30 Nisan 2024 Salı

Zehra Sağlam'ın defnedildiği köye girişler yasaklandı

Tecride karşı yaşamına son veren tutsak Zehra Sağlam'ın defnedildiği Kayalıkale köyüne giriş-çıkışların yasaklanmasına tepki gösteren HDK Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, "Bu yaşadıklarımızın cümlelerle tarifi yok. Bir kez daha sesleniyoruz: gelin bu tecridi kaldırın" çağrısında bulundu.
Erzurum Oltu T Tipi Hapishanesi'nde bulunan tutsak Zehra Sağlam, PKK Lideri Abdullah Öcalan'a yönelik tecridi protesto etmek amacıyla dün sabah saatlerinde yaşamına son vermişti. Polislerin alıkoyduğu Zehra'nın cenazesi, ailesinin yaşadığı Muş'un Varto ilçesine bağlı Kayalıkale (Xinzor) köyüne doğru götürülmüş, burada jandarmaya verilmişti. 
 
Dün akşam saatlerinde Zehra'nın cenazesi ailesinden beş kişinin katılımıyla defnedilirken, cenaze törenine katılmak için kente giden Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Muş Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Mehmet Arslan ve HDP milletvekillerinin de aralarında olduğu heyetin köye girişi, Abdurrahman Paşa Köprüsü'nde jandarma tarafından engellendi. Burada heyete, Muş Valiliği tarafından köye girişlerin yasaklandığı aktarıldı.
 
Heyette yer alan Mehmet Arslan, Muş Valiliği'nin köye giriş çıkışları yasaklamasından dolayı dün akşam cenazeye katılamadığını belirtti. Arslan, "Bugün de aileye taziye ziyaretinde bulunmak için geldik. Yine Valiliğin genelgesi önümüze konularak taziye ziyaretine bulunmamıza izin verilmiyor. Bizleri asker ve polisle karşı karşıya bırakmak istiyorlar. AKP, insanların ölümlerini ve acısını paylaşmasına dahi fırsat vermedi. Bu tür yaklaşımlar toplumumuzu daha da kutuplaştıracağı görünmelidir. Kürtler bu topraklarda kendi yasını tutamıyorsa, cenazesini defnedemiyorsa ve taziye ziyaretinde bulunamıyorsa kardeşlikten bahsetmenin bir anlamı kalmıyor. Bugün biz Kürt siyasetçilerine yönelik uygulanan baskılar kabul edilemez. Bu durum, ülkenin felaketi olur" diye konuştu.
 
'BU KADAR GÖZYAŞI VE ACI BU TOPRAKLARDA YETER'
 
AKP'nin kendi iktidarını korumak için ölümlere göz yumduğunu belirten Arslan, "AKP'nin görevi ölümleri kutsayan değil, insanların acısını yaşamasını ve taziyeleri kurmalarına engel olmak değil, ölümlerin önüne geçmesi gerekiyor. Tecrit insanlık dışıdır. Tecrit bu ülkenin anayasasına aykırıdır. Cezaevindeki tutukluların talepleri ayrıcalıklı bir talep değildir. Her tutukluya uygulanan aile ve avukat görüşünün Sayın Öcalan'a uygulanmasını istiyorlar. Adalet Bakanlığı bir an önce bu hukuksuzluğa son vererek, bu ölümleri durdurmalıdır. Biz bu saatten itibaren bir insanımızın yitip gitmesini istemiyoruz. Bu kadar acı ve gözyaşı bu topraklara artık yeter. Hükümet sorumlu davranarak adım atmalı. Her ölümün sorumlusu siyasi iktidardır" ifadesini kullandı. 
 
'GÖREVİNİZİ YERİNE GETİRİN'
 
Ardından konuşan Gülistan Kılıç Koçyiğit ise şunları dile getirdi: "Taziyeye gitmek istedik, fakat buradaki yetkililer köye 15 gün boyunca giriş-çıkışların yasaklandığını söyledi. Bu yaşadıklarımızın cümlelerle tarifi yok. Gencecik insanlar tecridin son bulması için yaşamlarına son verirken, Adalet Bakanlığı, ölümlerin önüne geçmesi için adım atmıyor. Her gün cezaevinden bir tabut alıyoruz. Az önce bir bilgi aldık. Mardin Cezaevi'nde bir tutuklu daha yaşamına son vermiş. Bir kez daha sesleniyoruz: gelin bu tecridi kaldırın. Ölümlerin önüne geçin. Görevinizi yerine getirin."
 
Açıklama ardından heyet tekrar Muş'a geçti.