22 Aralık 2024 Pazar

Ziya Ulusoy yazdı | Halkı kazanmak

Erdoğan faşizminin hile ve saldırganlığını hangi boyutta göstereceği tam kestirilemez. Fakat seçim manivelasında da, bu süreç ve sonrasındaki saldırganlıklarına karşı da işçi sınıfı ve halklarımızın bağımsız mücadele gücünü geliştirmek tek güvencedir.

İşçi sınıfı ve ezilenler parlamenter alana ilgi duymaya belirli düzeyde alışmış durumda. Üstelik iki temel açıdan Türkiye parlamenter işleyişi ezilenlere büyük ölçüde kapalı olduğu halde.

Birincisi, seçim çalışması son derece pahalı ve işçiler ile diğer yoksul sınıflar büyük çaplı örgütlerine sahip değillerse bunu karşılayamazlar.

İkincisi ve daha önemlisi, öteden beri burjuvazinin değişik rejimleri altında komünist, devrimci, demokrat kesimler üzerinde yasak ve baskılar son derece ağır. Değişik dönemlerde dozajı farklılaşan gerici ve faşist yasak ve saldırılar, işçi sınıfı ve ezilenlerin temsilcilerinin seçim döneminde çalışmasını engeller. Bu yasak ve baskılar, devrimci ve demokratik güçlerin seçime girmelerini, yasaklamaktan, vekillerin öldürülmelerine ve linç saldırılarına değin uzanır.

Ekonomik kısıtlılığa ve siyasi baskıya rağmen yine de çok geniş kitleler, seçimlere ve oy kullanmaya ilgi gösteriyor.

Komünist ve devrimci hareket, işçi sınıfı ve ezilenlerin geniş kesimleri ilgi duyduğu koşullarda seçim ve parlamento kürsüsünden yararlanarak halkı kazanmaya çalışırlar.

Elbette bu çalışma, işçi sınıfı ve ezilen kitleleri doğrudan kitle eylemleriyle ve onunla birleşmiş disiplinli ajitasyon-propaganda-örgütlenme çalışmasının sürekliliğine tabi ve tali bir alandaki çalışmadır.

Tali olması önemsiz olduğu anlamına gelmez.

Fakat çalışmanın içeriği ve ittifaklar, bu çalışmanın niteliğini ve neye hizmet ettiğini açığa vurur.

Öncelikle vurgulamak gerekir ki, seçimlerde propaganda ve ajitasyonun içeriği devrimci programla doldurulmalı. Sosyalizm temel amacının propagandası asla ihmal edilmemeli.  Bu yolla, başta işçi sınıfı olmak üzere emekçi ve ezilen halk kesimlerini olabildiğince etkilemeyi ve kazanmayı hedeflemeli.

İşçi sınıfı ve halkların her devrimci girişimi doğal olarak ağırlıkla  iktidara karşı yönelir. Erdoğan faşizmine karşı mücadele ağırlık taşır. Ama aynı zamanda burjuva muhalefetin niteliğini sergilemek propaganda-ajitasyon çalışmasının diğer boyutunu oluşturur. Erdoğan faşizmini direnişle, militan kitle eylemleriyle yenilgiye uğratmak komünistlerin ve devrimcilerin taviz vermeyeceği amacı. Tabii aynı zamanda gerçekçiliği. Bu amacın propagandasını yapmak ve buna tabi biçimde seçim çalışmasında halkı kazanmaya çalışırken burjuvaziden bağımsız işçi sınıfı ve ezilenlerin hareketini geliştirmek komünistlerin olmazsa olmazıdır. Emekçi sol hareketten neden taktik farklılığın nedenini ve niteliğini anlatmak da bu nedenle gerekiyor.

Seçime gidilirken 1 Mayıs'tan geçilecek. 1 Mayıs'ın komünist, devrimci hareket ve işçi sınıfı hareketi için kitle seferberliği ve alanlarda coşku ve kararlılık bakımından güçlü geçmesini sağlamanın önemi yalnızca gelişmek için değil. Aynı zamanda seçim çalışmasında işçi ve ezilenlerin burjuva kliklerden bağımsız hareketinin geliştirilebileceğine özgüven yükseltmek bakımından da önemlidir. Çünkü Erdoğan faşizmini seçim manivelasıyla yenilgiye uğratmak haklı isteğinden hareketle burjuva muhalefete bel bağlama eğilimi dönemin etkili ve geri çekici eğilimi.

Propaganda ve ajitasyonda sıradan işçinin anlayacağı dil kullanmak önemli. Bunu en iyi  kitleler arasında çalışma yapan devrimci kadrolar bilir.

Kitlelerle canlı temas seçim döneminin en önemli çalışma yöntemi. Fakat aynı zamanda sosyal medya ile görsel ve yazılı araçların kullanılması geniş kesimlere ulaşmanın yöntemleri. Komünistler bu yöntemleri yaygınca kullanmakta ustalaşmalı.

Emek ve Özgürlük İttifakı'nın Yeşil Sol Parti'yle ve tek ortak listesinin oy alma başarısı da bu çalışmanın bir parçası. Bunun yüksek düzeyde olması işçi sınıfı ve yoksulların demokratik, devrimci ve antifaşist eğiliminin göstergesi olacak. HDP'nin kapatılmasına karşı başarılı bir yanıt anlamını taşıyacak. Dahası seçim ve sonrasında kitle eylemlerinin geliştirilmesine önemli bir araç rolü oynayacaktır.

Halkı kazanma derken işçi sınıfı, kent yoksulları, gençlik ve kadın kitlelerine yönelik çalışmayı kastettik. Orta sınıf mülk sahipleri ya da orta sınıf yaşam koşullarına sahip kesimleri değil.

Erdoğan faşizminin hile ve saldırganlığını hangi boyutta göstereceği tam kestirilemez. Fakat seçim manivelasında da, bu süreç ve sonrasındaki saldırganlıklarına karşı da işçi sınıfı ve halklarımızın bağımsız mücadele gücünü geliştirmek tek güvencedir.