Zaferler kuşağının parolası: Baranlaşmak!

Atılım gazetesinin 370. sayısındaki "Gündem" köşesinde; Serêkaniyê'de Türk devletinin suikastı sonucu yaşamını yitiren MLKP MK üyesi ve Rojava Temsilcisi Bayram Namaz anlatıldı.

 

Atılım Gazetesi'nin Gündem yazısı şöyle:

 

Büyük mücadeleler büyük bedeller gerektirir. Devrimler tarihi bu gerçeğin sayısız örneğiyle doludur. Marksist Leninist komünistler devrim tarihinin bu bilgisine dayanarak yola çıktılar. Devrimin feda bölüğü olma çizgisine bağlılığın en somut görünümü ilerledikleri yolda ölümsüzlerin bıraktıkları izlerdir. Erdal'dan Hasan'a, Demircioğlu'ndan Süleyman'a, Kutsiye'den Alişer'e, düş yolcularından Berçem'e uzanan kervan, can bedeli açılmış bir yolu işaret etmektedir.

 

Rojava'da faşist sömürgecilik ve politik İslamcı faşist çetelerinin işbirliğiyle katledilen Baran Serhat, bu yolun mihenk taşlarından biri olarak önümüzde durmaktadır. Baran Serhat'ın hedef alınmasının nedenlerini anlamak için öncelikle bu gerçeğin altını çizmek gerekir. Baran Serhat şahsında başta Marksist Leninist komünistler olmak üzere devrim iddiası ve kararlılığı hedef alınmıştır.

 

Ancak bu genel hedefin ötesinde, Baran Serhat'ın hedef olmasının özgün bağlamları olduğunu da vurgulamak gerekir. Bu özgünlükleri anlamak için Baran Serhat'ın Rojava devrimi içinde oynadığı rolü vurgulamak şarttır. Baran Serhat, Rojava'nın bölgesel devrimin bir merkezi olarak şekillenmesinde rol oynayan önder bir kişiliktir. HBDH, Enternasyonal taburların oluşumu, devrim partisinin Şengal açılımı başta gelmek üzere, birleşik ve bölgesel devrim adına yapılan her hamle onun aklı ve pratiğinin derin izlerini taşımaktadır. Yani Baran Serhat, Kürdistan'dan Ortadoğu'ya uzanan devrim hamlesinin yapıcılarından biri olarak hedef haline gelmiştir.

 

Vurgulanması gereken bir diğer nokta, Baran Serhat'ın bu rolünü sosyalizm fikriyle yurtseverliği bir araya getiren çizgiye dayanarak yapmış olmasıdır. Yani Baran Serhat, yüzünü bölgeye ve dünyaya dönmüş enternasyonalist bir karakter olduğu kadar aynı zamanda ayağını bastığı toprakların, tüm birikimini kendinde birleştirme yeteneğinde bir yurtsever olarak da öne çıkmaktadır.

 

Bu bağlamla ilişkili ve belki de tüm özgünlükleri kendinde birleştiren nokta olarak onun Kürdistani kişiliği vurgulanmalıdır. Baran Serhat şahsında devrim partisinin Kürdistan aklı ve Kürdistan devrimiyle birleşme kararlılığı hedef alınmıştır.

 

Ve son olarak vurgulanmalıdır ki, Baran Serhat şahsında Rojava devriminin kendisi hedef alınmıştır. Çünkü Baran yoldaş sömürgecilerin ezmek, emperyalistlerin ise iç ederek bozmak için hiç durmadan saldırdığı ya da fırsat kolladığı Rojava devriminin sosyalizm yönelimini temsil etmektedir. Baran Serhat, Rojava'da boy veren kadın devrimi ile komünal sistemi sosyalizm potasında buluşturan, bunun için yol açan önderlerden biri olarak öne çıkmıştır. Rojava halklarının devrime kazanılmasından, toplumsal inşa çalışmalarına, işgalcilerin göç politikalarına set çekilmesine kadar üretilen birçok pratikte onun izleri belirgindir. Ve bu vasfıyla hem emperyalistlerin hem de başta Saray faşizmi olmak üzere tüm sömürgecilerin görüş alanına girmiştir.

 

Anlaşılan odur ki, faşist Saray rejimi içine girdiği krizi hem devrimci hareketi moral olarak hem de akıl olarak darbeleyecek yeni bir konsept yoluyla aşmak istemektedir. Zeki Şengali'nin hedef alınarak katledilmesinden sonra şimdi de benzer biçimde Baran Serhat'ın katledilmesi bu konseptin en belirgin işaretleri olarak değerlendirilmelidir. Geçtiğimiz dönemde yaşanan benzer katliam ve kaçırma girişimleri de bu tabloyla birlikte düşünülmelidir.

 

Marksist Leninist komünistlerin tarihsel izleğinde ve belleğinde, devrimi zafere kadar sürdürme iradesinin çok sayıda örneği mevcuttur. Hasan Ocak'ı işkencede katlederek partinin önderleşme çizgisini, birlik devriminin maya tutmasını engellemek istediler, başaramadılar. Komünistler buradan devrimci hareketin merkezine yürüdü. Hüseyin Demircioğlu yoldaş, zindan saldırılarına karşı bedenini siper etti ve "İlk ben olmalıyım" diyerek parti önderlik profili inşa etti. Süleyman Yeter'i işkencede katlederek Kürdistan devrimiyle Batı'daki işçi hareketinin aynı kulvarda birleşmesini engellemek ve komünistlerin birleşik devrim çizgisinde O'nun şahsında kırılma yaratmak istediler. Berçem'le kadın önderleşme, kadın devrimi ve savaş bilincini yenmek istediler. Alişer'le Kuzey Kürdistan ve birleşik devrimi ezmeye planını devreye soktular. Ama komünistler tüm bunlardan düşmanı hüsrana uğratarak, güçlenerek ve önderleşme yolundan ilerleyerek çıkmayı başardılar. Faşist karşıdevrim, Baran'la bu hedefi genişletti. Fakat komünistler, faşizmin öngörü ve planlarının tam tersine Ortadoğu ve birleşik devrimin gür toprağında kendisini daha güçlü örgütleme yöneliminden zaferle çıkacaktır.

 

Faşist Saray rejimi 7 Haziran sonrası halk hareketini nasıl kitlesel katliamlar yoluyla felç etmeye yöneldiyse şimdi de bu stratejinin önünde engel olarak duran devrimci güçlerin önderliklerini hedef alarak felç etmeye çalışmaktadır.

 

Ne var ki, bu strateji şimdiden yenilmiştir. Çünkü, Kürdistan devrimi her saldırı sonrası yeniden ve daha güçlü bir hamleyle faşist sömürgeciliğin karşısına dikilerek krizini nasıl derinleştirdiyse, Türkiye, Kürdistan ve bölge devriminin feda bölüğü olarak gelişen devrim partisi de yolundan bir milim sapmadan devrimi geliştirme, faşizmi ezme çizgisinde yürüyüşünü sürdürecektir. Demircioğullarının, Kutsiyelerin, Alişerlerin, Berçemlerin attığı maya nasıl Rojava devriminde ete kemiğe büründüyse, Baran Serhat'ın attığı maya da Türkiye, Kürdistan ve bölge birleşik devriminin zaferinde karşılığını bulacaktır. O; zaferler kuşağının önder kadrosuydu. Arkasında Baranlaşmak için bekleyen, boşalttığı yeri doldurmak, ideallerini zafere taşımak için bekleyen onlarca yoldaşını bıraktı. Şimdi hepsinin parolası aynı: Baranlaşmak! Ve Baran Serhat'ın deyişiyle zafere 'bedel kapılarından geçilerek' ulaşılacaktır.