22 Aralık 2024 Pazar

Ziya Ulusoy yazdı | Başûr halkının onurlu başkaldırısı

Başûr halkı despotik ve talancı yönetime karşı onurla ayağa kalkarak hakları için mücadelesini geliştiriyor. Bu, Kürt ulusunun özgürlük mücadelesi için de, burjuvaziye karşı halkçı demokratik yönetimi gerçekleştirmek amacı için de gerçek ilerleme olacak.

Güney Kürdistan'da memurların maaş alamamalarına karşı başlattığı gösteriler halk ayaklanmasına dönüştü.

Ayaklanma Süleymaniye'de başladı ve diğer kentlere yayıldı. KDP'nin hakim olduğu bölgeye henüz yayılmamış olmasına rağmen gerçekte bütün Başûr halkının duygu ve özlemlerini temsil ediyor.

Güney Kürdistan halkı son birkaç yılda ikinci ayaklanma gerçekleştiriyor.

Tabii iki ayaklanma arasında barışçı yaygın gösterilere de başvurdu. Türk burjuva sömürgeciliğinin Kürdistan Özgürlük Hareketi'ne (KÖH) karşı işgalci savaşında halkın üzerine bombalar yağdırmasına karşı da Şeladizê'den başlayan kısmi ayaklanma gerçekleştirdi. Fakat KDP barışçı ayaklanmayı şiddet kullanarak ve Türk sömürgecilerinin askeri üslerinin bekçiliğini yaparak bastırmıştı.

Bu ayaklanmaya karşı da Peşmerge ve asayiş silah kullandı ve 10'a yakın insanı katletti. Peşmerge'nin önceki ve şimdiki ayaklanmada silaha başvurması özellikle halkın YNK ile KDP binalarını yakarak öfkesini dile getirmesine yol açıyor.

Halkın ayaklanmasına karşı, KBY yönetimi hem şaşkın hem de şiddet kullanma tehdidinde bulunarak bastırmaya çalışıyor.

Maaşların ödenmemesinde merkezi Irak hükümetinin anlaşmaya göre vermesi gereken bütçe payını baskı aracı olarak vermemesinin elbette kısmi bir rolü var. Fakat asıl öfke bölge gelirlerinin bir avuç KDP/YNK siyasi hanedanı mensuplarınca ve başta Türk şirketleri olmak üzere yabancı/yerli patronlarca talan edilmesine karşı. Dahası elbette Başûr'un Türk sömürgeciliğinin talan ve işgal alanı yapılmasına da karşı.

Bölge yöneticileri, şiddetle bastırma tehditlerini savururlarken, bazı yerel yöneticiler beklemedikleri insanların, hatta akrabalarının kendilerine karşı ayaklanmaya katılmalarına şaştıklarını dile getiriyor. Oysa şaşılacak bir şey yok. Dünyada ve bölgede, hatta Irak'ta ayaklanan onurlu halklar gibi Kürdistan halkı da onurludur. Talan ve şiddete karşı, yoksulluğa karşı ayaklanarak daha iyi gelecek için mücadelesini geliştiriyor. Mücadele içinde devrimci örgütlerini de geliştirecektir.

Türkiye'den HAKPAR ve diğer bazı 'ulusalcı'lar, ayaklanan halkı hainlikle ve PKK ile Haşdi Şabi'nin kışkırtmasına gelmekle suçladılar. Bu, burjuva bakış açısı olduğu gibi gerçekte Kürdistan halkına da ihanettir. Halk kendi hakları için ayağa kalkmasını bildikçe, ulusal özgürlüğünü koruyabilir, bilinci ve örgütlenmesini geliştirebilir. Başûr'un asalak burjuvazisi ve diktatörce yönetimi, geçmiş ulusal mücadele mirasını kendi sınıfsal çıkarı için kullanmaktan başka bir şey yapmadığını geçen süreç boyunca göz çıkarırcasına fazlasıyla kanıtladı.

Dahası ulusal özgürlüğü korumak bir yana, özellikle KDP, Türk sömürgecileriyle kaderini birleştirecek kadar himayeci sömürgeci ilişkiyi ilerletmekten çekinmedi.

KDP kuyrukçuluğunu ve çıkarcılığını yurtseverlik olarak yutturmaya çalışan Bakur'un bu şahsiyetleri, daha geçenlerde, zehirli bir çağrı yaptıklarını unutuyorlar. KDP'nin, Erdoğan faşizminin, ortaklaşa Kürt Özgürlük Hareketi'ne saldırmak için askeri kuşatmasını desteklediler. 'KÖH silahları derhal bıraksın yoksa askeri bakımdan savaşla ezilmeyi hak ediyor' mealinde zehirli çağrılar yaptılar. Türk sömürgecilerinin Başûr'a işgalci savaşının nedeni KÖH'dir aldatmacasını dile getirip onlar da kullanmaktan sakınmadılar.

Haşdi Şabi gibi despotik faşizan bir gücün Başûr halkını ayaklanmaya kışkırtabileceği ise traji-komik bir yalandır.

Halkın öfkesinin şiddetle patlamasının nedenini gerçekte bu ulusalcı burjuva baylar da biliyor, fakat gizlemeye çalışıyorlar. Başûr halkı barışçıl gösteriler, daha önce gerçekleştirdi. Karşılığında özellikle KDP'nin silahlı zorbalığını, evlatlarının KDP'nin kurşunlarıyla can vermesi şeklinde buldu.

Biriken öfkesiyle şimdi kitle militanlığını göstererek, despotik yöneticileri geriletmeye çalışıyor. Nitekim yönetim katından, "demokratik gösterilere karşı değiliz" yatıştırıcı lafları ancak kitle militanlığından sonra geldi.

Başûr halkı despotik ve talancı yönetime karşı onurla ayağa kalkarak hakları için mücadelesini geliştiriyor. Bu, Kürt ulusunun özgürlük mücadelesi için de, burjuvaziye karşı halkçı demokratik yönetimi gerçekleştirmek için de gerçek ilerleme olacak. Türk sömürgecilerinin Başûr ve Rojava'yı askeri işgal ve himayeci sömürgecilikle boyunduruk altına almasına karşı da halkın özgürlükçü gücünü büyütecektir.