25 Nisan 2024 Perşembe

Ziya Ulusoy yazdı | Grevin yeniden yükselişi

Yükselen grev hareketi ve gösteriler, işçi sınıfı kitlelerinin mücadele içinde eğitilmeleri ve örgütlenmelerini geliştirecek, faşist ve savaşçı tehlikeyi gerileterek antikapitalist mücadele yolunu açıcı rol oynayacak.

Kapitalizmin merkezlerinde grev hareketi yeniden yükseliyor.

Son aylarda özellikle Fransa ve İngiltere'de bu durum yaşanıyor. 

Fransa'da geçen Ekim ayındaki rafineri işçilerinin grevleri sarsıcı olduktan sonra, mezarda emeklilik yasa tasarısına karşı 19 Ocak'ta 2 milyon kamu-özel işçisinin bir günlük genel grevi gerçekleşti.

Paris merkez olmak üzere toplam 1 milyon işçi ve emekçi gösterilere katıldı.

İngiltere'de geçen yazdan bu yana yüzlerce grev gerçekleşirken, bu yılın başında da hemşireler greve gitti. Şubat'ta değişik sektörlerde ve kamu işyerlerinde greve gidilecek.

Grevler; demiryolu, liman ve posta işyerleri ile sağlık ve eğitim sektörlerinde odaklaştı.

Pek çok grevin başarı kazanması işçi sınıfının özgüvenini geliştirirken, işçiler genel grev yasağını "aynı günde grev", "birleşen grevler" yöntemiyle aştı.

Fransa'da Macron, geçen yıllardaki sarı yelekliler eylemlerine karşı saldırgan polis terörünü uygulamış, yetinmeyip polisin saldırısını kışkırtan yasa çıkarmaya girişmişti.

İngiltere'de Başbakan Sunak, polise "tehlike olasılığı" karşısında göstericileri tutuklama yetkisi veren veya kilit sektörlerde grev yasağını öngören yasayı tartışarak hazırlamaya çalışıyor.

Burjuvazinin karşı devrimci saldırı önlemlerine rağmen her iki ülkede de işçi sınıfının grev hareketinin yaygınlaşacağı ve yükseleceği anlaşılıyor.

Ayrıca İngiltere'de ev tüketimi enerji fiyat artışına karşı "ödememe" eylemleri de tartışılıyor.

Öncelikle vurgulanmalı ki, ABD'deki grev hareketi de dikkate alındığında, kapitalist merkezlerde grev hareketi gelişecek. İşçi aristokrasisinin geçmişte geniş etkisinin olduğu bu ülkelerde bu kesimlerinde çok daraldığının ifadesi bu grevler.

Ayrıca sanayisizleşmenin önemli oranda yaşandığı, işletmelerde işçi sayısının azaldığı bu ülkelerde, işçiler sektörel çapta ve 'birleşmiş grevle' etki güçlerini büyütmeye, burjuvaziyi ve hükümeti geriletmeye çalışıyor. Ya da Fransa rafinerilerinde olduğu gibi "en karlı" dönemde greve gidiyor.

Fransa grev dalgasında özellikle gösterilerde yerli ve göçmen işçi kaynaşması yaşanıyor. Bu yönde sloganlar yükseliyor. İngiltere'de ise demiryolu sendikası başkanı, ilticacıların Ruanda'da kamplara gönderilmesine karşı demeçleriyle işçi sınıfındaki şovenist etkileri gidermeye önem veriyor.

Göçmen işçiler bu iki ülkede de genellikle devlet sektöründe çok az. Bu nedenle 'mezarda emeklilik yasası'na karşı yaşandığı gibi bu gösterilerde seferber edilmeleri önemli. Çünkü hem göçmenlerde çok zayıflamış mücadele eğilimini güçlendirmek, hem de yerli işçilerde kışkırtılmış göçmen düşmanlığını geriletmek için bu çok değerli rol oynayacak.

Bu nedenle Avrupa'daki Türkiye ve Kürdistanlı göçmen işçi ve gençlerin grev ve gösterilere seferberliği değiştirici rol oynayacak. Türkiye faşist ve gerici partilerinin göçmen kitlede yarattığı politik islamcı ve milliyetçi hakimiyeti yıkmaya da zemin oluşturacak.

Göçmen işçiler arasında varolan komünist ve devrimci yapıların işçi çalışması esinini ve çabasını hızlandıracak.

Bir diğer etkisi de, göçmen genç kuşaklardaki bireyci küçükburjuva eğilimler yerine, sınıfsal dayanışma ve uyanışı mayalayacak.

Burjuva hükümetler, işçi grev dalgasına karşı faşizan yasa ve saldırı tehditleri geliştirmeye çalıştılar.

Fransa da polisi saldırganlıkta basından koruma, polisin ateşli-ateşsiz silah kullanmasını teşvik yasasını çıkardı. Mücadele bu yasanın biraz törpülenerek çıkmasına yol açtı. Ayrıca sarı yelekliler ve sonraki kitle eylemlerinde polis şiddeti tırmandırıldı.

Sunak hükümeti, kilit sektörlerde iktisadi grevin yasaklanmasını da tartışıyor. Fırsat bulduğunda, bunu ve grev gözcülerinin ajitasyon ve eylem geliştirmelerini yasaklamaya da çalışacak.

İşçiler, burjuva hükümetlerin saldırılarını sertleştirmelerine karşı mücadeleyi genç kuşaklarıyla öğrenecek.

İşçi kitleleri, burjuvazinin işgalci savaşlarına karşı yeniden tavır alma koşullarına kavuşacak.

Sonuçta yükselen grev hareketi ve gösteriler, işçi sınıfı kitlelerinin mücadele içinde eğitilmeleri ve örgütlenmelerini geliştirecek, faşist ve savaşçı tehlikeyi gerileterek antikapitalist mücadele yolunu açıcı rol oynayacak.