2 Eylül Festivali'nde derinleşen savaş politikaları tartışıldı
1 Mayıs Mahallesi'nin 47. kuruluş yıldönümü dolayısıyla düzenlenen 2 Eylül festivalindeki panelde, derinleşen savaş politikaları ve buna karşı mücadele tartışıldı.
Ataşehir'de bulunan 1 Mayıs Mahallesi'nin 47. kuruluş yıldönümü dolayısıyla düzenlenen 2 Eylül Kuruluş Festivali kapsamında Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Ataşehir Şubesi Cemevi'nde "Güncel siyasal durum" paneli düzenlendi.
Panele, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekili Çiçek Otlu, Kürt siyasetçi Sebahat Tuncel, Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF) adına Mahir Gürz ve Köz adına Ömer Yıldız katıldı.
Panel, 2 Eylül direnişinde yaşamını yitirenler şahsında, tüm devrim ve sosyalizm şehitleri anısına saygı duruşuyla başladı. Panelin moderatörlüğünü Gül Aslandoğan yaptı.
GÜRZ: TOPYEKUN MÜCADELE VE DİRENİŞ CEPHESİNİ ÖRMELİYİZ
SMF adına söz alan Mahir Gürz, Rusya'nın Ukrayna'yı işgali ve İsrail'in Filistin'e dönük işgal saldırılarına dikkat çekerek, adım adım 3. bir dünya savaşının zeminin döşendiğini kaydetti. Bunun insanlığı ve doğayı tehdit eden temel gündemlerden biri olduğunu söyleyen Gürz, buna karşı anti-emperyalist, savaş karşıtı bir cephe oluşturulması, bunun politik ve pratik adımlarının örülmesi gerektiğini söyledi.
Ukrayna'da Filistin'de ve değişik bölgelerde bölgesel savaşların, vekalet savaşlarının devam ettiğine işaret eden Gürz, Rusya'nın Ukrayna'yı işgaliyle emperyalist savaş gerçekliğinin Ortadoğu'dan taşarak Avrupa'ya taşındığını söyledi. Avrupa'da faşist hareketlerin yükselişine dikkat çeken Gürz, anti-emperyalist, komünist güçlerin sürece müdahale edemediğini dile getirdi. "Krizler devrimci, komünist bir önderlikle müdahale edilip devrime dönüştürülmedikçe gericiliği, faşizmi, karşı devrimi besler. Bugün de böyle bir örnekle karşı karşıyayız" diyen Gürz, AKP-MHP iktidarının emperyalist savaş gerçekliğinde stratejik rol oynamaya çalıştığını söyledi. 2026 NATO zirvesinin Türkiye'de yapılacak olmasının tesadüfi olmadığını dile getiren Gürz, iki bloklu emperyalist hegemonya savaşına karşı net tutum almak gerektiğini altını çizdi.
"AKP-MHP'nin başını çektiği bu savaş ve sömürü iktidarına karşı işçi ve emekçilerin, bütün ezilenlerin topyekun mücadele ve direniş cephesini örmekten başka bir alternatifimiz bulunmamaktadır" diyen Gürz, güçlü bir ortak mücadele cephesi ihtiyacına dikkat çekti.
OTLU: ANTİ-EMPERYALİST 3. CEPHEYİ İNŞA ETMELİYİZ
DEM Parti milletvekili Çiçek Otlu, emperyalist küreselleşme çağında herkesin kendi pozisyonunu almaya çalıştığına dikkat çekerek, bütün emperyalist güçlerin olası bir 3. dünya savaşına göre konumlandığını söyledi. Emperyalistlerin yeni faşist hareketlerin yükselmesi için bütün olanakları sağladığına işaret eden Otlu, "Faşizmin yükselmesi, işçilerin, emekçilerin, ulusların hiçbir hak almaması üzerine kurulu bir sistemi inşa etmeye çalışıyorlar" dedi.
İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyesi olmasına dikkat çeken Otlu, Latin Amerika'da yükselen özgürlük mücadelesinin de tasfiye edilmeye çalışıldığını söyledi.
AKP-MHP iktidarının gelişebilecek bir 3. dünya savaşı doğrultusunda bir hegemonya kurmaya çalıştığını, Esad'la görüşmeye çalıştığını, Sisi'yle görüştüğünü, Irak'la diplomasi trafiğini devam ettirdiğini vurgulayan Otlu, iktidarın Kürt hareketini tasfiye etmeye çalıştığına dikkat çekti.
Ortadoğu'da gelişebilecek olası bir birleşik devrimin boğulmasının amaçlandığını belirten Otlu, "Türkiye işçi sınıfı üzerindeki yoksullaşma krizinin, işsizliğin, güvencesizliğin tek bir nedeni vardır. Ayırdığı savaş bütçesini Rojava'da kullanacaktır" dedi. AKP-MHP iktidarının kendi bekası ve hegemonyası için bu olası bölgesel devrimi engellemeye çalıştığına dikkat çeken Otlu, anti-şovenist, anti-emperyalist bir 3. cephe kurulmasının zorunluluğunu vurguladı.
YILDIZ: SERMAYE HÜKÜMETİYLE NORMALLEŞME OLMAZ
Köz adına söz alan Ömer Yıldız, emperyalist güçler tarafından yeni bir paylaşım savaşının zeminin hazırlandığını vurgulayarak, sıcak bir savaşa ise henüz cesaret edilemediğini söyledi. ABD'de süren Filistin'le dayanışma eylemlerinin solun yükselişine bir işaret olduğunu söyleyen Yıldız, diğer yanda Trump ve Meloni gibi isimlerin de güçlendiğini kaydetti.
Yerel seçimlerde CHP'nin 1. parti çıktığını hatırlatan Yıldız, CHP'nin solun önderliğini almaya çalıştığını söyledi. "Normalleşme" tartışmalarına dikkat çeken Yıldız, iktidar ve burjuva muhalefet partileri arasında süren bu "normalleşme" tartışmalarında Kürtlerin, işçilerin, emekçilerin, kadınların yer almadığını belirtti. Yıldız, "İşçilerin, kadınların, Kürtlerin bağımsız mücadelesi yükseltilmeli, sermayeyle, burjuvaziyle, onun hükümetiyle barışın, normalleşmenin olmayacağını söylemek gereklidir" dedi.
TUNCEL: BARIŞI BİRLEŞEREK İNŞA EDEBİLİRİZ
Kürt siyasetçi Sebahat Tuncel, yarının 1 Eylül olduğuna dikkat çekerek, çok uzun süredir Türkiye'de barışın konuşulamadığını söyledi. 2015'ten bu yana çok sistematik bir devlet şiddeti ve Kürt halkına dönük bir soykırım olduğunu belirten Tuncel, devletin barışın konuşulmasını istemediğini vurguladı. İktidarın çöktürme planını başarıya ulaştırmaya çalıştığına dikkat çeken Tuncel, "Yeni bir rejimin inşası var: burada işçi sınıfı yok, Kürtler yok, kadınlar yok, halklar yok" dedi.
"Buradan çıkışın yolu bizdedir, bizler örgütlenirsek, süreci doğru okursak, buradan bizler kazançlı çıkabiliriz" diyen Tuncel, ekonomik ve siyasi krizle Kürt sorununun, İmralı tecridinin doğrudan bağlı olduğunu söyledi. "Bu ülkenin gençlerine, kadınlarına, işçilerine gidecek para savaşa gidiyor" diyen Tuncel, sınıf mücadelesinin Kürt meselesi konuşulmadan konuşulamayacağını vurguladı.
İktidarın gözaltı, tutuklama ve baskılarla topluma gözdağı vermeye çalıştığının altını çizen Tuncel, "Biz bu sessizlikten nasıl çıkacağız meselesi önemli. Bunların ortasında İmralı işkence sistemi duruyor. Sayın Öcalan üzerinde devlet mutlak bir tecrit ve işkence uyguluyor. Bu tecrit bütün Türkiye'ye yayılmış durumda. Bu aslında barışın tecrit edilmesidir. Türkiye işçi sınıfının, emekçilerinin, yoksullarının bunu konuşması lazım" dedi.
Kapitalizmin ciddi bir kriz içinde olduğunu ve sosyal demokrasinin buna çözüm üretemediğini ifade eden Tuncel, bu durumun milliyetçiliğin gelişimine zemin hazırladığını söyledi. Tuncel, "Dolayısıyla faşizmin yükseldiği bir yerde demokrasi güçlerinin yan yana gelmesi, örgütlenmesi gerekir. Faşizme karşı birleşerek mücadele edebiliriz. Barışı birleşerek inşa edebiliriz" dedi.