22 Aralık 2024 Pazar

Ziya Ulusoy yazdı | Perinçekçiler Alevi'ye de düşman

Faşist diktatör Erdoğan, Almanya'da yaşayan Alevi inancından halkın demokratik bir kazanım elde etmesine tahammülsüzlüğünü Perinçekçi ve Ehl-i Beytçi palyaçolarını harekete geçirerek gösteriyor.

Perinçek'in yalan şampiyonu gazetesi ve amigoları, Almanya NRW Eyalet Parlamentosunun Alevi inancını, "Kendine özgü inanç" olarak ve AABF'yi (Avrupa Alevi Birlikleri Federasyonu) tüzel kişiliğe sahip kurum olarak tanımasını "Batı'nın provokasyonu" olarak suçladılar:

"Anayasal güvencenin, AABF eliyle Alevilere tanındığı ilan edilmektedir. ... 'Alevilerin asimile edildiği' şeklindeki PKK tezleri, kararın gerekçesi olarak sunulmaktadır…

Batılı emperyalistler, "Batı'da yaşayan vatandaşlarımızı mezhepler temelinde bölmeye çalışmaktadırlar." (Ali Mercan, VP Avrupa temsilcisi, 15.12.20, vatanpartisi.org.tr)

Perinçek şartlandırdığı gençlerine de konuya ilişkin, "bölücü girişimler karşısında... şiddetle protesto" çağrısı yaptırdı. (aynı yerde)

Yeni Şafak ve Akit gazeteleri de benzer görüşleri Avrupa Ehl-i Beyt Alevi Federasyonu Genel Başkanı Fuat Mansuroğlu'na söyleterek haber yaptılar. İkinci adımın ise "Alevilerle Sünnileri çatıştırmak" olduğunu söylettirerek, üstü kapalı Alevi katliamları hatırlatma tehdidi yaptılar.

Faşist diktatör Erdoğan, Almanya'da yaşayan Alevi inancından halkın demokratik bir kazanım elde etmesine tahammülsüzlüğünü, Perinçek gibi palyaçolarını harekete geçirerek gösteriyor.

NRW eyalet meclisinin kararı, geç kazanılmış olağan demokratik bir hak. Esasen de Almanya anayasasının her topluluğa tanıdığı inancını serbestçe yerine getirme, çocuklarına öğretme özgürlüğü ile inanmayanların fikrini serbestçe ifade etme özürlüğü hükmünün çok gecikmiş uygulaması.

Anayasanın bu hükmü gereğince, başından itibaren İslam inancına özgürlük ve 2001'den itibaren Berlin'den başlanarak Diyanet İşleri Türk-İslam Birliği (DİTİB) ile diğer bazı İslami örgütlere tüzel kişilik tanınması, okullarda İslam dersi eğitmenlerinin bu örgütler tarafından belirlenmesi, bugün Almanya'nın hemen bütün eyaletlerinde gerçekleşmiş durumda.

Alevi inancına ise bu hak gecikmeli olarak ve ancak bazı eyaletlerde tanınmış durumda. Bu, Türkiye'deki iktidarın Alevileri asimile etme amacına bağlı olarak baskısının bir sonucu. Başta demokratik Alevi hareketinin çabası olmak üzere bütün göçmen ve yerli demokratik, sosyalist güçlerin mücadelesiyle Türkiye rejiminin gerici baskısı geriletildi.

Faşist şef Erdoğan'ın işaretiyle harekete geçen Perinçekçi ve Ehl-i Beytçi amigolar, demokratik kazanımı, "Alman derin devletinin provokasyonu", "Alevi Sünni" çatışmasını kışkırtıcı adım, "bölücülük" suçlamalarıyla, Alevi halka karşı faşist düşmanlıktan, asimile amacından ve çatışma tehdidinde bulunmaktan başka bir şey sergilemiyorlar.

Sünni İslami inancı, faşizminin kitle desteğini büyütmenin aracı olarak kullanan diktatör ve yardakçıları, bu zehirli amacı engelleyeceği için Alevi inancına özgürlüğü, "bölücülük"le suçluyorlar.

Faşizmin tarihsel, dünyasal ve yerel bütün deneyimleri göstermiştir ki, ezilen inanç ve uluslara saldırmak, dahası egemen inanç ve ulustan halka saldırtmak faşizmi sürdürmenin kanlı ve elverişli aracıdır. Erdoğan'ın tetikçi kalemleri "çatışma" tehdidini bu nedenle savuruyorlar. Maraş ve Çorum katliamları "Alevi-Sünni çatışması" değil, Alevi halka ve sosyalistlere, devletin, burjuvazinin, ülkücülerin ve politik İslamcıların saldırması ve Sünni inançtan halkın saldırtılması/ faşistleştirilmesi çalışmasıydı. Bu saldırı ve kanlı çalışmayı ABD emperyalizmi destekledi ve ortaklaşa yürüttü.

Bugün ise Türk halkını Kürtlere, Sünni halkı Alevilere saldırtarak, Erdoğan-Bahçeli faşizmi iktidarı sürdürmeye, halkı faşizmin destekçisi olarak tutmaya çalışıyor.

Bu arada Almanya'da göçmenlerin demokratik hak kazanımlarının faşizmin koyu karanlığını dağıtmada bir ışık olmasının önünü kesif bir yalan bombardımanıyla önlemek istiyor.

Bu kanlı ve karanlık oyununda faşist şef Erdoğan'a Bahçeli eşlik ederken, Perinçekçi ve diğer yardakçıları ise Alevi ve Kürt düşmanlığının gönüllü çığırtkanları olarak en öne fırlıyorlar.

Fakat vahşi kapitalizmin krizi ve yenemediği direniş, faşist şeflik rejimini krize iterken, yardakçılarının çığırtkanlığı da Erdoğan faşizmini kurtaramayacak!