22 Aralık 2024 Pazar

Ziya Ulusoy yazdı | Faşist palyaçonun çamuru

Oysa ne Deniz Filistin'e gitmek için Perinçek'ten izin isteyecek geri tutumu gösterdi. Ne de silahlı devrime hazırlık yapmaya karar veren devrimci liderler, Perinçek'in küçümseyici azarına izin verdi. Bunlar Perinçek'in '71 devrimci hareketinin liderlerini küçümseyerek etkisini kırma çalışmasının palavraları.

Dijital medya yayını 140 Journos, "Kısmen iktidar" başlığıyla Perinçek'le belgesel-röportaj yayınladı.

Perinçek siyasi hayatını anlatırken Deniz ve Mahir'leri küçümseyen sözlerle kendisini önemli bir lider olarak satmaya çalışıyor. Deniz ve Mahir'lere olan halk sevgisini kırarak, faşizme kitle desteği sağlamak istiyor. Faşist cephede reisin yardakçısı olarak konumlanmasını haklı göstermeye çalışıyor.

Perinçek, 1970'e doğru silahlı mücadelenin tartışılmaya başlandığını belirterek, "Genç çocuklar dolduruşa geldi. Denizler, Mahirler falan dolduruşa geldi. 'Silahlı mücadeleyi hemen başlatacağız' falan... Hepsinin kulağını çektim yani" sözlerini sarf ediyor, küçümsemeye çalışıyor.

Benzer küçümseyici ifadeyi, Deniz'in Filistin'e gitmek için kendisinden "izin" istediğini belirterek de yapıyor.

Oysa ne Deniz Filistin'e gitmek için Perinçek'ten izin isteyecek geri tutumu gösterdi. Ne de silahlı devrime hazırlık yapmaya karar veren devrimci liderler, Perinçek'in küçümseyici azarına izin verdi. Bunlar Perinçek'in '71 devrimci hareketinin liderlerini küçümseyerek etkisini kırma çalışmasının palavraları.

Perinçek aynı amaçla benzer sahtekarlığı, Kaypakkaya için de geçmiş yıllarda yapmaktan geri durmadı. Vatan Partisi'nin (VP) önceli İşçi Partisi'nin (İP) kadrosu ve Kaypakkaya işkencedeyken aynı dönemde Diyarbakır askeri hapishanesinde kalmış olan Hasan İlter'e vefat etmeden önce, "Kaypakkaya'nın intihar ettiği kanaatinde olduğunu" söyletti. (bknz. İbo/İbrahim Kaypakkaya, Turhan Feyizoğlu).

12 Mart askeri faşistleriyle ağız birliği yapmak demek olan bu yalanı, Hasan İlter daha önce hiçbir zaman ortaya atmamış, Kaypakkaya'nın işkencede katledildiğini belirtmişti. Fakat hastalıktan vefat etmesine yakın zamanda şefi Perinçek tarafından bu yalan söylettirilerek/yazdırılarak Kaypakkaya karalanmaya çalışıldı. Bu yolla '71 devrimci hareketinin etkisi zayıflatılmaya, Perinçek'e ve faşizmle uzlaşma/işbirliği çizgisine saygınlık kazandırılmaya çalışıldı.

Perinçek'in Deniz ve Mahir için söylediği yalana gelince. Deniz, Filistin'e gitmeyi yalnızca Devrimci Öğrenci Birliği'nden (DÖB) arkadaşlarıyla tartışmış olabilir. Buna DÖB'den Mustafa Lütfi Kıyıcı bir açıklamasında yer veriyor. Ve Deniz ile Cihan'ı kendilerinden kopmaya o zamanki Mihri Belli'nin liderliğinde kurdukları Haziran Hareketi'nin çizgisinin önleyemeyeceğini dürüstçe belirtiyor. Filistin'e gitmesi devrimci bir kopuşu ifade ediyordu. Deniz, dönüşünde ise THKO'yu kurma hazırlığında olan Hüseyin İnan ve yoldaşlarıyla birleşti, bir daha DÖB'lü arkadaşlarının yanına bile uğramadı.

Perinçek, "izin istedi" yalanını, yalnızca kendisini yücelterek Deniz'lerin devrimci etkisini kırmak için savuruyor.

Deniz ve Mahir'lerin silahlı mücadelesini karalamaya, "kulak çekme" hakaretine gelince.

Deniz'ler ve Mahir'ler silahlı mücadeleye, içinden çıktıkları devrimci kitle hareketinin devrimci öncüleri ve dünya devrimci hareketinin bileşeni olarak karar verdiler. Ya THKO gibi doğrudan silahlı mücadeleye yöneldiler. Ya da Mahir ve İbrahim'in yaptıkları gibi teorisiyle pratiğini birlikte oluşturdular.

Deniz'ler ve Mahir'ler, bu devrimci kopuşu yaparlarken, ayrıldıklarına karşı da keskin ideolojik mücadele ve tavır gösterdiler. Örneğin Mahir'ler, ayrıldıkları M. Belli grubuna karşı, "Aydınlık Sosyalist Dergiye Açık Mektup" deklarasyonunu yayınladılar. (Ocak 1971)

Perinçek'in PDA'sını da, "PDA oportünizmi" olarak uzlaşmazca mahkum ettiler. Pratik tavırları ise daha keskindi. Dev-Genç içinde Perinçekçi PDA'cılara yer vermeyip tasfiye ettikleri gibi, derneklerde ve sokakta sekterce tutuma kadar gittiler.

Bütün bunlar, elbette Deniz ve Mahir'lerin, önderleri oldukları gençlik ve halk hareketini silahlı devrime dönüştürme ufku, pratiği ve kararlılığının sonucuydu. O düşünsel ufuk ve pratik inisiyatifle, ayrıldıkları parlamentarist, sol cuntaya bel bağlayan, silahlı mücadele ve devrimi örgütlemekten çekinen hareketlerin liderlerine karşı da uzlaşmaz tutum takınmaları, hatta onları küçümsemeleri kaçınılmazdı. Nitekim ağırbaşlı biçimde de olsa, Perinçek'in savurduğu yalanın tersine, Deniz, Mahir, İbrahim'ler, diğerlerini ve Perinçek'i ideolojik-siyasi olarak küçümsüyorlardı.

Fakat küçümserlerken hiçbir zaman Perinçekvari "kulak çekme", "çocuklar" gibi hakaretlere başvurmaya tenezzül etmiyorlardı. Anlaşılan reisi Erdoğan'ın devrimci hareketi "temizledi"ğini düşünen Perinçek, palavrasına hakareti de eklemenin etkili olacağını hesaplıyor.

Kaypakkaya o koşullarda Perinçekçi revizyonizme karşı tutum alarak koparken elbette Deniz ve Mahir'lerin hareketinden devrimci etkilenme içinde oldu. Ayrıca Çin devriminin ve diğer devrimlerin çizgisini Türkiye ve Kürdistan'da uygulamaya samimi olarak çalıştı. Bu nedenle 12 Mart faşizmine karşı silahlı mücadele pratiğine girişti. İdeolojik ve siyasi farklılığı yazdığı yazılarla uzlaşmazca ortaya koydu. Perinçek'i ideolojik ve siyasi bakımdan kaçınılmaz olarak küçümsedi de.

Deniz, Mahir, İbrahim'in liderliğini yaptıkları '71 devrimci hareketi, halkların ve işçi sınıfının mücadelesini silahlı devrime dönüştürme tarihsel inisiyatifiydi. Faşizmle uzlaşmaz mücadelecilik ve can bedeli bir fedakarlıktı. Sonraki devrimci dönemi bu nedenle genişçe etkileyebildi.

Perinçek'in Deniz ve Mahir'ler için savurduğu yalan ve attığı çamur onların devrimci mücadelesinin ön açıcılığını, tarihsel girişkenliğini lekeleyemez bile.

İbrahim 40 yıl önceden isabetlice, Perinçek reformculuğu ve uzlaşıcılığının onları götüreceği yerin burjuva partilerin safları olduğunu vurgulamıştı. Daha fazlası kanıtlandı. Perinçek vara vara VP faşist partisini kurmaya ve Erdoğan faşizminin kullanışlı bir palyaçosu olmaya vardı.

Deniz, Mahir ve İbrahim'in mücadelesini bugün işçi sınıfı ve halkların devrimci parti ve örgütleri sürdürüyor. Faşizme karşı uzlaşmaz mücadele içinde, faşist palyaço Perinçek'in demagojisine karşı mücadeleyi de kararlılıkla sürdürecekler.