21 Aralık 2024 Cumartesi

Ziya Ulusoy yazdı | Erdoğan'ın itidalci ikiyüzlülüğü

Erdoğan, başkasına gelince itidalci ve barış önericisi ama kendisine gelince Kürtlere karşı kirli ve işgalci savaş katili. Kirli ve işgalci savaşçılığını, kimyasal, fosfor ve napalm kullanan  suçluluğunu, barışsever ve sivil güçlere karşı zindancılığını, başkasına itidalcilik önererek gizlemeye çalışıyor.

Savaş kudurganı Erdoğan, faşizmin kara mizahını sergiledi. "Her iki tarafa itidal" tavsiye etti. Sözüm ona barış çubuğu tüttürmeye kalkıştı. Hemen sonra "İsrail örgüt gibi davranırsa karşılığında aynı muameleyi görür" demecini vererek, kuralsız savaş olmaması gerektiğini dile getirdi.

Bilmeyen de Erdoğan'ın barış yanlısı sözler ettiğini sanacak. Erdoğan'ın bu sözleri, kendisine karşı olan bazı kesimler üzerinde bile yanıltıcı etki de bıraktı. Baştan vurgulayalım, dünya çapında ve emperyalist ve bölgesel işgalci güçlerin geçmişten beri uyguladığı taktik şudur: Başkasının zulmüne ve işgalciliğine karşı çıkarak kendi işgalciliğini ve zulmünü örtmek!

Geçen yüzyılın başında sömürge imparatorluğuna sahip olan İngiliz ve Fransız emperyalizmine karşı, sömürgelerden yoksun Alman emperyalizmi, sömürge ulusların özgürlük mücadelesini övecek kadar bu iki emperyalistin sömürgeci savaşlarına karşı çıkıyordu. Tabii  ki birinci emperyalist dünya savaşını başlatmaktan çekinmedi. Alman emperyalist liderlerinin sömürge ulusların mücadelesine övgüsü, savaş hazırlığını gizleme ve sonra yürüttüğü kendi emperyalist savaşını dünya halkları nezdinde "haklı" gösterme  sahtekarlığıydı.

Hitler, rakip emperyalistlerin hakim olduğu Cemiyet-i Akvam'daki (eski BM) adaletsizliğe karşı çıkarak çekilirken kendisi 57 milyon insanın ölümüne yol açan işgaller ve savaşı başlattı.  Erdoğan da "dünya 5'ten büyüktür" lafıyla BM'de devletler arasında adaletsizliğe karşı çıkarken kendi devletinin hakim "büyükler/adaletsizler arasına girmesini" istiyor.

Bölgede düzeni ben kurarım diyen ABD'nin bölgedeki üsleri ve uçak gemisi için "ABD'nin üslerinin ve uçak gemisinin ne işi var" derken, kendisi SİHA, savaş uçakları ve tanklarıyla Rojava ve Kuzey Suriye'nin bütününde işgallerini, bombardımanı sürdürüyor. Bölgenin bütününü askeri üsleri haline getiriyor. Bölgede kendi çıkarına düzeni işgalle kurmaya vahşice girişiyor. "Oyun ve düzen kuruculukla övünüyor, askeri büyük devlet şovenizmini zirveye çıkarıyor.  "Terörizme savaş" şampiyonu ABD'yi, görüşmelerinde anlaşılan Erdoğan'a Rojava işgalini genişletmesine izin vermemiş olacak ki, "terörizmi desteklemekle" suçluyor. Kendisi devlet terörizmiyle yetinmeyip boğaz kesen IŞİD'i desteklediği gibi, Rojava ve Kuzey Suriye'de 80 bin ÖSO çetesini resmen yönetiyor, onbinlerce Nusracı ve diğer İslamcı savaş çetelerini himayesine alarak yönetiyor.

Konu Filistin sorunu olunca Erdoğan, Müslüman ülke gerici devletleriyle siyasi sömürü yarışını devam ettiriyor. İran'ın  fiilen savaşa dahil olması düzeyinde olmasa da propagandada ve siyasi destekte Suudi hanedanlığını ve Mısır diktatörünü geçmiş pozisyonu devam ettiriyor. Şimdi İsrail'in Gazze'deki kuralsız imha savaşına karşı muhtemelen gözyaşı döktürecek demeçler verecek. Oysa daha bir hafta önce  tetikçisi Fidan'a "Kuzey Suriye'de tüm alt yapıyı bombardımanla yok edeğiz" demeci verdiren ardından bombardımanla sivil halk ve çocukları öldüren, İsrail'in Gazze'de yaptığını Rojava'da yapan Erdoğan'ın kendisi.

İsrail siyonizmi işgalci vahşetini, Yahudi halkı ve dünya kamuoyunda meşrulaştırmak için "güvenlik" yalanını kullanıyor. Erdoğan ve tetikçileri de "30 kilometrelik güvenli bölge" için işgali genişleteceğiz naraları atıyor, "Türkiye'nin güvenliği sınır ötesinden başlar" diyerek işgalciliği meşrulaştırıyor, İsrailvari vahşeti Kürtlere yaşatıyor.
Diktatör  Erdoğan "her iki tarafa itidal" önerirken, Ukrayna savaşında yaptığı gibi İsrail-Filistin savaşında da arabuluculuğa soyunurken, "barışçı çözüm" öneriyor. Filipinler'de de Müslüman Moro Ulusal Kurtuluş Cephesi ile yönetim arasında Davutoğlu'nu arabulucu olarak görevlendirmişti.

Erdoğan, başkasına gelince itidalci ve barış önericisi ama kendisine gelince Kürtlere karşı kirli ve işgalci savaş katili. Kirli ve işgalci savaşçılığını, kimyasal, fosfor ve napalm kullanan  suçluluğunu, barışsever ve sivil güçlere karşı zindancılığını, başkasına itidalcilik önererek gizlemeye çalışıyor.

Sömürgeci, işgalciliğe karşı çıkmanın, sivil çocuk kadın katleden vahşete karşı çıkmanın, fosfor ve diğer yasaklı silahlar kullanmaya karşı çıkmanın, savaş karşıtı barışseverliğin turnusolu kendi ülkesinin devletinin savaşçı katillerine karşı çıkmaktır.

Türkiye'de bu turnusol, başkasının işgalciliğine karşı çıkmaktan başlamaz, Erdoğan'ın kirli ve vahşi işgalciliğine karşı çıkmaktan başlar.