12 Mayıs 2024 Pazar

Yüksekdağ: PYD ile bağ kuramadınız, gizli tanık getirdiniz

Kobanê davasında gizli tanık beyanlarına tepki gösteren HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, "Adalet kelimesinin kavramını kendi tabela sınırlarıyla mahkeme duvarlarının arkasında çarmıha gerdiniz. Başaramayacaksınız" dedi.

Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Sincan Hapishanesi kampüsünde bugün görülen Kobanê davasının duruşmasında söz alan HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, dosyaya dün eklenen gizli tanık beyanlarına tepki gösterdi.

SEGBİS aracılığıyla duruşmaya katılan Yüksekdağ, dün yaşanan gizli tanık krizi çözülmeden davanın devam etmesinin mümkün olmadığını vurguladı. Yüksekdağ, "Bu davanın ön görünmezliği teyit edilmiştir. Hiçbir itibarı ve meşruluğu yoktur. Siz de biliyorsunuz ki burada bir yargılama yok. Bunu her gün bize kanıtlıyorsunuz. Yargılama değil, Kastamonu'daki 'Ayı çıkabilir, kum kapabilir' yazısı sanki. Bizler ve avukatlarımız buradaki akıl dışılığı anlatmaya çalışıyoruz ama sizler kendi takviminize bağlı kalmak koşulu içerisinde bizi bu sürece sıkıştırmaya çalışıyorsunuz. Bu davayı kısa sürede bitirme planınız çöktü, artık sonsuza kadar sürdürme stratejisine döndünüz" dedi.

Yüksekdağ, siyasi iktidarın stratejisine paralel şekilde bir yargılama yapıldığını vurgularken, "Terör örgütü olarak gördüğünüz FETÖ yöntemlerini ısrarla devam ettiriyorsunuz. Sizde bu makinenin bir dişlisi gibi hareket ediyorsunuz. FETÖ yöntemidir gizli tanıklık müessesesi. FETÖ'nün oluşturduğu, monte ettiği bir kurumdur" diye konuştu.

'ARTIK BENİM DE GİZLİ TANIĞIM VAR!'
Adaletsizlik sisteminin kurumsallaştığını ve bir seviyesizlikle ilerlediğini vurgulayan Yüksekdağ, "Karşımızdaki durumu ciddiye almak mümkün değil. Mütemadiyen hakaret ediyorsunuz. Neymiş 'Selahattin Demirtaş Kandil'den haber getirmese biz bir şey yapamazmışız'. Ne kadar da kifayetsiz bir MYK'mız varmış. Yeri geldiğinde MİT oluyorsunuz, emniyet oluyorsunuz, yeri geldiğinde hakim savcı oluyorsunuz. Hepiniz aynı aklın ürünlerisiniz. Gerçekle hakikat arasında bu kadar duvar örmeyin. Kim inanır bu deli saçmalığına? Benim hakkımda gizli tanık ifadesi yetersiz geldi diye başka bir gizli tanık ifadesi eklenmiş. Bu koşullarda yargılama yapılamaz. Bütün dayanaklarınız çöküyor, PYD ile bağ kurmaya çalıştınız beceremediniz. Gizli tanıklar getirdiniz tutmadı. Bu zamana kadar Demirtaş'ın dosyasında geçen gizli tanık Mercek benim tutukluluk gerekçem oluyor her seferinde. Artık benim de bir gizli tanığım var, onu yazarsınız. Önceden bir isimleri vardı bu tanıkların şimdi ise robotik isimler var sadece" dedi.

'BU GEMİ BÖYLE YÜRÜMEZ'
"Bu gemi böyle yürümez" diyen Yüksekdağ, HDP olarak 7 Haziran'dan itibaren bağımsız, demokratik siyasete dayanan toplumsal bir mucizeyi hayata geçirdikleri için yargılandıklarının altını çizdi. Yüksekdağ, "Siz bunu manipülasyonlarla başka bir yere çekmeye çalışıyorsunuz, yapamazsınız. Bu iktidarın aklı buna yetmez. Bu zamana kadar sizin duymadığınız, görmediğiniz bir hakikatiz biz. Bu gücü komplo yargılamalarla karartamazsınız. Yargılamadan bir beklentim yok ancak şeklen bir tutarlılık, şekli hukuka sadakat bekliyorum. Bu olmadığı takdirde işler çok başka yere gider" uyarısında bulundu.

'ADALETİ ÇARMIHA GERDİNİZ'
Yüksekdağ devamında şöyle konuştu: "Biz Ankara'da, Suruç'ta, Antep'te düğünün ortasında cenaze topladık. Parti binalarımızda alçakların saldırısına uğradık, polisler tarafında korundu. Bu hukuk hukuksa HDP'lileri de koruyacak, ama korkaksınız. Adalet kelimesinin kavramını kendi tabela sınırlarıyla mahkeme duvarlarının arkasında çarmıha gerdiniz. O çarmıhı indirecek olan biziz. Bundan sonraki süreçte sizi şeklen dahi olsa kabul etmemizi istiyorsanız hukuksuzluğu durduracaksınız. Yalan ve riyakarlıkla siyasi krizi çözmeye çalışıyorsunuz. Başaramayacaksınız. Bu memlekete hukuk gelecek, adalet gelecek. Biz o günleri göreceğiz, siz de görün."

KIŞANAK: GİZLİ TANIĞINIZ SABAH AKŞAM MEDYADA BOY GÖSTERENLER
Gültan Kışanak da kumpasın sürdürülmesi için yeni zincirleme kumpaslar eklendiğini söyledi. Kışanak, "Bu yalanların tükendiği, hakikatin açığa çıktığı bir süreci göreceğiz. Bu heyetten bir beklentimiz olduğu için konuşmuyoruz burada. Avukatlar ve bizler içindeki yanlışları ve hukuka aykırı şeyleri sıralıyoruz ilk günden beri. Ancak siz sanki hiç söylenmemiş gibi kulak kapatıyorsunuz. Alt alta yazılsa bu hukuksuzluklar Ankara'dan Kocaeli'ne yol olur. Kötü bir senaryo yazılmıştı ve siz de iddianame olarak kabul ettiniz şimdi de yolunuzda açığa çıkan yalanları kapatmak istiyorsunuz. Ben o gizli tanığı tanıyorum. Sabah akşam medyalarda boy gösterenler, her akşam izliyorum. Muhtemelen sizin elinize yazılı bir kağıt verdiler. O ifadeyi oraya devlet koydu, devlet. Türkiye'de siyaset bir söylem üretiyor ve iktidar beğenmediği siyasetçiler hakkında yargıya talimat veriyor" dedi.

TUNCEL: SOYLU'NUN TALİMATLARINI YERİNE GETİRİYORSUNUZ
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) eski Eşbaşkanı Sebahat Tuncel, mahkeme heyetinin gerçekleri gizleme konusunda başarılı olduğunu belirtti. Tuncel, "Türkiye'de iktidar yönetemiyor, kriz o kadar derin ki her alanda büyük sorunlar yaşanıyor. Bu ülkede AYM Başkanı isyan ediyor. AYM Başkanı şikayet ediyor, Adalet Bakanı şikayet ediyordu. Biz ne yapacağız burada? AKP'li bir vekil 'hiçbir şey olmadıysa bir şey olmuştur' dedi. Dün siz niyetinizi çok açık belli ettiniz. Müştekilere bize karşı 'cezalandırmamız gerekiyor' dediniz. Siz cezalandırmamız gerekiyor diye bir cümle kurdunuz ve bu her şeyi ifade ediyor. Siz bizim cezalandırılmamız için her hukuksuzluğu yapıyorsunuz. Süleyman Soylu'nun talimatını yerine getiriyorsunuz. Ne diyordu 'Siz yapın arkası gelir' diyordu o beyefendi. Bunun sorumluluğunu, vebalini nasıl alıyorsunuz? Kürtlerden, HDP'lilerden nefret ediyorsunuz ki bu kadar usulsüzlüğe evet diyorsunuz. Bu dosya çöktü. Bütün dünya biliyor ki Kobanê halkı için atılan tweet nedeniyle bizi cezalandırıyorsunuz. O ölen insanlara karşı birimizin dahi suçu yok" ifadelerini kullandı.

'HUKUKSUZLUKLARINIZIN HESABINI VERECEKSİNİZ'
Alevi, Kürt ve kadın olduğu için yargılandığını söyleyen Tuncel, bu kimliğinden kaynaklı yargılandığını söyledi. Tuncel, "Êzîdî kadınları satanları gördünüz. Bunların karşısında olduğumuz için yargılanıyoruz. Bütün mesele bu. Gizli tanık gelmiş, eski bir kadro gelmiş diyor. Neye göre eski? Gültan başkan diyordu saçlarını boya diye. Kamplar var diyor bu kamplar nerede? 25 yıldır aktif siyaset yapıyorum. Ortada bir hukuk meselesi yok, gizli tanıklar sürekli kampa gitti, Kandil'e gitti deyip duruyorlar. Madem gizli tanık bizi tanıyor neden resimlerimizi gösteriyorsunuz? Gelsin mahkemeye gerekli önlemleri alın ve bizi teşhis etsin. Kürt siyasetçilere ceza vereyim de usule uygun mu uygun değil mi hiç bakmıyorsunuz. Bu sürecin altında kalırsınız, bu ülkeye demokrasi gelecek, barış gelecek. O zaman yaptığınız hukuksuzlukların hesabını vereceksiniz. Mesele biz değiliz, mesele 85 milyon. Bu cesareti nereden alıyorsunuz biliyoruz. Sizin dayandığınız güç, güç kaybediyor. Bunun farkında olun. Bu sizin de meseleniz, o sandalyelerde oturanlar şimdi neredeler" diye sordu.

'KÜRT MESELESİNİ MAHKEME SALONLARINDA ÇÖZEMEZSİNİZ'
Bu ülkeyi yaşanmaz hale getirenin kim olduğunu soran Tuncel, devamında şöyle konuştu: "Binlerce akademisyen yurt dışına gitmiş, on binlerce öğrenci yurt dışına gitmek istiyor. Bu ülkede yurtdışına kaçakçılığı AKP yapıyor. Neden; çünkü demokrasi yok. İnsanlar ülkeyi yaşanılabilir halde görmüyor. Bu ülkeyi bu hale biz mi getirdik, bu hale getirenler bizi burada rehin tutanlardır. 2015 sürecine bakın ama biz cezaevinde olduğumuz sürece her şey daha dibe gidiyor. Türkiye'de Kürt sorununun çözümü ile alakası var. Bu yargılamayı yapamazsınız. Siz AKP ve MHP adına bu yargılamayı yapıyorsunuz. Biz dün de dedik; çekilin aradan. Kürt meselesini mahkeme salonlarında çözemezsiniz."

KİMSE ÖLMESİN DEMEK TUTUKLULUĞA DEVAM GEREKÇESİ
Dosya kapsamında tutsak edilen HDP RTÜK üyesi Ali Ürküt, gizli tanık ifadelerinin düzmece olduğunu söyledi. Ürküt, "Bu ifadeleri ve iddiaları reddediyorum. Tamamen sanal, kim olduğu belli olmayan, dedikodudan ve tahminden oluşan ifadelerdir. Ya da önlerine birileri tarafından konulmuş ifadelerdir. İfade, mahkeme heyeti tarafından avukatlarımız ve biz olmadan alınmış, bu da benim açımdan hukuki değildir" dedi.

PYD'den geldiği söylenen e-postanın sadece bir kişi veya kuruma değil dünyanın birçok yerinde olan kurumlara ve yapılara gönderilen bir yardım çağrısı olduğunu söyleyen Ürküt, "Suruç Kaymakamı'nın kendi ifadelerinde 3 bin 919 yaralının Kobanê'den geçerek Türkiye'deki hastanelerde tedavi edildiği görülüyor. Bunun yanında hükümetin PYD temsilcileriyle yaptığı görüşmeler sonucunda Süleyman Şah Türbesi'nin Türkiye ve PYD'nin ortak operasyonuyla nakledildiği de biliniyor. Bu ilişkiler ve ortak iş yapma konusu son derece normal görülüyordu ancak PYD tarafından gönderilen bir yardım çağrısını suç unsuru olarak görmek hangi akla, mantığa yatar sormak istiyorum. Bu PYD konusunun dosyadan çıkarılmasını talep ediyorum" şeklinde konuştu.

Ardından söz alan avukat Erhan Ürküt, "19 Ekim 2021 tarihindeki sorgudan sonra Ali Ürküt ile ilgili belirsiz bir gizli tanığın ortaya attığı ifadelerden kaynaklı tutuklanmasının devamı istenildi. Tutukluluk devam gerekçesinde ise Ürküt'ün 'Kardeş kanı akmasın, bu topraklarda kimse ölmesin' sözleri yer alıyor" dedi.

SORUŞTURMALARIN GÜVENİLİRLİĞİ YOK
Gizli tanıkların ifadelerinin avukatlar olmadan alınmasına tepki gösteren avukat Ürküt, sorgulama yoluyla gizli tanığın test edilmesi gerektiğini söyled.

Avukat Cihan Aydın da davada kumpasların ardı arkasının kesilmediğine dikkat çekti. Neden yüz buzlama ve ses değiştirme yönteminin kullanılmadığını soran Aydın, kumpasta mahkeme heyetinin oynadığı role dikkat çekti.

KUMPASIN BELGESİ
Gültan Kışanak ve Ayla Akat Ata hakkında 3 ayrı tanığın beyanı olduğu bilgisini veren Aydın, "Hazırlanan araştırma tutanakların bir bölümünde Gül Tanrıverdi'nin bir beyanı var. Gül Tanrıverdi ifadeyi 30 Aralık 2019'da vermiş. Düzenlenen tutanak ise 25 Kasım 2019'da yazılmış. Tutanağın yazıldığı tarihten 35 gün sonra verilen bir ifade tutanağa eklenmiş. Nereden biliyorlar 35 gün önce bu ifadeleri" diyerek kumpasın nasıl örgütlendiğini anlattı.