar yaşanmayacaktı.  Biz bu kaza değil cinayet demeyi doğru buluyoruz. İşçilerin canı çok ucuz. Hemen akabinde getirilen yayın yasağı… Yayın yasağı da şirketlerin itibarını korumak için getirilmiş. İşçinin canı ve itibarı hiç mi kıymetli değil" dedi.
 
ZENGİNE AYRI FAKİRE AYRI TAZMİNAT
 
Acu'un ardından konuşan iş cinayetlerinde yakınlarını kaybeden  ailelerin Avukatı Erbay Yucak da bilirkişi raporunu düzenleyen heyetlerin gereken titizliği göstermemesini eleştirdi.
 
İş cinayetlerinin dava sürecini de değerlendiren Yucak, "İş cinayetlerini barolar iş cinayeti olarak görmeyip de tazminatla ilgileniyor. Hakimler, bir zengin öldüğünde onun manevi tazminatını ona göre belirliyor" dedi. 
 
Yucak, tazminatın hukuki hak olduğunu, bunun yargı tarafından usulüne uygun olarak korunması gerektiğini dile getirdi.