25 Kasım 2024 Pazartesi

90'lı yıllarda kaybedilenlerin akıbeti soruldu

İHD ve kayıp yakınları, 1990'lı yıllarda kaybettirilen Mehmet Şirin Bayram, Yılmaz Gümüş ve Hamit Temel'in akıbetlerini sordu. 

İnsan Hakları Derneği (İHD) ve kayıp yakınları, "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" talebiyle bu hafta da Diyarbakır, Batman ve Hakkari'de bir araya geldi.

DİYARBAKIR
İHD Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, eylemlerinin 821'inci haftasında Bağlar ilçesinde bulunan Koşuyolu Parkı İnsan Hakları Anıtı önünde biraraya geldi. Bu haftaki eylemde 2 Kasım 1996 tarihinde Kulp ilçesinde kaybedilen Mehmet Şirin Bayram'ın akıbeti soruldu. Açıklamada, gözaltında kaybedilenlerin fotoğrafları taşındı.

Bayram'ın kız kardeşi Halime Bayram, 28 yıldır hak mücadelesinden vazgeçmediklerini vurguladı. Kürt sorununun, adalet talep eden ailelerin mücadelesini görmekten geçtiğini vurgulayan Bayram, Kürt sorununun çözümsüzlüğünden kaynaklı yaşanan acılara dikkat çekerek şunları söyledi: "Bu ülke adalet, hukuk ve demokrasiden dem vuracaksa, bu iktidar bu sorunu demokratik yöntemlere çözecekse öncelikle Cumartesi Annelerini, hak mücadelelerini görmek zorundalar. Bu iktidarlar ve bugüne kadar gelen devlet aygıtları, kayıp yakınlarına, Şirin'in kardeşi olan bana, Şirin'in anne ve babası olan anne ve babama birer can borçlu. Bu borcun ödenmesi cesaret ister."

BAYRAM'IN HİKAYESİ
İHD Kayıp Komisyonu üyesi Fırat Akdeniz, Mehmet Şirin Bayram'ın hikayesini okudu. Mehmet Şirin Bayram'ın yaşadığı Diyarbakır'ın Kulp ilçesine bağlı Hevêdî köyüne bağlı Bîra Zeyna Mezrasında devletin köylüler üzerinde ciddi baskı kurduğunu, korucu olmaya zorladığını aktaran Akdeniz, "Ancak tüm baskılara rağmen köylüler koruculuğu kabul etmeyince yaşadıkları köy yakılır ve çoğu köylü zorla yerlerinden göç ettirilir. Mehmet Şirin Bayram'ın amcası olan İhsan Bayram, tüm baskılara rağmen köyde kalmaya devam eder. Aradan 2 yıl geçtikten sonra Mehmet Şirin Bayram, 1996 yılının Kasım ayında köyde yaşamakta olan amcası İhsan Bayram'ı ziyaret etmek için yola çıkar. Hevêdî köyüne vardığında karanlık çöker. Mehmet Şirin Bayram, yoluna devam etmez, sık sık yaşanan operasyonlardan dolayı gece tehlike arz edebilir diye Bîra Zeyna'ya ertesi sabah gideceğini düşünerek akrabası olan Ramazan Tekin'in evine misafir olarak kalmaya karar verir. O gece saat 11-12 civarında Kulp korucuları ve askerlerin yaptıkları ev baskınında ev sahibi olan Ramazan Tekin ve misafir olan Mehmet Şirin Bayram gözaltına alınır" dedi.

28 YILDIR KAYIP
Ramazan Tekin ve Mehmet Şirin Bayram'ın gözaltına alınmasına tanıklık eden Ramazan Tekin'in evli olduğu Hazal Tekin'in, Fettah ve Cumali isimli iki korucunun da orada olduğunu anlattığını aktaran Akdeniz, Hazal Tekin'in sabah Mehmet Şirin Bayram'ın amcası İhsan Bayram'ı haberdar ettiğini, bunun üzerine ailenin girişimlerde bulunduğu söyledi. Akdeniz yaşananları şöyle anlattı: "İhsan Bayram, Kulp Karakolu'na giderek gözaltındaki Mehmet Şirin Bayram için tanıdığı koruculardan korucubaşı Hüseyin ve Mustafa Bulut'tan Mehmet Şirin Bayram hakkında bilgi vermelerini ister. Mustafa Bulut, İhsan Bayram'a burada kalıp kendisinden haber beklemesi gerektiğini söyler, ertesi gün öğlen saatlerinde Mustafa Bulut (korucubaşı) İhsan Bayram'a ulaşarak Mehmet Şirin'in Kulp Karakolu'nda olduğunu onu gördüğünü, onunla konuştuğunu ve Şirin'in gözlerinin bağlı olduğunu söyler.
"Korucubaşı olan Mustafa Bulut, Kulp Karakolu'na çağrılarak Mehmet Şirin Bayram'ı gördüğünü söylememesi için tehdit edilir ve şiddet görür. Ertesi sabah 08.00 gibi Mustafa Bulut, Mehmet Şirin Bayram'ın amcası İhsan Bayram'ın yanına giderek Şirin Bayram'ı hiç görmediğini ve Kulp Karakolu'na hiç gitmediğini söyler. Ailenin tüm resmi kurumlara yapmış olduğu başvuru ve arama çabalarına rağmen 18 yaşında gözaltında kaybettirilen Mehmet Şirin Bayram'dan bir daha haber alınamaz."

Kayıp yakınları açıklamanın ardından oturma eylemi yaptı.

BATMAN
İHD ve kayıp yakınları, Batman'da eylemlerinin 657'inci haftasında Gülistan Caddesi'ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde bir araya geldi.

"Kayıplar bulunsun failler yargılansın" pankartının açıldığı eylemde, kayıpların fotoğrafları taşındı. Kayıp yakınları ve insan hakları savunucularının yanı sıra Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma, Dayanışma, Birlik ve Kültür Derneği (MEBYA-DER) yöneticileri de eyleme katıldı.

Bu haftaki eylemde, 21 Ekim 1993 tarihinde henüz 17 yaşında iken Yeşiltepe Mahallesi'nde kaybedilen Yılmaz Gümüş'ün hikayesi okundu.

İHD Şube yöneticilerinden Rezan Baytar, Gümüş'ün Batman'da bir fotoğraf stüdyosunda çalıştığını hatırlattı, "21 Ekim 1993 günü çalıştığı işyerinden, saat 09.00'da Yeşiltepe Mahallesindeki bir ilkokulda fotoğraf çekimi yapmak için ayrıldı. O günden beri kendisinden haber alınamadı. Yılmaz, kaybedilmeden 1 ay kadar önce Batman Emniyet Müdürlüğü'nce gözaltına alınmıştı. Ailenin, resmi kurumlar nezdindeki tüm girişimlerine rağmen Yılmaz Gümüş'ten o tarihten itibaren bir daha haber alınamadı" dedi.

Açıklama, oturma eylemiyle son buldu.

HAKKARİ
İHD Hakkari Şubesi ve kayıp yakınları eylemlerinin 147'inci haftasında Hakkari'in Yüksekova ilçesindeki Sanat Sokağında bir araya geldi. Eylemde, "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" pankartı ve kayıpların fotoğrafları açıldı. Bu haftaki eylemde 19 Ekim 1991 tarihinde evinden kar maskeli kişiler tarafından alınan ve cenazesi Yüksekova'ya bağlı Peylan köyü civarında bulunan Hamit Temel'in akıbeti soruldu, faillerin yargılanması istendi.

İHD Hakkari Şube Sekreteri Pınar Zengin Şen, gözaltında işkenceyle katletmenin insanlığa karşı işlenmiş suç kapsamında olduğunu söyledi, "Her ne kadar Türkiye'de yargı erki ilgili soruna derman olma konusunda sınıfta kalmış olsa da hak savunucuları ne kadar zaman geçerse geçsin katledilenlerin akıbetini sormaya devam etmektedir" dedi.

Hamit Temel'in nasıl kaybedildiğini anlatan Şen, "Temel, 19 Ekim 1991'de silahlı, kar maskeli 10 kişilik bir grup tarafından Mezarlık Mahallesindeki evinden, işkence ile gözaltına alındı. Yaratılan korku iklimi yüzünden insanlar bu hukuksuz fiile karşı herhangi bir müdahalede bulunamadı ve 4 gün boyunca Hamit Temel'den haber alınamadı. Temel'in ailesi, Yüksekova İlçe Jandarma Karakolu, Yüksekova İlçe Emniyeti ve Yüksekova Cumhuriyet Savcılığında başvuruda bulundu. Hamit Temel'in gözaltına alındığı gerçeği inkar edildi. Temel'in cansız bedeni kaçırıldıktan 5 gün sonra Gever'e bağlı Peylan köyü girişinde yol üzerinde bir çoban tarafından bulundu. Aile, Temel'in, işkence yapılmış bedeni ve kafasına sıkılmış iki adet mermi girişiyle karşılaştı" dedi.

Temel ailesinin resmi kurumlara yaptığı ikinci başvuruya herhangi bir cevap verilmediğini belirten Şen, "Yüksekova savcılığının yürütmüş olduğu soruşturma 'kovuşturmaya' yer olmadığı gerekçesi ile kapatıldı. Tüm tanıklıklara ve gerçekliğe rağmen Hamit Temel'in akıbeti faili meçhul bırakıldı. Bu ağır itham karşısında susmakla yetinen, hukuku ayaklar altına alan ilgili tüm kurumları göreve çağırıyoruz. Ayrıca hatırlatıyoruz ki; bu ve benzer ithamların hukuki ve toplumsal bir sonuca ulaşmaması yalnız devletin kurumlarındaki çürümeyi değil, toplumsal çürümeyi de derinleştiriyor. Böylelikle buradan tüm kurumlara sesleniyoruz; adaletin sağlanması için ağır bir hak ihlaline uğrayan Hamit Temel ve ailesine hakikati açıklayın. Kaç yıl geçerse geçsin yürütülen inkar siyasetinin karşısında olacağız. Hamit Temel ve tüm kayıplarımız için adalet aramaya devam edeceğiz" dedi.

Açıklama, oturma eylemiyle son buldu.