26 Nisan 2024 Cuma

20 Temmuz yol gösteriyor

Gençliğin militan duruşu ve faşist rejimden icazet istemeyen, tersine "biz buraya Suruç'un, Berkin'in, adaletsizliklerin hesabını sormaya geldik" duruşuyla düşman barikatına yüklenişi, saldırı sonrasında sergilenen direniş, kurulan barikatlar, kampanya boyunca saldırı ve engellemelere karşı geliştirilen kararlı pratiğin zirve anlarıydı. Bu duruş, sonraki mücadelelerde faşist saray rejimine karşı yürünecek mücadele hattını daha belirgin hale getirdi.

Faşist şeflik rejimine karşı yürütülen mücadelede önemli bir tarihsel dönemeci daha geride bıraktık. Devrimci sosyalistlerle sosyalist gençliğin devrimci işbirliğine dayanan, sosyalist gençliğin öncülüğünde birleşik gençlik mücadelesinin sürükleyiciliği ve kararlılığıyla cisimleşen, değişik toplumsal ve siyasal kesimleri faşist rejime karşı saflaştırmayı başaran Adalet Kampanyası ve onun final etkinlikleri diyebileceğimiz 33'lerin mezar anmaları ve 20 Temmuz Suruç katliamı protestolarının aynasından bakıldığında, bu mücadele kesitinden başarıyla geçildiğini, Suruç şehitlerimizin ideallerine, düşlerine ve anılarına bağlılığın yeni ve parlak örneklerinin yaratıldığını rahatlıkla söyleyebiliriz.

HDP'nin 'demokrasi yürüyüşü', 'çoklu baro yasası'na karşı yürütülen mücadele ve direniş, İstanbul Sözleşmesi'nin iptal edilmesine ve kadın katliamlarına karşı geliştirilen kadın isyanı, işçi sınıfının kıdem tazminatına karşı ortaya koyduğu uyarıcı eylem pratikleri dönemin öne çıkan mücadele dinamikleri oldu. 'Suruç için adalet, herkes için adalet' kampanyası, bütün bu birikime yaslanarak devrimci demokratik harekete daha ileri bir düzeyde güç ve moral taşımış, fiili meşru mücadele hattından kendisini kurarak yürünecek yolu kitlelere, emekçi sola ve mücadeleci kuvvetlere göstermiştir.

KAMPANYANIN BİRLEŞTİRİCİ İÇERİĞİ VE HEDEFİ
Adalet kampanyası, gençliğin öncülüğünde işçi sınıfı ve ezilenlerin sorun talep ve özlemleri etrafında politika yapmanın başarılı bir örneği oldu. Nasıl ki Kobanê inşa kampanyası birleşik devrim görüş açısına bağlı herkesi birleştiren başarılı bir pratik ise tüm devrimci iyimserliğimizle rahatlıkla diyebiliriz ki Adalet kampanyası da Amara'da yan yana gelenlerin, birleşik devrim yolunda kol kola yürüyenlerin adalet mücadelesinin birleştirilmesini ve birleşik devrimci zeminde yürütülmesini hedefleyen başarılı bir kampanya oldu.

Bu, her şeyden önce devletin katliamlarına, gadrine, zulmüne maruz kalmış değişik toplumsal kesimlerin adalet mücadelesiyle buluşturan eylem tarzı ve ilişkilenme pratiği ve onun somutlanmış hali olan 'herkes için adalet' sloganının kapsayıcılığında başarılmıştır. Adalet sorununun ele alınış biçimi, mücadeleci toplumsal kesimlerin Adalet kampanyasında kendi talep ve özlemlerini görmesini sağladı. Faşist saray rejimine karşı adalet mücadelesinin birleşik zeminde gerekliliği, mücadele yürüten değişik öznelerin yan yana gelerek daha güçlü sesini çıkarabildiklerini görmeleri, onları daha ileri düzeyde kampanyayı sahiplenmeye de itti. Bunun en belirgin görünen örneği 2 Temmuz Sivas katliamı protestolarında yükselen 'Sivas için adalet, Suruç için adalet' sloganlarının, 20 Temmuz'da Alevi derneklerinin Amara'daki anmaya güçlü katılımı, kampanya boyunca Alevi derneklerinde yapılan yaygın anmalar ve lokma dağıtımlarında yansımasını bulmasıdır.

Adalet mücadelesinin birleştirici ve faşist rejime karşı saflaştırıcı biçimde ele alınışı aynı zamanda, kampanyanın, gençlik örgütlerinin pratiklerinde en ileri örneklerini gördüğümüz, emekçi solda ve değişik devrimci demokratik öznelerde yansımasını bulan sahiplenme örneklerini açığa çıkardı. Denilebilir ki artan adaletsizlik ve eşitsizliklere karşı biriken öfke, tepki ve hesap sorma kararlılığı, kendisini kampanya boyunca açığa vurdu, ezilenleri adalet mücadelesi etrafında faşist saray rejimine karşı saflaştırdı.

Kampanya, hukuki boyutları bir yana, adalet mücadelesinin esasen faşist rejime karşı sokak mücadelesi ekseninde geliştirilerek verilebileceği, adaletin de sokakta kazanılabileceği görüş açısını çok güçlü biçimde ortaya koydu. Süreç boyunca bu görüş açısı gerek ajitasyon ve propaganda çalışmalarında gerekse de pratik sokak mücadelesinde değişik tipte örneklerle ortaya konuldu. 5 yıldır komünist öncünün, sosyalist gençliğin, ailelerin, gençlik örgütlerinin Suruç eksenli olarak sokakta yürüttüğü adalet mücadelesinin bütün birikimine yaslanan kampanya, daha ileri düzeyde bir sokak pratiği ve enerjisi açığa çıkardı. Kazanılan düzey ve başarı, yürütülen 5 yıllık mücadelenin karşılığı oldu.

KAMPANYANIN ÖRGÜTLENİŞİ
Kampanya yaygın şekilde kitle çalışması biçiminde örgütlendi. Öyle ki bu yaygınlık, gerek kitle materyallerinin yaygınlığı ve çeşitliliği bakımından gerekse de çalışma alanlarının yaygınlığı bakımından böyledir. Devrimci sosyalistler ve sosyalist gençliğin olmadığı yerlerde de kampanya değişik biçimler altında ve değişik düzeylerde de olsa yürütülmüş, 20 Temmuz günü ise sokak eylemleri gerçekleştirilmiştir. Bu, elbette her şeyden önce Suruç'un birleştiriciliği ve kampanyanın yarattığı siyasi etki ile ilgilidir. Yaygın materyal kullanımı, propaganda faaliyetinin artan düzeyi ve kentlerde esas gündemin Suruç'a doğru kayması politik kesimleri mesele etrafında hareket etmeye zorladı. Aynı zamanda sosyal medyanın kullanımı ile birlikte sokakta etkin faaliyet, basının ve kamuoyunun ilgisini kampanyaya ve özel olarak da 20 Temmuz'a çekti. Siyasi çalışmanın temposu giderek arttı.

Bu duruma ise gençlik örgütlerinin birleşik ve sürükleyici militan mücadelesi önderlik etti. Gençliğin çalışmanın başından sonuna kadar planlanması, yürütülüşü, Kadıköy ve Beşiktaş gibi alanlarda sokağı etkin ve kararlı kullanışı ile adeta hegemonya oluşturması mücadeleci kuvvetleri hem sürükledi hem de enerji ve moral yaydı, hesap sorma ve başarma isteğini kamçıladı. Hiç abartısız biçimde gençlik örgütlerinin sürece öncülük ettiğini söyleyebiliriz. Suruç'un gençlik katliamı olarak ele alınması ve buradan yakalanan birleşik mücadele düzeyi gençlik örgütleri şahsında daha ileri bir mevziye taşınmış oldu.

Kampanyanın gerek içeriğinin gerekse de örgütleyici kuvvetlerinin birleşik karakterinin kendisini belirgin olarak dışa vurduğu ve kampanyanın temposunun da görünür biçimde arttığı, 'herkes için adalet' şiarının en belirginleştiği an ise 'adalet günleri' etrafında yürüyüşler, zincirler, kürsüler, suç duyuruları, kadın etkinlikleri, her biri birer eyleme dönüşen kitlesel bildiri dağıtımları, anmalar, paneller, lokma dağıtımları, uçurtma, balon ve dilek fenerleri uçurmalar, fidan dikimi, mülteci çocuklara oyuncak dağıtımı gibi zengin içerikte ve çeşitlilikte örgütlenen eylemler oldu. 10 Ekim Gar katliamından kadın katliamlarına, Hrant Dink'ten Hande Kader'e adalet yürüyüşleri, 'Davutoğlu açıkla' eylem ve suç duyurularından katledilen gazetecilere, Sivas'a, Gezi'ye uzanan geniş bir yelpazede adalet mücadeleleri sokakta birleşti. Gençlik örgütleri pratiğinde en ileri örneğini gördüğümüz, emekçi soldan kimi öznelerin ve HDP'nin dâhil olduğu, kimi ilçelerdeki emek ve demokrasi bloklarının, Kadıköy Dayanışma Ağı'nın, pratikleriyle güç ve moral kazandırdığı, Alevi derneklerinin lokma dağıtımlarıyla toplumsal kesimlerle buluştuğu geniş yelpazede mücadeleci kuvvetlerin harekete geçtiği bir kampanya oldu. Örneklerde somutlandığı gibi gerek araç ve biçimlerdeki zenginlik, gerekse mücadeleci kesimleri birleşik zeminde harekete geçirici tarzı kampanyanın örgütlenişinin en ileri yanlarından biri oldu. Araç ve biçimlerdeki bu zenginliğe, kampanyanın ayrı bir kulvardan özgün bir formu olan 'Suruç için üret', 'Suruç için çal' çağrıları, 33'lerin en sevdiği 33 ezginin sanatçılar tarafından söylenmesi ve bunun sosyal medya konseri biçiminde sunulmasını da ekleyelim.

Keza 5. yıl çalışmaları kapsamında, kadınlar tarafından örgütlenen adalet yürüyüşleri, sokakta veya iç mekânda yapılan kadın şehitleri anmaları, balon uçurma eylemleri de önceki yıllardaki bir zayıflığı aşmak bakımından önemli pratiklerdi.

Kampanya, pandemi döneminde yakalanan devrimci sosyalistlerle sosyalist gençliğin ortak komitelerde çalışmaya dayanan devrimci işbirliği pratiğini geliştirmiş ve sürdürmüştür. İl, bölge, ilçe ve mahalle düzeyinde kurulan ortak komitelerle çalışmak, daha ileri düzeyde yaygın ve enerjik bir çalışma temposu açığa çıkartmıştır. Bunun sürdürülmesi önemli bir kazanımdır ve dönem bakımından kolektif başarının anahtarıdır. Gelecek çalışmalar bakımından da daha ileri boyuta taşınmalı ve sürdürülmelidir. Yine kampanya boyunca merkezi düzeyde kurulan basın, 'Suruç için üret', sosyal medya gibi komiteler kampanyanın geniş kitlelere duyurulmasında önemli rol oynamıştır.

SURUÇ'UN PAROLASI
Amara'daki eylem, 33'lerin mezar anmaları ve katliam protestoları ise kampanyanın temposuna ve ruhuna uygun final etkinlikleri oldu. Suruç şehitleri, mezar başlarında yapılan anmalarla, İstanbul'dan Ankara'ya, Amed'den İzmir'e, Fındıklı'dan Bodrum'a, Milas'a, Dersim'e kadar yaygın şekilde sokak eylemleriyle sahiplenildi. Gerek Amara'da şehitlerin fotoğraflarına saldırı ekseninde sergilenen duruş, gerek Halitağa'daki aile oturumuna katılımın yelpazesinin genişliği, kitleselliği ve konuşmalarda verilen mesajların içeriği, gerekse de Ankara ve İstanbul'da gençliğin militan duruşu ve faşist rejimden icazet istemeyen, tersine "Biz buraya Suruç'un, Berkin'in, adaletsizliklerin hesabını sormaya geldik" duruşuyla düşman barikatına yüklenişi, saldırı sonrasında sergilenen direniş, kurulan barikatlar, kampanya boyunca saldırı ve engellemelere karşı geliştirilen kararlı pratiğin zirve anlarıydı. İstanbul eylemi bakımından müzakere eden, izin isteyen değil, 33'lerin öfkesiyle hesap sorma kararlılığıyla hareket edip barikata yüklenen kitle gerçeği önemlidir. Gençlik şahsında Ankara ve İstanbul'da sergilenen bu militan duruş, faşist rejime karşı mücadelenin ancak fiili meşru mücadele hattında giderek ilerletilebileceğini gösterdi. Bu duruş, sonraki mücadelelerde faşist saray rejimine karşı yürünecek mücadele hattını daha belirgin hale getirdi.

Suruç şehitlerine bağlılığın ifadesi olan iddia, cüret, birleştiricilik ve kararlılık kampanyanın parolasıydı. Bu parolaya bağlı kalındı, faşist şeflik rejimine karşı kampanya özgülünde önemli bir siyasi başarı elde edildi. Bu başarılardan öğrenilerek daha büyük çarpışmalara ve gelecek mücadelelerin kazanılmasına hazırlanılmalıdır.