21 Aralık 2024 Cumartesi

Ziya Ulusoy yazdı | Netanyahu sömürgecilik ve soykırım

Netanyahu'nun şimdiki soykırımcı projesi, Filistin halkını yıldırdıktan ve Gazze'yi "temizle"dikten sonra Gazze'yi "güvenlik alanı" yapmak. Erdoğan'ın Rojava işgalinin gerekçesi ve işgalin hedef projesiyle ne kadar da benziyor değil mi?


Netanyahu, Aksa eylemine karşı başlattığı savaşı soykırıma dönüştürdü. Bahane arayan soykırımcı olarak sanki hazır tuttuğu planını devreye koydu.

Daha önce de, siyonist devlet, diğer saldırıları bir yana, 2008 ve 2014 savaşlarında binlerce Filistinliyi katletmişti.

Ama bu kez Netanyahu ve koalisyon ortaklarının dinsel faşist çetesi, Demir Kılıçlar savaşıyla (Erdoğan'ın Kürtlere karşı savaşının adlandırması ile Netanyahu'nun savaş adlandırmaları birbirlerine ne kadar da benziyor) soykırımcılıkta öncellerinden daha acımasızlık sergiliyor.

Ben-Gvir ve Smotrich gibi dinsel faşistler bir yana Netanyahu'nun kendisi henüz Aksa eylemi yokken bile Birleşmiş Milletler konuşmasında elinde salladığı haritada Batı Şeria ve Gazze'yi İsrail'e ilhak edilmiş gösteriyordu.

Bilindiği gibi Netanyahu Beyrut kasabı Ariel Şaron'u sertlikte yetersiz bularak Likud partisini ele geçiren siyonist bir lider. İsrail'i "Yahudi ulus devleti" yapmayı resmen de sağlayan bir dinsel Apartheid rejiminin azılı savunucusu.

İsrail siyonist sömürgeciliği Filistin halkına karşı sömürgeci savaşı yoğunlaştırdıkça, İsrail halkı arasında Şaron'u soykırımcılıkta aşan Netanyahu, Bennett, Ben-Gvir, Smotrich, Maoz gibi liderlere destekçilik gelişti. Sömürgeci zulme sessizlik faşist kitle desteğini büyüttü.

Şimdi Netanyahu-Ben Gvir-Smotrich çetesi, Gazze'yi Filistinliler'den geri alarak yeniden ilhak etmenin savaşını uyguluyor. Bu amaçla intikamcılıkla 12 bini bulan sivil Filistinliyi, çocuk, kadın, yaşlı demeden katletti. BM görevlilerini, gazetecileri, rehine İsraillileri vurmakta tereddüt göstermedi. Hastaneleri vurdu ve işgal etti.

Batılı emperyalist devletlerin tümü ve Modi gibi bölgesel burjuva devlet yöneticileri tereddütsüz destek vererek Netanyahu ve çetesine, soykırımcılığı tırmandırmasında cesaret verdiler. Netanyahu çetesinin Kudüs'ü başkent yapması ve Suriye'ye ait Golan tepelerini ilhakına da destek vermişlerdi.

Muhtemelen Netanyahu çetesinin yapabilirse Gazze'yi boşaltacak soykırımcı olası zaferinden sonra, Gazze ve Batı Şeria'da tümüyle siyonist devletin denetiminde ve işbirlikçi yönetimlere teslim edilmiş Filistin açık hapishanesi projesini sunacaklar.

Rusya-Çin emperyalist odağı ise siyonistlere soykırımı durdurma çağrıları ve BM'ye ateşkes önerileri dışında pratik girişimden kaçındı.

Batılı emperyalist dünya liderleri ve İsrail'in soykırımcılığı savunudaki başlıca gerekçeleri "terörizme karşı mücadele!", "terörizme karşı güvenlik!" Netanyahu'nun şimdiki soykırımcı projesi de, Filistin halkını yıldırdıktan ve Gazze'yi "temizle"dikten sonra Gazze'yi "güvenlik alanı" yapmak. Erdoğan'ın Rojava işgalinin gerekçesi ve işgalin hedef projesiyle ne kadar da benziyor değil mi?

Emperyalist ve bölgesel burjuva güçler, soykırımcılığa karşı oluşan kamuoyunu, güncelde Ruanda ve diğer bazı Afrika ülkelerindeki soykırımlara sessizlikten sonra, Sri Lanka'nın Tamillilere soykırımına örtülü ve açık destek vererek yeniden gündemleştirdiler. Hatta Sri Lanka modelini, "halkın bir kısmını hedefleyerek de olsa terörizmi yoketme"nin başarılı modeli görüyorlar.

Rajpaksa, Sri Lanka modelini askeri liderlerini Türkiye ve İsrail'e gönderip deneyimden yararlandıktan sonra uygulamış ve 40 bin Tamilliyi katletmişti. Soykırımcı zaferinin ilk müjdesini Erdoğan'a vermişti. Erdoğan, Çöktürme Planı ve devamında Rojava işgallerinde soykırımcı saldırılarını Sri Lanka modelini örnek alarak gerçekleştirmişti.

Aliyev de, Sri Lanka modelini Erdoğan'ın tavsiyesiyle Karabağ/Arsakh'ta denemiş Ermeni halkını tehcir etmişti.

Şimdi Sri Lanka modelini Netanyahu çetesi Filistinlilere uyguluyor.

Emperyalist dünya, yeniden paylaşım savaşına doğru gidiyor. Halkları bu büyük çaplı kırıma hazırlarken, bölgesel burjuva güçler militarist savaş makinalarını halklar üzerinde deniyorlar.

Çözümsüz değiliz. Şimdiden Netanyahu çetesinin soykırımcılığına karşı dünya halkları alanları doldurmaya başladı. Soykırımcı savaşlara karşı direniş daha fazla kitleselleştirilir ve burjuva milliyetçiliği ve dinselliğinin tümünden bağımsızca geliştirilirse, emperyalist ve bölgesel soykırımcılar yenilgiye uğratılabilir, uğratılmalıdır.

Erdoğan da, Netanyahu da, Aliyev de, İran mollaları da, ABD savaş makinasının liderleri de, halkların bağımsız mücadelelerinin yükseltilmesiyle yenilgiye uğratılarak, soykırımcılık tarihin çöplüğüne atılabilir, atılmalıdır.