24 Aralık 2024 Salı

1 Mayıs programı açıklandı: Yeni bir toplumsal düzen için yaşasın 1 Mayıs

"Yeni bir toplumsal düzen için yaşasın 1 Mayıs" diyen DİSK, KESK, TMMOB, TTB ve 1 Mayıs Bileşenleri, 1 Mayıs programını açıkladı. DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, 1 Mayıs günü sosyal medya üzerinden miting düzenleyeceklerini, tüm cadde ve sokakları afişlerde donatacaklarını ve 1 Mayıs şehitlerini Kazancı Yokuşunda anacaklarını söyledi.

1 Mayıs 2020 hazırlıkları kapsamında bir araya gelen DİSK, KESK, TMMOB, TTB ve 1 Mayıs Bileşenleri online basın toplantısı ile 1 Mayıs programını açıkladı.

Ortak açıklamayı okuyan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, "İşçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs bu sene Covid-19 koşullarında kutlanacak. Tarihte ilk kez 1 Mayıs'ta dünya işçi sınıfı büyük kitleler halinde kentlerin merkezi meydanlarında buluşamayacak. Ancak bu koşullara rağmen Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu'nun ilan ettiği insan onuruna yaraşır bir iş, gelir ve sosyal güvenlik talepleriyle dünya emekçileri tek ses, tek yürek olacak" diye belirtti.

'YENİ BİR TOPLUMSAL DÜZEN ŞART'
1 Mayıs 2020'de dünyanın dört bir yanı, insanlığın ortak umutlarını ifade eden işçi sınıfının, büyük meydanlarda olmasa da evlerinde, işyerlerinde, belirli sembolik merkezlerde dünyanın bu düzeninin değişmesi gerektiğine dair iradesine tanıklık edeceğini söyleyen Çerkezoğlu, "Evet yeni bir toplumsal düzen şart! Çünkü neoliberal kapitalizm ülkemizi ve dünyamızı göz göre göre büyük bir felakete sürüklüyor. Bu düzen on yıllardır dünya halklarına sınırsız bir emek ve doğa sömürüsü, savaşlar, ekonomik krizler, artan eşitsizlikler, yoksulluk, işsizlik dışında hiçbir şey sunmuyordu. Covid-19 salgını düzenin nasıl çürüdüğünü ve çöktüğünü en açık hali ile gösterdi" diye belirtti.

PATRONLARIN ÇIKARI İÇİN MİLYONLARIN SAĞLIĞI YOK SAYILDI
Kapitalist düzenin salgına karşı işçileri, emekçileri, yoksulları ve ezilenlerin sağlığını işini, geçimini koruyamadığını vurgulayan Çerkezoğlu, aksine sermayenin ve patronların çıkarları için akıl, bilim ve milyonların sağlığı yok sayıldığını ifade etti.

'KAPİTALİZM ÜLKEMİZDE EN VAHŞİ HaLİYLE HÜKÜM SÜRÜYOR'
Dünyanın dört bir yanında ve Türkiye'de sermaye/iktidarların, temel hak ve özgürlükleri hedef alarak, halkın düzene karşı tepkilerini ve siyasi muhaliflerini daha fazla baskı altına alarak, demokrasiyi yok ederek, otoriter rejimleri sağlamlaştırarak salgını fırsata çevirdiğinin altını çizen Çerkezoğlu, "Kapitalizm ülkemizde de en vahşi haliyle hüküm sürüyor. İşçilerin ölümü pahasına 'çarklar dönecek' ısrarı ile virüs işyerlerinden ve toplu taşıma araçlarından evlerimize taşınıyor. Aklın ve bilimin söyledikleri değil bir avuç patronun çıkarları için tüm toplum tehlikeye atılıyor. Virüs sadece hafta sonu yayılıyormuş gibi, hafta içi işe gitme mecburiyeti getirenler, hafta sonu da işçileri çalıştırmak için akıl dışı kararlara imza atıyor" diye kaydetti.

Çerkezoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Açılan paketlerde işverenlere her türlü destek ve hatta ücretsiz izin dayatma hakkı bile var ama işçi yok, emekçi yok, emekli yok, küçük esnaf yok, çiftçi yok, kadın yok, çocuk yok...

"Salgının yarattığı ağır ekonomik sonuçlar karşısında milyonlarca işçi, emekçi, işsiz, emekli, küçük esnaf değil bir avuç şirket korunuyor.

"İşverenler ve müteahhitler için milyonluk paketler açıklanırken, AKP'nin yasa değişikliğiyle 'ücretsiz izin' dayatılan işçiler 1168 TL ile yaşamaya mahkum ediliyor.

"Milyonlarca insanın işinden olduğu bir dönemde KDV'li yüksek faturalar hane bütçelerini sarsmaya, bankalar tüketici kredilerinden ve kredi kartlarından tıkır tıkır faiz almaya devam ediyor.

"Özel hastaneler kamunun hizmetine sunularak, tüm halkın sağlığı için devlet güvencesi sağlanmıyor.

"Zorunlu işlerde çalışan hekimlerin, sağlık ve belediye çalışanlarının, PTT ve kargo çalışanlarının sesine, taleplerine kulak verilmiyor.

"Marketlerden inşaatlara fabrikalardan madenlere üretim zorlaması can alıyor. Evde çalışmaya başlayan emekçiler için mesai hiç bitmiyor, 24 saate yayılıyor.

"Çocukların ve aile büyüklerinin evde kalmasıyla kadınların omuzlarındaki yük ağırlaşıyor, evde şiddet haberleri giderek artıyor.

"İktidar bu ağır koşullarda yaşamda kalmaya çalışan halkın sağlığını, işini ve geçimini güvence altına almazken bir avuç patronun bir dediğini iki etmiyor. Bu düzenin çarkları 'neşesi yerinde' bir avuç ayrıcalıklı elit için dönüyor.

"Onların vergileri indiriliyor, onların kredileri gevşetiliyor, onların yağma projeleri için ihaleler sürüyor, onların köprülerine yollarına hiç geçmesek de milyon dolarlar akıtılıyor, doğamız, su kaynaklarımız, tarım alanlarımız salgın fırsatçılığı ile ranta, talana açılıyor.

"Bu yağma ve sömürü düzeninin sahipleri, bir avuç patrona hizmet ederken sadece on milyonlarca emekçiyi ve ailelerini değil ülkemizin geleceğini de tehlikeye atıyor. Salgın ile uğraşması gerekenler, halka hizmet götürmek isteyen belediyeleri engellemekle, seçilmişlerin yerine kayyum atamakla, beğenmediği haberleri yapan gazetecileri tutuklatmakla, kendini eleştiren tweet atanların peşine düşmekle meşgul.

"Covid-19 salgını hepimize göstermiştir ki bu düzenin sahibi bir avuç ayrıcalıklı kesim ile Türkiye nüfusunun yüzde 99'unun çıkarları aynı değildir."

Çerkezoğlu, Covid-19 salgını süresince halkın sağlığını, işini ve aşını korumak için alınması gereken önlemleri şöyle sıraladı:

Temel, zorunlu ve acil mal ve hizmet üreten işler dışında bütün işlerde salgın süresince çalışma acilen durdurulmalıdır.
Salgın süresince işten çıkarmalar yasaklanmalı, ücretsiz izin dayatmasından vazgeçilmeli çalışanlara ücretli izin verilmeli, işsizler için koşulsuz işsizlik maaşı ödenmeli, küçük esnaf ve çiftçi desteklenmelidir.
Tüketici, konut ve taşıt kredileri ile kredi kartı borçları faiz işletilmeden ertelenmeli,  elektrik, su, doğalgaz ve iletişim faturaları salgın riski boyunca devlet tarafından karşılanmalıdır.
Bu süreçte özel sağlık kuruluşları kamu kontrolüne geçirilmeli, yurttaşların sağlık hizmetlerine erişimi istisnasız ve ön koşulsuz bütünüyle parasız olmalıdır.
Salgınla mücadelede koordinasyonda katı bir disiplin uygulanmalı, bilimsel yaklaşım ve bilgi paylaşımında açık ve şeffaf olunmalıdır. Covid-19 Testleri konusunda bilimsel-yaygın-hakkaniyetli ve sonuçların hızla açıklandığı bir işleyiş hakim kılınmalıdır. Yerel yönetim kuruluşlarının, sağlık, emek ve meslek örgütlerinin de temsil edildiği bütünlüklü bir kurul oluşturulmalıdır. Bu kurul tüm süreci halkın sağlığını ve kamunun çıkarını önceleyecek biçimde şeffaf biçimde yürütmelidir.
Başta hekimler, sağlık ve belediye çalışanları olmak üzere, tüm zorunlu işlerde koruyucu ekipman başta olmak üzere bütün eksiklikler giderilmeli, herhangi bir aksama yaşanmayacağına dair güven verilmeli ve bu işlerde çalışan herkes düzenli olarak testten geçirilmelidir.
Salgın dönemlerinde dezavantajlı kesimler olarak kabul edilen; hiçbir geliri ve birikimi olmayan yoksullar, EYT'liler, göçmenler ve tutuklu/hükümlüler için yaşamlarını ve sağlıklarını koruyacak fiili ve yasal düzenlemeler hayata geçirilmelidir.
Tüm kadınlara iş ve gelir güvencesi sağlanmalı, artan şiddete karşı İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Yasa etkin bir biçimde uygulanmalıdır.

'SAĞLIK, İÇİŞLERİ VE EKONOMİ BAKANLARI İSTİFA ETMELİ'
Aklın ve bilimin emrettiği bu önlemler büyük ölçüde alınmadığını söyleyen Çerkezoğlu, "Çünkü ülkeyi yönetenler, yandaş patronları beslemeye ve siyasi rekabete odaklanmıştır. Halkın sağlığını, işini ve geçimini güvence altına almayan, alamayan iktidar, siyasi sorumluluğu üstlenerek hesap vermeli, ilk adım olarak sağlık, içişleri ve ekonomi bakanları istifa etmelidir" dedi.

'BU DÜZEN SAĞLIĞA ZARARLIDIR'
"Bu düzen sağlığa zararlıdır" diye vurgulayan Çerkezoğlu, bugün dünyanın da memleketin de sağlığı ve geleceği yeni bir toplumsal düzenin kurulmasına bağlı olduğunu ifade etti.

Sermaye değil halk egemenliğini esas alan, sömürüye karşı emeğin haklarını koruyan, toplumsal zenginliğe el koyan yüzde 1'in değil toplumun yararını esas alan yeni bir toplumsal düzenin kurulmasının şart olduğunun altını çizen Çerkezoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"İnsan onuruna yaraşır bir iş ve ücret, kamusal sosyal güvenlik ve sendikal hakların eksiksiz güvence altına alındığı yeni bir toplumsal düzen istiyoruz. Demokrasinin ve ifade özgürlüğünün tahrip edilmediği yeni bir toplumsal düzen istiyoruz. Her türlü ayrımcılığa, cinsiyetçiliğe ve ötekileştirmeye karşı eşit yurttaşlığın, yurtta, bölgede ve dünyada barış politikasının benimsendiği yeni bir toplumsal düzen istiyoruz."

Halkın sağlığının, işinin ve geçiminin güvence altında olduğu yeni bir toplumsal düzen için 1 Mayıs'ta seslerini yükselteceklerini belirten Çerkezoğlu, 1 Mayıs programına ilişkin şunları söyledi:

'TÜM SOKAKLARI 1 MAYIS AFİŞLERİYLE DONATACAĞIZ'
"2020 1 Mayıs'ına kadar tüm meydanları, caddeleri, sokakları 1 Mayıs afişlerimizle donatacak, ses ve görüntü araçlarıyla 1 Mayıs coşkusunu meydanlara taşıyacağız. Evlerimizin ve işyerlerimizin sokaklara dönük yüzünü taleplerimizi ifade eden pankartlarla, afişlerle donatacağız.

'1 MAYIS ŞEHİTLERİNİ ANACAĞIZ'
"1 Mayıs 1977'de Taksim'de yitirdiğimiz mücadele arkadaşlarımızı Kazancı Yokuşunda anacağız. 1 Mayıs günü bulunduğumuz her yerin balkonlarından pencerelerinden 1 Mayıs marşını okuyacak, pankartlarımızı asacak, balonlarımızı uçuracak, yeni bir toplumsal düzen için aynı anda tüm Türkiye'den ses vereceğiz.

SOSYAL MEDYADA 1 MAYIS MİTİNGİ YAPILACAK
"Yine 1 Mayıs günü sosyal medya üzerinden yayınlanacak '1 Mayıs mitingi'nde buluşacağız.

"Birliğimizi, mücadelemizi ve dayanışmamızı tüm gücümüzle bulunduğumuz her yerden göstereceğiz! Yeni bir toplumsal düzeni biz kuracağız! Yeni bir toplumsal düzeni emek ile bilim ile kuracağız!"