19 Mayıs 2024 Pazar

Yargı emekçilerinin gasp edilen hakları için açıklama

Yargı emekçilerinin haklarının gasp edildiğini kaydeden BES Antalya Şubesi, bu durumun derhal sonlandırılmasını istedi. BES Antalya Şubesi, tüm kamu emekçilerinin daha iyi özlük hakları ve daha sürdürülebilir bir ücret gibi temel haklarını talep etme mücadelesinden vazgeçmeyeceklerini de kaydetti. 

Büro Emekçileri Sendikası (BES) Antalya Şubesi, "yargı, yargı emekçilerin adil davranmıyor, yargının bağımsızlığımı, yargı emekçilerinin haklarını istiyoruz" şiarıyla şube binasında basın toplantısı düzenledi. 

Söz alan BES Antalya Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Can Öztürk, iktidarın evrensel hukuka uygun davranmadığının altını çizdi. Öztürk, "Her sıkıştığında, kendi tabanını konsolide etmek için ötekileştirme dilini kullanan iktidar, antidemokratik uygulamalarda her geçen gün el yükseltiyor. Her gün neredeyse 4 kadının öldürüldüğü bir ülkede, kadın katliamı boyutuna varan şiddeti önlemek yerine, koruyucu yasaları uygulamıyor, hatta tüm hukuk normlarını hiçe sayarak, bir geceyarısı kararnamesi ile İstanbul Sözleşmesi'ni rafa kaldırıyor, 'İstanbul Sözleşmesi bizim
vazgeçmiyoruz' yazan pankartlara el koyuyor, üniversitelerine sahip çıkan öğrencileri yerlerde sürüklüyor, tekmeliyor, boğazlarını sıkıyor, halkın iradesini yok sayıp belediyelere kayyımlar atıyor, seçilmiş vekillerin milletvekilliklerini düşürüyor, odalarından yaka paça gözaltına alıyor, bu da yetmiyor hastanelik ediyor, milyonlarca seçmeni olan partiye kapatma davası açıyor, emekçilerin, halkın '128 Milyar Dolar Nerede?' sorusunu yargılıyor. Erkin hukuksuzluğu hakim ve savcılar eliyle de sürdürülmekte. Polikliniklerde doktorlara, adliyelerde personele baskı, mobbing yapılmakta" dedi. 

Asgari bir yargı adaletinin dahi sağlanmadığının altını çizen Öztürk, yargıda gidilen liyakatsiz yapılanmanın, yargı çalışanları için başlı başına bir soruna dönüştüğünü ve bunun artık sonlanması gerektiğini dile getirdi. Adalet Bakanlığı bünyesinde biriken ve yargı çalışanlarına dağıtılması gereken ancak uzun zamandır yargı çalışanlarına verilmeyen 'havuz' paralarının, daha fazla geciktirilmeden yargı çalışanlarına ödenmesi gerektiğini söyleyen Öztürk, şöyle devam etti: "Yoğun iş yükünden dolayı mesai saatleri dışında yapılan fazla çalışmaların karşılığı olan 'fazla mesai ücreti', sınırlandırma yapılmaksızın, bütün yargı çalışanlarına ödenmelidir. Yine mesai saatleri dışında çalışmak zorunda kalan yargı çalışanlarına, yol ücreti de ödenmelidir.

Kurum içi yükselme sınav hakkı, bütün yargı çalışanlarına tanınmalı, artık başlı başına hukuk dışı bir uygulamaya dönüşen ve kadrolaşmanın temel argümanı olan 'mülakat' uygulamalarına bir an önce son verilmelidir. Sendika olarak biz, adalet talebini, emek ve demokrasi mücadelesinin ayrılmaz bir parçası olarak görüyor ve yargı çalışanları dahil olmak üzere, bütün çalışanların/emekçilerin daha iyi özlük hakları ve daha sürdürülebilir bir ücret gibi temel haklarını talep etme mücadelesini vereceğimizi kamuoyu ile paylaşıyoruz."