16 Mayıs 2024 Perşembe

Yeldana'nın raporunu hazırlayan doktor daha önce de delil kararttı

Özgür Tv'ye katılan gazeteci Baransel Ağca, AKP'li Tolga Ağar'ın sorumlu olduğu ve üzeri kapatılmak istenen Yelda Kaharman'ın ölümüne ilişkin hazırlanan adli tıp raporundaki çelişkileri sıraladı. Raporu hazırlayan doktorun isminin daha önce de delil karartılan bir dosyada geçtiğini ve bölgede mimli olduğunun altını çizen Ağca, Kanal 23'te de AKP, Soylu ve Ağar ailesinin çok kirli bir ilişki ağı olduğunu belirtti ve ekledi: "Gerçekten intihar ettiyse intihara sürüklenme durumu var. Eğer öldürüldüyse, ne gördü de öldürüldü?"

Gazeteci Yeldana Kaharman'ın katledilmesinin üzerinden iki yıl geçti. Kaharman cinayeti Türkiye'nin 2. Nadira Kadirova vakası. AKP'li Tolga Ağar'ın sorumlu olduğu cinayetin üzeri ise örtülmek isteniyor. 

Kanal 23 Tv'e çalışan gazeteci Kaharman'ın cansız bedeni 2019 yılının 28 Mart günü Elazığ'daki evinde bulundu. Ölüm başlı başına şüpheliyken tıpkı Kadirova'nın öldürülmesindeki gibi kayıtlara intihar olarak geçirildi. Yeldana'nın AKP'nin Elazığ Milletvekili Tolga Ağar'ın tecavüzüne uğradığı ardından öldürüldüğü bilgisi sosyal medyada gazeteci Sedat Sur tarafından gündeme getirildi. 

Buna göre kontrgerilla şefi Mehmet Ağar'ın oğlu AKP'li Tolga Ağar Yeldana'yı 28 Mart'ta röportaj bahanesiyle Dersim'in Pertek ilçesine çağırdı. Burada genç kadına tecavüz etti. Yeldana karakola şikayeti olurken Mehmet Ağar oğlunu bölgeden helikopterle aldırdı. Genç kadının cansız bedeni evinde bulundu. 

İKİ YILDIR ULAŞILAMAYAN RAPORLARA ULAŞTI
Tüm bunların sosyal medyada yayınlanmasının ardından olayın üzeri kapatılmak istendi, haberlere ve paylaşımlara erişim engeli getirildi. En son faşist tetikçi Sedat Peker, düştüğü itiraf nedeniyle Yeldana'nın ölümünü gündeme getirdi. Son olarak iki yıldır ulaşılamayan adli tıp raporlarına gazeteci Baransel Ağca ulaştı. Raporu sosyal medyada paylaşarak çelişkilere dikkat çekti. 

ELAZIĞ BAŞSAVCILIK DOSYANIN KAPATILDIĞINI BELİRTTİ
Öte yandan cinayetin yeniden gündeme gelmesi üzerine Elazığ Başsavcılığı açıklama yaparak, intihar iddiasını sürdürdü ve dosyanın kapatıldığını belirtti. 

Özgür TV'ye katılan Baransel Ağca, Yeldana Kaharman'ın ölümüne ilişkin hazırlanan rapordaki çelişkileri hatırlattı. Kandaki alkol oranını ve Yeldana'nın vücudundaki morlukların raporda yer almadığı gibi, kafasında 6-7 günlük darp olduğunun rapora yazıldığını ve öyle bırakıldığını hatırlattı. 

‘ATK RAPORUNU HAZIRLAYAN DOKTOR DAHA ÖNCE DE DELİL KARARTMIŞ'
Bunların yanı sıra rapora ilişkin en önemli hususun hazırlayan isim olduğunun altına dikkat çekene Ağca, doktorun 2009 yılında Hozat'ta Murat Can Oktay adlı erin şüpheli ölümüne dair adli tıp raporunu hazırlayan doktorlardan biri olduğunu ve o doktorlara Danıştay'ın "suç ögelerini karartmak" iddiasıyla soruşturma açtığını vurguladı. Ağca, şöyle devam etti: "Yeldana Kaharman hayatını kaybettikten sonra ünlü olmadı. Elazığ'ın yerel televizyonunda en fazla izlenen programın sunucusuydu. Böyle bir insanın şüpheli ölümü ki kendi kanalı da ilk başta böyle haber yaptı. Mimli birinin o bölgede bu tarz sıkıntılı işlerin altında imzası olan birinin görevlendirilmesi şüpheyi arttırıyor. 

'KANAL 23'TE KİRLİ İLİŞKİLER AĞI VAR'
Bir de Kanal 23'ün kendisi var. Elazığ'da yerel bir kanal, Yeldana'nın Maksat Gezmek programının başındaki isim AKP'nin kadın örgütü KADEM'ni yöneticisi. Kardeşi Burak Soylu, Kanal 23'ün de dahil olduğu HAR Grubu'nun sahibi, Erdoğan'la mektup arkadaşı. AKP döneminde hızla yükselen şirketlerden biri HAR Grubu. Başka bir özelliği ise Tolga Ağar ile yakın arkadaş, Ağar'ın Kanal 23'te bir ofisi var. Bunca kirli ilişki ağı, sıkıntı bir araya gelince normal olarak gazeteci olarak soruyorum dava, soruşturma neden yeniden açılmıyor? Devletin bunu yapacak gücü mü yok? Bu refleksleri daha önce de hükümet kaynaklı olaylarda gördük. İşgüzar bir memur önemli bir isim bir ölüm olayına karıştığında dosyayı apar topar kapatıyor, Rabia Naz da gördük bu durumu. 

Komplocu bir bakış açısıyla yaklaşıyorum; Tolga Ağar'ın karıştığı bir olayla karşılaştılar üstünü kapatıp aklamak istiyorlar. Şunu yapmaları kadar doğal bir şey yok; Yeldana'nın bir yıldır sevgilisi olan kişiyle yeni ayrıldığı, kavga ettiği o gün alkol aldığı da ortada, senaryo yazarsan 'alkollüydü, cesaretlendi, kendini astı' dersin. Hem Ağar'ı hem diğerlerini aklarsın. Bunu da yapmıyorlar panik haldeler, öyle bir şeyi gizliyorlar ki benim bile aklıma gelen bu senaryo onların aklına gelmiyor. 

Yeldana'nın son on gününü birlikte geçirdiği iki tanığı hem arabada hem de karakolda yoğun sorgudan geçiriyorlar. Sevgilisini çok sıkıştırıyorlar ama karakolda bir şey duyuluyor, Mehmet Ağa el attı ifadesini alın gönderin diyorlar. Savcılık ifadelerine bakın sevgilisinin ifadesi uzun ama yüzeysel. Otopsi de aynı gün yapılmış, 'dümdüz intihar' denilip kapatılmış. 

'BUNCA ŞÜPHEYE RAĞMEN DAVAYI ERKEN KAPATTILAR'
Otopsi raporu açıklanıp sır perdesi aralanabilirdi. Bir insanın kendisini asarak öldürüldüğünün en önemli kanıtı boyundaki telem denilen izin altındaki doku zedelenmesi ve kan. Bunun fotoğrafçıları da var. Yayınlayıp, 'bakın işte asarak hayatını kaybetti' diye devlet direkt hemen ortaya çıkabilirdi. İstanbul Adli Tıp'a gönderebilirlerdi raporu. Bunca şüpheye rağmen davayı erken kapattılar ve hiçbir şey yapmıyorlar. 

'NE GÖRDÜ DE ÖLDÜRÜLDÜ'
İntihar ise de intihara sürüklenme durumu var, maruz kaldığı kirli ilişki ağı, karşısında gördüğü çetenin büyüklüğü... Öldürülme durumuysa, 'ne gördü de öldürüldü?' sorusunu akla getiriyor. Net olan bir şey var devletin içinde belli ekipler bu ölümün neden olduğunu açıklamak istemiyor. Bu bile bir gazeteci olarak bu işin peşinden gitmem için yeterli. Gücüm yettikçe bu işin peşinden gideceğim."