19 Mayıs 2024 Pazar

YÖK Kanunu'na şerh: Akademik, bilimsel özgürlüğü yok edecek

Mecli Genel Kurul'una getirilen YÖK Kanun teklifine HDP, CHP ve İYİ Parti şerh koydu. Teklifin üniversitelerdeki baskıları arttırarak, akademik ve bilimsel özgürlüklerin yok edileceği vurgulandı.

AKP tarafından Meclis Genel Kurulu'na getirilen, "Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi"ne dair HDP, CHP ve İYİ Parti şerh düştü.

Yüksek Öğretim Kurumu'nun (YÖK) akademik özgürlük ve akademisyenlerin üzerine bir karabasan gibi çöktüğü ifade edilen şerhte, YÖK'ün ceza infaz kurumu işlevi gördüğü belirtildi.

"Bu Suça Ortak Olmayacağız" bildirisinin hatırlatılan şerhte "Sadece düşünce ve ifade özgürlüğü hakkını kullandıkları için OHAL KHK'larıyla haksız ve hukuksuz biçimde üniversitelerden atılan akademisyenlerin görevlerine geri dönmeleri sağlanmalıdır" denildi.

HDP: AKADEMİK KIYIM
Şerhinde, Kanun teklifinde, YÖK Kanunu için yer alan "kamu görevinden çıkarma" başlıklı maddenin kapsamının daha da genişletildiğine dikkati çeken HDP, "Terör niteliğinde eylemlerde bulunmak veya bu eylemleri desteklemek" şeklinde olan ilgili maddenin "Terör örgütlerinin propagandasını yapmak, bu örgütlerle eylem birliği içerisinde olmak veya yardım etmek, kamu imkân ve kaynaklarını bu örgütleri desteklemeye yönelik kullanmak ya da kullandırmak" olarak değiştirilmesinin, akademik ihraç dalgasının hazırlığı olarak değerlendirildi.

Mezopotamya Ajansı'nın haberine göre şerhte, şu ifadeler yer aldı: "Terör örgütü propagandası yaptıkları iddiasıyla görevlerinden alınan ve haklarında hapis cezalarına hükmolunan Barış Akademisyenlerinin açıklamalarının ifade özgürlüğü kapsamında olduğu Anayasa Mahkemesi başvurusuyla henüz karara bağlandı. Bu düzenleme, akademik özerklik ve bilimsel özgürlük kıyımından başka bir şeye sebep olmayacak kanun teklifi ile amaçlandığı söylenen yükseköğretimde niteliğin ve verimliliğin artırılmasının tam zıddı sonuçlar doğuracaktır."

'KEYFİ KINAMA VE UYARMA YAPTIRIMLARININ ÖNÜ AÇILIYOR'
Şerhte, teklife dair şu eleştiriler yapıldı: "Kınama başlığı altında sayılan ve r bendinde kendine yer bulan, 'görevi sırasında amirine sözle saygısızlık etmek' ifadesi oldukça öznel bir ifadedir. Bu temelde, sözle saygısızlığın, ahlaki ölçüsü ve sınırı oldukça belirsizdir. Yine maddede, 'genel ahlak kurallarına uymamak, edep dışı tutum ve davranışlarda bulunmak' gibi çerçevesi belli olmayan, muğlak ifadelere yer verilmektedir. Bu ve benzeri muğlak ifadelerle amirlerin astlarına keyfî kınama ve uyarma yaptırmalarının uygulamasının önü açılmaktadır.

SENDİKA TEMSİLCİLERİ YOK
Sendika temsilcisini disiplin kuruluna almayan üniversiteler, sendikaların toplu sözleşmeyle elde ettikleri bir hakkı kullanmalarını da engellemekte.

CHP: AKADEMİK ÖZGÜRLÜKLER KISITLANIYOR
CHP şerhinde, "kamu görevinden çıkarma" başlıklı düzenleme ile disiplin hükümlerinin akademik özgürlükleri kısıtlayacak şekilde genişletildiğine dikkat çekildi.

Düzenlemenin Anayasa'ya aykırı olunduğu belirtilen şerhte, teklifin rektör tarafından verilen uyarma ve kınama cezalarına karşı itirazın üniversite disiplin kuruluna yapılması ile ilgili maddesi şöyle değerlendirildi: "Uyarma ve kınamada itiraz mercii olarak birim disiplin kurulunun tanımlanması, itirazın adil değerlendirilme olasılığını zayıflatmakta, rektör veya dekan gibi yöneticilerin istemediği öğretim elemanının kolayca disiplin suçu almasının önünü açacaktır."

'AK PARTİYE YAKINLIKLARIYLA BİLİNİYORLAR'
İYİ Parti de üniversitelerin siyasallaştırıldığını ve akademik özgürlüklerin yok edildiğini belirtti.

Teklifin 23 ve 24'ncü maddelerinde yer alan düzenlemeler ile Ankara'da Türkiye verimlilik Vakfı tarafından Ankara Bilim Üniversitesi adıyla Kocaeli'de ise Avrupa Eğitim Vakfı tarafından Kocaeli sağlık ve Teknoloji Üniversitesi adıyla iki Vakıf Üniversitesi kurulması öngörülüyor.

İYİ Parti şerhinde, konuya ilişkin şunları söyledi: "Söz konusu düzenleme ile ilgili, "Ankara Bilkent'te bulunan 35 bin 435 metrekarelik hazine alanının Türkiye Verimlilik Vakfı'na tahsis edilmesi vakfın kurucu ve yönetici kadrolarının içerisinde AK Parti Teşkilat üyeleri bulunması kurulan üniversite üzerinde şaibelere sebep olmaktadır. Henüz birkaç yıl önce kurulmuş AK Parti iktidarına yakından başka bir özelliği bulunmayan bir vakfın akademik anlamda Türkiye nasıl bir katkı sağlayacağı bilinmemektedir."