22 Aralık 2024 Pazar

Ziya Ulusoy yazdı | Faşizme karşı mücadele ve ittifaklar

Erdoğan faşizmi yarattığı dehşete ve savaşlarına rağmen, silahlı direnişteki Kürt özgürlük hareketini ve ittifak içindeki devrimci hareketi bitiremedi. Kesin zafer kazanamadı ve ağır siyasi ve ekonomik kriz içine düştü. Silahlı direniş faşizmin kesin zaferini engelledi, onu krize soktu. Şimdi kitlesel direnişi yükseltme görevi öne çıkmış durumda. Birleşik Mücadele Güçleri'nin, HDP'nin demokratik birliğinin yeni ittifaklarla genişletilmesi faşizme karşı mücadelenin başarısı için şarttır.

Erdoğan faşizminin siyasi krizi, aynı zamanda burjuvazinin siyasi krizidir. Çünkü "en iyi yönetim akıllı diktatörün yönetmesidir" özlemindeki TÜSİAD, asıl isteği çalışma kampları kurup işgücünü talan etmek olan MÜSİAD ve politik islamcı sermaye, faşist şeflik rejimini burjuvazinin hakimiyetinin kalıcı istikrarı için kılıç olarak kullandılar.

İşçi sınıfı ve ezilenlerin faşist barbarlık altında kölece boyun eğmesi, Kürt özgürlük hareketinin faşizmin soykırımcı ve işgalci savaşlarla, devrimci hareketin faşist barbarlıkla bitirilmesi için Erdoğan-Bahçeli diktatörlüğünü desteklediler.

Fakat Erdoğan faşizmi yarattığı dehşete ve savaşlarına rağmen, silahlı direnişteki Kürt özgürlük hareketini ve ittifak içindeki devrimci hareketi bitiremedi. Kesin zafer kazanamadı ve ağır siyasi kriz içine düştü.

En gözü kara neoliberal saldırganlığı Erdoğan faşizmi döneminde gerçekleştiren Türkiye kapitalizmi ağır ekonomik krize girmekten kurtulamadı.

Silahlı direniş faşizmin kesin zaferini engelledi, onu krize soktu. Şimdi kitlesel direnişi yükseltme görevi öne çıkmış durumda.

Bu, aynı zamanda 20 Temmuz Suruç'ta, 5 Haziran Amed'de, 10 Ekim Ankara Garı'ında, Cizre-Sur sürecinde faşizmin halklarımıza, devrimci kitleye barbarlığına karşı da siyasi rövanş olacak.

Faşizme karşı şimdiden başlayarak seçime değin yürütülecek mücadelede nasıl hareket edilecek?

Millet İttifakı'nın parlamenter restorasyon manevrası krizi burjuvazi lehine mi sonuçlandıracak?

İşçi sınıfı ve halklarımız, demokratik-devrimci hareket ve Kürt özgürlük hareketi, halk eylemini adım adım ve hızla yayarak, büyüterek genel grev ve genel halk direnişiyle ezilenler lehine mi sonuç alacak?

Birleşik burjuva Millet İttifakı, şimdiye değin Erdoğan faşizminin vahşetine karşı sessiz kalarak, Yenikapı'da ve işgallerde destek vererek rejimin olası saldırı ve hileleriyle uzlaşacağını gösterdi.

Burjuvazinin siyasi istikrarı için uzlaşıcı geçiş öngörerek, Erdoğan faşizminin devlet mekanizmasını koruyup hafif rötuşla sürdürmeyi egemen kılmaya çalışıyor.

Faşist şef ve ortaklarından, barbarca katilliklerinden ve savaş suçlarından hesap sorulmayacağı güvencesini bu nedenle Erdoğan-Bahçeli çetesine veriyor.

Erdoğan-Bahçeli çetesi buna razı olarak yumuşak geçişe fit mi olacak? Linçler, Kürt'e işgalci savaşlar ve yeni bir faşist saldırı darbesiyle mi iktidarını korumaya çalışacak, bunu pratik gösterecek.

Faşizmi yenecek mücadele, işçi sınıfı ve halklarımızın eylemi ve ayaklanmasıdır.

Bu hedefe varmak için iki alandaki görev başarılmalı:

Kitle mücadelelerini örgütlemede başarılar sağlanmalı ki, bu daha geniş kitlesel eylemlere sıçramanın basamağı olsun.

Ayrıca bütün demokratik ve devrimci güçler faşizme karşı mücadelede birleşik hareket yaratmalı.

Kürt özgürlük hareketini dışta tutacak ittifak yaklaşımı, gerçekte halkların birleşik mücadelesinin yükseltilmesini dışta tutacak sosyal şovenizm olmakla kalmayacak. Faşizmi yenilgiye uğratma mücadelesine de zarar verecek. İttifaka girmeyeceğini söylediği Millet İttifakı'nın burjuva restorasyon manevrasının başarısına nesnel olarak hizmet edecek.

Ayrı ittifaklarla gücün zayıf bırakılması yerine, Birleşik Mücadele Güçleri'nin, HDP'nin demokratik birliğinin yeni ittifaklarla genişletilmesi faşizme karşı mücadelenin başarısı için şarttır. 

Öncü iddiasındaki güçler bunun yerine sekterliğe düşerlerse ve halk eylemini geliştirmeye yoğunlaşmak yerine ittifakta sekterlik tartışmasıyla zaman ve efor kaybederlerse, demokratik kitle örgütlerini, örgütsüz demokratik ve sosyalist güçleri birleştirecekleri bir odak yaratma imkanını tepecekler. Bu odağı yaratmak devrimci sorumluluğumuzdadır ve gerçekleşen fedakarlıkların, tarihsel sorumluluğumuzun gereğidir.

Faşizmi yenmek için de, olası değişik sonuçlar karşısında devrimci hareketin güçlülüğü için de mücadelede ve ittifaklarda başarı sağlanmalı.