'10 milyon kadın çalışma hayatına katılamıyor'

Türkiye Genel Hizmetler İşçileri Sendikası (Genel-İş) Araştırma Dairesi'nin (emar), 2014-2024 yılları arasında işkolunda kadınların istihdamına ilişkin raporu yayımladı. Rapora göre, "Her 10 kadından sadece 3'ü çalışma hayatında Her 10 kadın işçiden yalnızca 1'i sendikalıdır. Kayıtdışı istihdamı da dahil edildiğinde kadınlarda gerçek sendikalaşma oranı yüzde 6,8'dir. Çalışan kadınların yüzde 20'e yakını yarı zamanlı çalışıyor. 10 milyona yakın kadın; ailevi ve kişisel nedenler ve ev işleri dolayısıyla çalışma hayatına katılamıyor" verileri yer aldı.
Türkiye Genel Hizmetler İşçileri Sendikası (Genel-İş) Araştırma Dairesi'nin (emar) hazırladığı Kadın Emeği raporunda cinsiyet eşitsizliğine, kadın cinayetlerine, kadın yoksulluğuna, kadın işsizliğine ve güvencesiz çalışmaya dikkat çekildi. DİSK/Genel-İş Sendikası Araştırma Dairesi'nin yayımlanan raporuna göre Türkiye'de istihdamda cinsiyet açığı yüzde 34,6 olarak hesaplanırken 10 milyona yakın kadın ailevi ve kişisel nedenler ve ev işleri dolayısıyla çalışma hayatına katılamıyor. Her 10 kadın işçiden ise yalnızca biri sendikalı.
İstihdamda kadının görünümüne dikkat çekilen raporda Türkiye'deki kadın işsizliğinin Avrupa Birliği ortalamasının iki katına yakın olduğu görüldü. Türkiye'deki kadın istihdamının diğer ülkelerle kıyaslandığı verilerde, istihdamda toplumsal cinsiyet açığı oranının Türkiye'de oldukça yüksek olduğu görüldü. 2025 yılının siyasi iktidar tarafından "Aile Yılı" ilan edildiğine dikkat çekilen raporda şu ifadelere yer verildi: "Kadına yönelik ayrımcılıklar ve eşitsizlikler toplumun her alanında sürerken, 2025 yılı siyasal iktidar tarafından ‘Aile Yılı' ilan edildi. Amacını, ‘Ailelerimizi günümüzün tehlikelerine karşı daha dayanıklı kılmaktır' olarak açıklayan ama asıl niyetlerini gizlemeye çalışan iktidar; teşviklerle, promosyonlarla evlilik ve çocuk sayısını arttırmaya çalışıyor."
DİSK/Genel-İş Araştırma Dairesi'nin (emar) Kadın Emeği raporunda öne çıkanlar şöyle: Türkiye'de istihdamda cinsiyet açığı yüzde 34,6. Erkeklerin istihdama katılımı (yüzde 66,7), kadınların istihdama katılımdan (yüzde 32,5) iki kat fazla. İstihdamdaki kadınların yüzde 32,4'i kayıt dışı çalıştırılıyor. Çalışan kadınların yüzde 20'e yakını yarı zamanlı çalışıyor. 10 milyona yakın kadın; ailevi ve kişisel nedenler ve ev işleri dolayısıyla çalışma hayatına katılamıyor. Türkiye'de kadın işsizliği AB ortalamasının iki katına yakın. Her 10 kadın işçiden yalnızca 1'i sendikalıdır. Kayıtdışı istihdamı da dahil edildiğinde kadınlarda gerçek sendikalaşma oranı yüzde 6,8'dir.
emar'ın raporunda şu talepler sıralandı:
🔹"Çalışma hayatında kadına yönelik her türlü ayrımcılık terk edilmeli, esnek çalışma biçimlerine, cinsiyetçi iş bölümüne, ücret eşitsizliğine son verilmeli, güvenceli, düzenli işler yaratılmalıdır.
🔹Yetki ve karar mekanizmalarında eşit temsiliyetin hayata geçmesi sağlanmalıdır.
🔹Kadın istihdamının önündeki engellerden olan çocuk, hasta, yaşlı, engelli bakımı kamusal hizmet olarak sunulmalı, ev işlerini kadının üstünden alacak sosyal politikalar uygulanmalıdır.
🔹8 Mart kadınlar için ücretli izin günü sayılmalıdır.
🔹Kadınların örgütlenmeleri önündeki engeller kaldırılmalıdır.
🔹25 Haziran 2021'de yürürlüğe giren ILO'nun 190 sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi, Türkiye tarafından onaylanmalı ve etkin bir biçimde uygulanmalıdır.
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Yasa etkin bir biçimde uygulanmalıdır.
🔹Toplumsal cinsiyet temelli suçlarda, kadın cinayetlerinde cinsiyetçi iyi hal, tahrik indirimi gibi uygulamalardan vazgeçilmelidir.
🔹Kadın istihdamını artırmak için önerilen esnek çalışma biçimleri yerine kadınlar için tam zamanlı ve güvenceli istihdam olanakları yaratılmalı, çalışma süreleri kısaltılmalıdır."