21 Aralık 2024 Cumartesi

'ABD, rahmimden defol!'- Liyan Aspir

Kürtaj yasağının bugün faşist Trump yönetimi altında gündeme gelmesi elbette tesadüf değildir. Sayısız taciz ve kadınları aşağılama vakalarıyla bilinen cinsiyetçi Trump, seçim kampanyası sırasında kürtajın yasaklanmasını gündeme getirmişti. Ne var ki Trump karşıtı gelişen kadın kitle hareketleri ve buna bağlı yükselen genel tepkiler sonucunda bu gündem geçici olarak rafa kaldırılmıştı.
ABD emperyalizminin İran özelinde Ortadoğu ve Venezuela'da savaş çığırtkanlığının tavan yaptığı, dünya halklarını tehdit ettiği bugünlerde, Amerikan iç siyasetini etkileyen başka bir önemli haber daha yankılandı medyada.
 
ABD’nin Alabama eyaleti senatosunda Nisan ayının son günlerinde Washington Post’un deyimiyle "Ülkedeki en baskıcı kısıtlayıcı kürtaj yasağı" tasarısı oy çokluğuyla kabul edildi. Alabama senatosundan çıkan bu tasarıya göre kürtaj neredeyse her durumda – tecavüz ve ensest dahil – yasaklanacak, sadece anne veya fetüsun hayati tehlike içinde olduğu durumlarda uygulanabilecek ve kürtaj uygulayan doktorlara ise 99 yıla kadar hapis cezası verilebilecek.
 
Kadın özgürlüğüne adeta bir savaş ilanı niteliği taşıyan bu yasa tasarısı eyalet valisi Kay İvey tarafından onaylandı; fakat vali tasarıyı onaylasa da yasa ABD Yüksek Mahkemesi'nin 1973 yılında, 46 yıl önce aldığı kadınlara kürtaj hakkı tanıyan kararıyla çelişmesinden dolayı hemen yürürlüğe girmeyecek.
 
Öyleyse, bu yasa neden gündeme geldi?
 
Kürtaj karşıtları bu hamleyle tekrar kürtaj yasağını gündeme getirip 1973 yılında yürürlüğe giren yasayı ortadan kaldırmak istiyor. Maksat kürtaj hakkının yeniden tartıştırılması ve düşürülmesi.
 
Trump’ın ABD Yüksek Mahkemesi'nde görev alan iki hakimi yenilemesiyle mahkemede artık cumhuriyetçi muhafazakarlar çoğunlukta bulunuyor (Hatırlatalım; Trump tarafından desteklenen ve tecavüz girişimiyle suçlanan kürtaj karşıtı Brett Kavanaugh da bunlar arasında yer alıyor). Bu gerçeğe dayanarak ABD çapında Trump yönetimi altında zıvanadan çıkan erkek egemen akıl, kadın bedenini tahakküm altına almak için adeta seferber oldu.
 
Birçok eyalette kürtaj hakkını tam ortadan kaldıramasalar bile önemli kısıtlamalar getirmeyi hedefliyor. Geçtiğimiz haftalarda Ohio, Kentucky, Georgia ve Mississippi eyaletlerinde kürtaj, kadının son reglinin 6 hafta sonrasından itibaren yasaklanacak. "Kalp atışı" yasası olarak bilinen bu yasa fetüsün kalp atışının başladığı anda kürtajı yasaklıyor. Kadınların ezici çoğunluğunun hamile olduklarını ilk 6 haftada anlamadıkları göz önünde bulundurulduğunda bu yasanın kürtajı fiilen etkili bir şekilde yasakladığı görülür. Guttmacher Enstitüsü ise son dönemde ABD'nin 50 eyaletinden 28'inde kürtaj kısıtlamalarına ilişkin 300 yeni kuralın yürürlüğe girdiğini bildirdi.
 
Kürtaj yasağının bugün faşist Trump yönetimi altında gündeme gelmesi elbette tesadüf değildir. Sayısız taciz ve kadınları aşağılama vakalarıyla bilinen cinsiyetçi Trump, seçim kampanyası sırasında kürtajın yasaklanmasını gündeme getirmişti. Ne var ki Trump karşıtı gelişen kadın kitle hareketleri ve buna bağlı yükselen genel tepkiler sonucunda bu gündem geçici olarak rafa kaldırılmıştı.
 
Bu geçici geri adımın ardından bugün erkek egemenliği, Trump yönetiminin gücünü arkalayarak toplumsal mekanizmaları harekete geçiriyor, kadın bedenine, kadın sağlığına, toplamda kadın iradesine dönük saldırılarını yoğunlaştırıyor. Bu bakımdan mesele sadece Alabama eyaletinde gündeme gelen son derece baskıcı bir yasaklama durumu değildir; mesele erkek egemenliğinin onlarca yıldır uygulanan kazanılmış hakların yok edilmesiyle toplam kadın özgürlüğüne indirmek istediği kapsamlı ideolojik, politik darbelerdir, toplumsal bir dinamik olarak gelişen kadın gücünü geriye savurmaktır.
 
Sıra bir kez daha kürtaj hakkı mücadelesindedir.
 
Alabama senatosundaki yasa tasarısına karşı kadınlar derhal direnişe geçti ve ilk eylemler hemen gerçekleşti. Tepkileri özel olarak odağındaki konu ise yüzde 85 erkek temsiliyeti olan Alabama senatosunun kadınlar hakkında karar alması oldu (Alabama senatosunda 25 kadın milletvekili bulunuyor, ayrıca kürtaj yasağı destekleyen vali de bir kadın!). Erkeklerin kadınlar üzerine politika yapmaları ciddi bir meşruluk sorgulamasına yol açtı. Sosyal medyada bazı ünlü isimler "Erkeklerin kadın bedeni hakkında yasa çıkarmamaları gerekir" veya "Siz kim oluyorsunuz da bedenim hakkında karar almak istiyorsunuz", "Zorunlu doğum barbarlıktır" şeklinde tepkilerini belirterek protestoların yaygınlaşmasına katkı sundu.
 
Önümüzdeki dönemde kürtaj hakkı mücadelesinin, ABD'deki politik kadın kitle hareketine de ivme kazandırması beklenmektedir, zira dünyanın dört bir yanında kürtaj hakkı mücadelesi ve bütün erkek egemen yasal düzenlemelere karşı mücadeleler, kadın özgürlük mücadelesinin önemli ve itekleyici parçası olmuş ve birbirlerini beslemişlerdir.
 
Cins özgürlüğü; güvenli, ücretsiz, eşit ve kolay ulaşılan kürtaj hakkı (ve doğum kontrol yöntemleri) olmadan sağlanamaz. Daha da ilerisini söylemek gerekiyor; bugün erkek egemen devletlerin kadın bedeni üzerindeki politikaları da, cinsler arasındaki ilişkilerin örgütlenme biçimi de, "aile politikaları" da, kadın devrimine doğru ilerleyen yolumuzda, kadın kitlelerin devletle çarpıştığı ve çarpışacağı ve eylemini büyüttüğü ve büyüteceği alanlardır.