Zahide Güneş yazdı | Berçem yoldaşla bir buluşma
Berçem'i anlatan en yalın, en sade, en gerçek şey pratiği, yaşamı, ölümsüzlüğe yürüdüğü andır. Pratiğine bakarsak nasıl yaşadığını ve bizlerin de nasıl yaşaması gerektiğini daha iyi anlarız, öğreniriz.
Ölümsüzlerle buluştuğumuz, onları en çok düşündüğümüz, en çok duygulandığımız, acımızı, hüznümüzü öfkeye dönüştürdüğümüz, düşman bilincini daha da yükseğe çıkarttığımız, onlarla tamamlandığımız, kendimizle en çok iç tartışmalar yürüttüğümüz aydır Kasım. Böylesi bir zaman dilimindeydim. Yalnız kalmışken günümü kendimle yapacağım tartışmalarla geçirmek istiyordum. Kapı çalındı, istemeye istemeye açtım. Karşımda gülen gözleriyle bana bakan küçücük kadın Berçem yoldaşım. "Ne o yalnız mı kalmayı düşünüyordun, hem de böylesi bir ayda" diyerek girdi içeri. Sarıldık, öpüştük doya doya. Hemen iki kahve yaptım ve olmazsa olmazımız en sevdiğimiz tatlıları koydum masaya. Kahvelerimizi yudumlarken koyu bir yoldaş sohbetine koyulduk. O sordu ben anlattım. Ben sordum o anlattı. Eksikliklerimizin üstesinden nasıl geleceğimizi, nasıl bir devrimci olmamız gerektiğini, olumsuzluklar ve zorluklarla nasıl mücadele edilmesi gerektiğini, kadroların nasıl yetiştirilmesi gerektiğini, adanmışlığı, feda devrimciliğini, kadın yoldaşlığının değerini, sınırsız emeğin önemini, komünist kadınlar olarak neden zor aygıtlarıyla buluşmamızın bir zorunluluk olduğunu... Konu konuyu açtı. Sohbeti doyumsuzdu. Ama gitme zamanı gelmişti.
Sarıldık sımsıkı. "Yine gelirim" dedi yüreğime işleyen o güzel sesiyle, arkasında gülümseyen gözlerini bırakarak hızlı adımlarla başkaca yoldaşların yüreğine dokunmaya gitti. Onun gidişiyle kendimi koltukta oturur, pencerenin önündeki gülen fotoğrafına bakarken buldum. Masada sadece boş bir fincan ve yenilmemiş bir tabak tatlı vardı. "Keşke tanışabilseydik güzel yoldaşım, tamamlanabilseydik birbirimizde" dedim resmine bakarak.
Birçoğumuz fotoğraflarına bakarak, kitaplarını okuyarak gireriz ölümsüzlerimizle derin bir sohbete. Hayaller kurarız, birlikte sohbet ederiz. Birlikte düşmana darbe vururken hayal ederiz kendimizi. En zor zamanlarımızda yanımızda hissederiz onları, beraber atlatırız o zor zamanlarımızı, mutluluklarımızda yanı başımızdadır onlar, bir kahkaha da onlar için atarız. Düşmanla karşı karşıya gelindiğinde aklımızda, zihnimizdedir onlar, öfkemizi daha şiddetli kusarız.
Ölümsüzleşen her bir yoldaş, tanıyalım tanımayalım değerlidir, değerimizdir bizim. Ölümsüzlerimizi tanımıyorsak yazılan bir yazıda, anılarına derlenmiş bir kitapta, çekilmiş bir belgeselde, filmde, hayatlarını anlatan bir sinevizyonda ya da tanıyan yoldaşların anlatımında tanışırız onlarla. İşte ben Berçem yoldaşımı böyle tanıdım. Hiç karşılaşmamamıza rağmen benim için hep ayrı bir yeri oldu. Onunla hiç karşılaşamasam da, o ölümsüzler kervanına katıldıktan sonra hep sohbetlerim oldu. En çok da zor zamanlarımda, zorluklarla, zayıflıklarımla boğuşurken, çıktığım bu onurlu yolda yürüyüşümü yarıda bırakmamamı sağladı, direncime katkı sundu. Her nerede olursam olayım, hangi koşullar altında kalırsam kalayım her daim nasıl bir partili gibi yaşanıldığını, onun yaşamına, deneyimlerine bakarak öğrendim. Devrimci komünist bir militanın nasıl olması gerektiğini ondan öğrendim.
Berçem yoldaş ölümsüzlüğe adım atarken yaşadığı parti üssünü silahlı bir direniş mevzisine dönüştürerek hem döneme cevap olmuş hem bir dönemi hangi ölçülerle kazanmamız gerektiğini, yeni bir düzeyin nasıl kazanıldığını, hem de düşmana nasıl korku salındığını, birlikte savaştığı kadın yoldaşımız Ekin'le kendilerini ortaya koyuş tarzlarıyla göstermişlerdir. Berçem'i anlatan en yalın, en sade, en gerçek şey pratiği, yaşamı, ölümsüzlüğe yürüdüğü andır. Pratiğine bakarsak nasıl yaşadığını ve bizlerin de nasıl yaşaması gerektiğini daha iyi anlarız, öğreniriz.
Berçem yoldaşın fazlasıyla ileri yanları vardır. Fakat her yoldaşta olduğu gibi onun da eksik, geri yanları vardır. Ama yoldaş bu geri yanlarına asla teslim olmaz ya da yapılan eleştirileri kişiselleştirmez, bunları gidermek için mücadele eder, eksikliklerine, geriliklerine takılmaz, bu eksikliklerini gidermeye odaklanır. Hangi koşullarda nasıl hatalar yaptığına buna hangi etkenlerin yol açtığına cevap arar. Bazı eksikliklerini, zorlanmalarını pratik içerisinde yer alarak giderir. Kalabalık yoldaş ortamlarında adaptasyonda, emeğini kolektifleştirmede sorunlar yaşasa da, bu eksikliklerini kendisi ortaya koyar ve çözmeye çalışır. Öğretilmiş geleneksel rolleriyle çarpışır.
Berçem yoldaş partinin gelişimi için kendine emek vermede sınırsızdır, hangi düzeyde ve nasıl kendini var edeceğini çok iyi bilenlerimizdendir. Sadece kendine değil yoldaşlarına emekte de sınırsızdır. Dokunduğu her yoldaşta bir etki bırakması boşuna değildir. Yoldaşlarına emekte kendini sınırsızca ortaya koyuşu, verebileceğinin en fazlasını vermesi, onları anlama, tanıma ve çözümleme gücü, eksikliklerine yanıt olması, yoldaşlarının da ona olan güven duygusunu pekiştirmiştir. Sakinliği, sadeliği, duruluğu, derinlikli düşünüşü, mütevaziliği, partisine açıklığı başkaca güzel yanlarıdır.
Bir kadın olarak zor araçlarına hakimiyetin, zor aygıtlarıyla buluşmamızın bir zorunluluk olduğunu erken kavrayanlarımızdandır ve politik askeri cephede neden daha fazla kadroya gerek duyulduğunu -özellikle kadın kadrolara- erken bilince çıkartanlarımızdandır. Bu alan için hem kendini hem de sayısız yoldaşı sınırsız emeğiyle eğitmiştir.
Kadın özgürlük mücadelesi kapsamında hem düşünsel hem de pratikte partiye katkı sunmuştur. Parti saflarımızda geleneksellikler, öğretilmiş rollerimizle ve erkek egemenliğiyle mücadelede Berçem yoldaşın hazırladığı onlarca soru halen eğitimlerde kullanılmaktadır. Bir çoğumuz bu sorulara verdiğimiz cevaplarla bu konuda nerede durduğumuzu, ne kadar ilerleme sağladığımızı, nasıl özgürleşebileceğimizi bilince çıkarmışızdır. İktidara yürüme düşü kuran biz komünist kadınlar şiddete başvurmadan, zor aygıtlarına dokunmadan iktidar düşümüzün sadece bir hayal olarak kalacağını ondan öğrenmişizdir.
Ben kendi adıma ondan birçok şey öğrendim ve öğrenmeye devam ediyorum. Berçem yoldaşımızın adanmışlığından, feda ruhundan, partiyle kurduğu açık ve şeffaf ilişkiden, militanlığından, kolektif akla ve kolektif iradeye verdiği değerden, kendisini ve kadroları yetiştirme ve geliştirme gücünden, analiz etme, inceleme ve araştırma yanının güçlülüğünden, her koşulda parti çizgisinde hareket etmesinden, koşullara teslim olmayan çözüm gücünün olmasından, planlı ve hedefli çalışma tarzından, bilinçli ve örgütlü disiplinini örgütleme özelliğinden, cüretinden, kararlı duruşundan, aldığı tüm görevleri titizlikle yapmasından, yaratıcılığından, ölümsüzlere bağlılığından ve yoldaşlarına olan güveninden öğrenebilmeliyiz.
Berçem'i anmak benim için onu anlamak, hayallerini anlamlandırabilmektir.
Berçem yoldaşım, bizler biliyoruz, farkındayız devrimin zaferi kolay kazanılmayacak: Büyük bedeller ödenecek, ağır kayıplar verilecek, büyük yenilgiler olacak ve umutla çıkılan yolculukların, başarısızlıklarla sonuçlanması gibi uğraklardan geçerek gerçekleşecek. Zaferi kazanmanın kolay olmadığının bilincinde olarak çıktık biz de bu yola. Ama devrimin zaferi için sınıfsız, sömürüsüz, sınırsız ve cins özgürlükçü bir dünyayı Berçemleşerek inşa edeceğiz. Ölümsüzlerimizin bize devrettiği bayrakğı taşıdığımız ölçüde, devrimin zaferi uğruna mücadele ettiğimiz oranda ölümsüzlerimizin anısına bağlılığı sürdürebiliriz. Bağlılık düzeyimiz pratiğimizde, eylemlerimizde verilidir.
Tarih 22 Aralık 2015'in ilk saatlerini gösterirken İstanbul'un Karadeniz Mahallesinde silah ve bomba sesleri yankılandı. O seslere iki komünist devrimci kadın Berçem ve Ekin yoldaşın haykırışları karıştı. O haykırışlar Karadeniz Mahallesinden İstanbul'a taştı. Sıktılar silahlarındaki son mermilerini, attılar son bomba ve sloganlarını, düşmanı deliye döndürdü teslim olmayışları. Ne çok kadın olmak istedi o an onlarla birlikte, ne çok kadın "kıskandı" boyun eğmeyişlerini. Kim istemezdi ki böyle bir ölümsüzlüğü. Nasıl ki; nasıl yaşayacaklarını kendi kararlarıyla vermişlerse, yine kendi kararlarıyla yön verdiler bu son günlerine. Ölümsüzlüğü, kocaman gülüşleriyle kucakladılar ve yıldızlaştılar. Açtığınız bu yolda birçok kadın yoldaşınız inandığı ve tutkuyla bağlandığı değerler için, bulunduğu tüm alanlarda devrimci görevlerini büyük bir tutku ve iradeyle yerine getireceğinin sözünü veriyor.