25 Nisan 2025 Cuma

Zeydan: Halkımızın iradesine sonuna kadar sahip çıkacağız

Van'da bulunan Feqîyê Teyran Parkında yapılan açıklamada söz alan Zeydan, halkların iradesine sahip çıkacaklarının sözünü yineledi. Dayanışma ziyaretinde bulunan CHP heyeti de hukuk ve adalet için Van halkıyla birlikte olacaklarını söyledi. 

Van Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik kayyum darbesinin ardından kentte eylemler sürüyor. Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar ve Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Milletvekilleri, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) MYK üyesi Orhan Çelebi ile çok sayıda siyasi parti temsilcisinin yanı sıra yüzlerce kişinin katılımıyla Feqîyê Teyran Parkında açıklama yapıldı.

ZEYDAN: HALKIMIZ ASLA İZİN VERMEYECEK
İlk olarak konuşan Van Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Abdullah Zeydan, Van halkının hukuka ve adalete saldıranlara günlerdir tarihi bir cevap verdiğini dile getirerek, son dönemdeki tecrit, baskılar, zulüm, adaletsizlik ve belediyelerdeki kayıp gasbı uygulamalarına karşı 31 Mart seçimlerinin tarihi bir yanıt olduğunu belirtti. Zeydan, "Bu mevcut kayyum yönetimi, halkın iradesine yeniden göz koyma çabası içinde. Ancak unutsunlar, halkımız buna asla izin vermeyecek. Her kayyum, halkın iradesini çalan hırsız olarak tarihe geçecek" dedi.

Kayyum zihniyetinin halkın iradesini yok sayarak yeniden yolsuzluk düzenini kurmayı hedeflediğine dikkat çeken Zeydan, "Yolsuzluk düzenini devam ettirmek ve daha da büyük bir utanç yaşatmak istiyor. Ancak biz buradan söz veriyoruz, kayyumların ve hırsızların sonu geldi. Siz, 10 bin kolluk kuvvetiyle gelip, jopla, gaz bombalarıyla halkın iradesini zapt edemezsiniz. Eğer gerçekten doğru iş yaptığınızı savunuyorsanız, vali ceketini çıkarın, cesaretiniz varsa gelin aday olun. Ama biliyoruz ki, cesaretiniz yok. Tarihte halkın iradesini çalanlar, bu halkı ezenler tarihin çöplüğüne gitti. Siz de oraya gireceksiniz. Bu halk dimdik ayakta kalacak. Bu onurlu halk, bu saldırılara ve işkencelere rağmen gurur duyuyor. Siz kayyımlar ve hırsızlar gidecek, Van halkı kazanmaya devam edecek. Biz halkımızın iradesine sonuna kadar sahip çıkacağız" ifadelerini kullandı.

KURT: BU HALK POLİTİKALARINIZI İSTEMİYOR
DEM Parti İl Eşbaşkanı Gülşen Kurt, kayyımın Van halkının tokadını 31 Mart seçimlerinde yediğine dikkat çekti. Kurt, şöyle devam etti: "31 Mart'ta gerçekleştirdiğimiz yerel seçimlerde, halkımız sandığa giderek bu düzeni, bu iktidarın çürümüş politikalarını istemediğini en demokratik şekilde, seçme ve seçilme hakkını kullanarak göstermiştir. Bu halk sizi istemiyor, bu halk sizin politikalarınızı istemiyor. Bizler buradan AKP'ye sesleniyoruz; 22 yıllık politikalarınız, bu halkı ötekileştirmekten, tutuklamaktan, gözaltına almaktan, yoksulluğa ve işsizliğe mahkum etmekten başka bir şey yapmadı."

ÇELEBİ: BU HALK DEFALARCA İRADESİNE SAHİP ÇIKTI
ESP MYK üyesi Orhan Çelebi ise Van halkının iradesini selamlayarak sözlerine başladı. Çelebi, "Demokrasiden, hukuktan ve halkların kardeşliğinden bahsedenler, 20 milyon insanın iradesini yok sayıyor ama biz biliyoruz ki bu halk, defalarca iradesine sahip çıktı ve belediyelere kendi seçtiklerini gönderdi. Seçim olduğunda da yine aynı iradeyi ortaya koyacaktır" dedi. 

UÇAR: HIRSIZA KARŞI DURMAK NEREDE SUÇ
DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar da "Eğer Kürtseniz, demokratik siyasette ısrar ediyorsanız ve DEM Partiliyseniz her an gözaltına alınabilirsiniz. Van halkı eşbaşkanlarına nasıl sahip çıktıysa, Tatvan'da da aynı direniş sürecektir. Gözaltına alınan zihniyete buradan bir kez daha sesleniyoruz: Halkımız günlerdir sokaklarda, birçok arkadaşımız hâlâ gözaltında. Gazetecilerimiz ve belediyelerini korumak için nöbet tutan yurttaşlarımız hedef alınıyor. Dünyanın neresinde hırsıza karşı durmak suç olmuştur" dedi.

Kayyum atamalarının halkın iradesini gasp etmek olduğunu vurgulayan Uçar, şöyle konuştu: "Evet, kayyum hırsızlıktır. O koltuğa bir hırsız olarak oturmuştur, ancak ona karşı duranlar yargı eliyle cezalandırılmaktadır. Bunu kabul etmiyoruz. Abdullah Zeydan'a verilen ceza bunun en açık örneğidir. Van halkı, Zeydan'ı en yüksek oyla belediye eşbaşkanı olarak seçmiştir. Ancak iktidar hukuku çiğneyerek halkın iradesini gasp etmeye devam ediyor. Son 11 ayda 11 kayyım, son 10 yılda ise 150 kayyım atadınız. Kadınların özgürlüğünden, Kürt halkının değerlerinden, emekçilerin cebinden, gençlerin geleceğinden çaldınız. Peki, kayyımlarla Türkiye'de siyasi kriz çözüldü mü? Ekonomik kriz sona erdi mi? Irkçılık son buldu mu? Tam tersine, kayyım rejimi, Türkiye'de halkların ve demokrasinin önündeki en büyük engel olmuştur. Ancak artık kayyımlar, AKP iktidarının ömrünü uzatamayacak.”

'ÖCALAN'A BİNLERCE KEZ SELAM'
Kayyum atandığı gün belediyeye giren kolluk kuvvetlerinin halkı tehdit ettiğini belirten Uçar, "O gün belediyeye giren bir grup kolluk gücü, içeridekilere 'Sizi öldürmeye geldik' dedi. İçişleri Bakanlığı'na soruyoruz: Bu kişiler sizin görevlendirdiğiniz insanlar mı? Yine aynı şekilde, 'Türkün gücünü göreceksiniz' ifadeleri kullanıldı. Bu ne anlama geliyor? Türkiye'nin gücü neden demokraside, barışta ve çözümde değil de şiddet ve baskıda gösteriliyor" diye sordu. Uçar, Türkiye'de demokrasinin hayat bulması için bir fırsat penceresi olduğunu belirterek, "Bu fırsat, sayın Öcalan'dır. Bu fırsat Kürt sorunun demokratik çözümünü yapacak bu fırsat herkesin eşit yurttaş olarak yaşama ihtimalini barındırıyor. Alevilerin, kadınların, gençlerin eşit ve özgür yaşama iradesini taşıyor. Ortadoğu'da bize tek seçenek olarak dayatılan savaşın karşısında ise güçlü bir barış iradesi var. Bu fırsatı yaratan sayın Abdullah Öcalan'a buradan binlerce kez selam olsun.  Bu ülkenin ihtiyacı savaş değil, barıştır. Türkiye'nin, Ortadoğu'da demokrasi adına örnek bir ülke olması için sayın Öcalan'ın yürüttüğü tartışmalar ve barış iradesi önemlidir. Bu iradenin ortaya çıkması artık kaçınılmazdır" ifadelerini kullandı.

'MÜCADELE DEVAM EDECEK'
Türkiye'nin Kürt halkına karşı tarihsel bir borcu olduğunu vurgulayan Uçar, şöyle devam etti: "100 yıllık iktidarlar ve devlet, Kürt halkına kimliğinin tanınması ve özgürlüğü için borçludur. Biz kimsenin hakkından bir şey istemiyoruz, sadece bizden çalınanı geri istiyoruz. Kayyumların ve baskıcı rejimin karşısında demokrasiyi savunuyoruz. Kürt halkının mücadelesi devam edecek. Ne mutlu bize ki halkımız, çöktürme planlarına, baskılara ve kayyum darbesine rağmen sokakları terk etmedi, iradesini yalnız bırakmadı. Belediye eş başkanlarımızın etrafında kenetlenerek demokrasi mücadelesini sürdürdü. Bizler de geri adım atmayacağız. Belediyeler bizimdir, bu coğrafya bizimdir, bu ülke hepimizin ortak yaşam alanıdır. Hiç kimsenin buna engel olmasına izin vermeyeceğiz."

Konuşmaların ardından kitle yürüyüşe geçti.

CHP HEYETİ DEM PARTİ VAN İL ÖRGÜTÜNÜ ZİYARET ETTİ
Öte yandan CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, İstanbul Milletvekili Yunus Emre, Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara ve Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal'dan oluşan CHP heyeti, kayyum darbesine karşı DEM Parti Van İl Örgütünü ziyaret etti. 

Ziyarette ilk olarak konuşan DEM Parti İl Eşbaşkanı Veysi Dilekçi, "Van halkı 31 Mart'ta çok güçlü bir duruş ortaya koydu. Herkesin doğru okuması gereken bu duruşu ne yazık ki aradan 1 ay geçmeden hukuksuzluğa imza atılarak Van halkının iradesi gasp edildi. Biz bu baskının amacını biliyoruz. Amaç bu ülkede demokrasinin önüne geçmek, toplumsal barışın ve hukukun gelişmesinin önüne geçmek her şeyin kendilerine göre ve ülkeyi kendi mallarıymış gibi kullanmak isteyen bir zihniyetin yaklaşımı olduğuna inanıyoruz. Bugün sözüm ona Kanunlarla bunu yaptığını iddia edenler şunu iyi bilsin ki Türkiye halkları bugün bu hukuksuzluğu asla kabul etmiyor" dedi.

'BU SAYGISIZLIK SADECE VAN HALKINA YAPILMADI'
Ardından konuşan Van Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Abdullah Zeydan, "Seçmen iradesi, halk iradesi, seçimler sandıklar demokrasinin en önemli ayaklarından olgularından biridir. Maalesef halk iradesi yok sayılıyor. Neredeyse burada yaşayan 1 milyon 200 bin hemşehrimize, 'siz bu ülkeye ait değilsiniz sizin seçme ve seçilme hakkınız yok, siz bir irade ortaya koyamazsınız. Biz istediğimiz an 1 milyon 200 bin yurttaşın iradesini bir tarafa bırakıp yargıya talimat vererek kumpas tuzak kurarak iradenizin üstüne bir tane memuru getirip koyarız' diyorlar. Elbette bu saygısızlık sadece Van halkına karşı gerçekleşen bir saygısızlık değil. Aynı zamanda 85 milyon yurttaşın seçme ve seçebilme iradesine demokrasiye adalete hukuka karşı gerçekleşen bir saygısızlık ve saldırıdır. Bizler 31 Mart seçimlerinde AKP'li adayların bütün devlet imkanlarını kullanmalarına rağmen halkımızın büyük fedakarlıklarıyla alın teri ana sütü gibi ak oyları ile seçildik. Bizler üzerinde yürütülen yargı süreçlerinin hükümet talimatıyla yürütüldüğü sadece biz söylemedik. Bu bir mahalle dedikodusu da değil. AİHM'in her birimizle ilgili verdiği ve Türkiye hükümetini ağır bir şekilde mahkum ettiği kararlar var" dedi.

'CEZA YOK HÜKMÜNDEDİR'
Verilen cezanın yok hükmünde olduğunu söyleyen Zeydan, "Buradan Türkiye halklarına seslenmek istiyoruz. Birlikte onurlu özgür yaşama iradesine karşı yapılan bu saldırılar karşısında bizler, toplumsal barış ve birlikte yaşama iradesini her koşulda savunmaya devam edeceğiz. Buradaki kayyum gasplarının öyle anlatıldığı gibi yasa anayasa ya da tırnak içerisinde bir suçla alakası yok sadece ve sadece halkın kaynaklarını kendi yandaşlarına peşkeş çekme anlayışı var. Dolayısıyla bizim umudumuz Türkiye toplumudur vicdanlı yüreği sevgi ve merhamet dolu hukuka adalete inanan halkın iradesine inanan 85 milyon yurttaşımızdır. Biz inanıyoruz ki 85 milyon yurttaş çaresiz değildir mutlaka hukuku demokrasiyi tesis edecek alternatifler kendilerine yaratacaktır. Ve Türkiye'nin geleceğini karartan 85 milyon insanın geleceğini karartan bu bir avuç kayyım şakşakçısı ve hırsızlık heveslilerine ortalığı bırakmayacaktır" ifadelerini kullandı.

'HER SABAH HUKUKSUZLUKLA UYANIYORUZ'
Ardından konuşan CHP Grup Başkanvekili Mahir Başarır, "Van halkı bir valiyi seçmedi bir belediye başkanını seçti. 3. kez maalesef Van halkı kayyuma mahkum edilmek isteniyor. Bunu kabul etmeyeceğiz. Biz demokrasinin tüm kurallarını hukuk devleti yasa devletini ilke ve kurallarının uygulanmasını istiyoruz. Ama her sabah bir soruşturma her sabah bir kayyım her sabah bir hukuksuzlukla uyanıyoruz. Anayasanın temel hak ve özgürlüklerle ilgili 10 maddesi şuanda askıya alınmış durumda. Hakim teminatı yok, basın özgürlüğü yok, sendikalaşma yok, düşünce ve fikir hürriyeti yok. Üzülerek söylüyorum tek elden Ankara ve İstanbul'dan bir başsavcı ve Ankara'daki bir yapı Türkiye'yi esaret altına almış durumda. Yasa net göreviyle ilgili işlenen suçlar diyor. Kendi belediyelerinde AKP belediyelerinde tam da bu suçun tarif var, rüşvet var zillet var, intikal var onlarla ilgili hiç soruşturma yok. Burada belediye ile ilgili tek soruşturma olmayan bir belediye başkanını görevden alıp vali atıyorsunuz. Tam da aslında sorun bu. Cumhurbaşkanı İstanbul'u Van'ı Adıyaman'ı ya da Edirne'yi kabul etmesine üzülmesinin tek sebebi para. Parayı yönetmek istiyor. Vakıflara aktarmak istiyor seçimlerde kullanmak istiyor" dedi.

'BU 86 MİLYONUN SORUNUDUR'
Van halkını yalnız bırakmayacaklarını belirten Başarır, "Bir hakkın teslimi için hep birlikte tepki vermek için buradayız. Kabul etmiyoruz etmeyeceğiz, teslim olmuyoruz olmayacağız. İrademizi vermiyoruz vermeyeceğiz. Bunu hep birlikte yapacağız. Bu sadece Van'ın sorunu değil 86 milyonun sorunu. Hukuku hukuk kurallarını anayasayı bir kez ihlal edilince buna seyirci kalırsak hiç bir seçimin artık bu ülkede anlamı olmaz. Hiç kimse bana bir şey olmaz demesin susarsak bir gün herkesin kapısı sabah 06.00'da çalınır. O yüzden demokrasi için hukuk için adalet için hep birlikte olacağız. Van'ın iradesini, 1 milyon 200 bin Van halkını yalnız bırakmayacağız" diye konuştu. 

Başarır'ın ardından heyetteki CHP milletvekilleri de birer konuşma yaptı.