28 Mart 2024 Perşembe

Van'lı kadınlar: Tek yol örgütlü kadın mücadelesi

Van'da bir araya gelen kadınlar, erkek-devlet şiddetine karşı yürüyüş gerçekleştirdi. Açıklamayı yapan Zeynep Tağtekin, bölgede ve yerelde erkek şiddetinin devletin özel savaş politikasıyla birleştiğini, kadın ve çocuklara yönelik saldırıların her geçen gün daha da arttığını söyledi.

Van Kadın Platformu, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla basın açıklaması ve yürüyüş düzenledi.

Musa Anter Barış Parkı'nda yapılan eylemde "Kadın yaşam özgürlük", "Yaşasın kadın dayanışması", "Edi Besse" lolipoplar taşındı. Açıklamada öncesi parkın etrafı onlarca çevik kuvvet, 5 gözaltı otobüsü, zırhlı araçlar, TOMA ile ablukaya alındı. Parkın önü ise dışarıdan görünmeyecek şekilde polislerce kapatıldı.

Basın açıklamasını okuyan Zeynep Tağtekin, Dünyanın dört bir yanında eşitsizliği, yoksulluğu, savaşları ve şiddeti üreten erkek egemen kapitalizme karşı alanlarda olduklarını söyledi. Tağtekin, "İsyanımızı meydanlara taşımak, kadın dayanışmasının sınırlarını aşan gücüyle buluşmak ve itirazlarımızı hep birlikte daha fazla duyurmak için yine alanlardayız" dedi.

İktidarın kadını hedef alan politikalarına değinen Tağtekin, AKP'nin oluşturmayı tasarladığı yeni toplumsal düzenin inşası için kadın kazanımlarını zayıflatmayı temel aldığını vurguladı. Tağtekin, AKP iktidarının baskı mekanizmalarını tümüyle seferber ederek kadınları; ev içinde ve kamusal alanda "iradesizleştirmeye" dönük saldırılarına hız verdiğini kaydetti. "İstanbul Sözleşmesi'nin bir gece yarısı feshinden sonra şimdi de 6284 Sayılı Kanun gibi şiddeti önlemede etkili yasal kazanımlar hedef gösterilmekte" diyen Tağtekin, devamında, "Eril yargının cezasızlık politikası kadına yönelik şiddetin artmasına neden olmaktadır. Cezasızlıktan güç ve cesaret alan erkeklerin 'gücüm yettiği için hedef aldım' diyebilecek cürette ve biz kadınları akıl almaz yöntemlerle katletmeye devam etmektedir" sözlerini kullandı.

Kadına, çocuğa ve LGBTİ+'lara dönük suçlarda faillere yönelik cezasızlık politikalarına değinen Tağtekin, "Erkeklerin uyguladığı her türlü şiddete cezasızlık ile kadınlara yönelik şiddet desteklenirken kadınların kendi hayatlarını savunması en ağır biçimde cezalandırılmaktadır. Yine kadınların yürüttükleri örgütlü mücadele hedef alınmakta baskı, gözaltı ve tutuklamalar hız kesmeden devam etmektedir. Bu yaklaşım alenen kadınların hayatına kastederek de olsa erkek egemen sistemin tüm mekanizmaları ile korunacağının beyanıdır" şeklinde konuştu.

'EŞBAŞKANLIK VE KADIN KAZANIMLARI HEDEF ALINDI'
Kayyum atamalarıyla kadın kazanımlarının hedef alındığını dile getiren Zeynep şöyle devam etti: "Eşbaşkanlık gerekçe gösterilerek kayyım eliyle gasp edilen belediyelerimizde kadın merkezleri ve kadın sığınakları kapatılmış, başvurucu kadınların dosyalarındaki bilgiler deşifre edilmiştir. Kayyımlar KHK ile ihraç edemedikleri uzmanlık alanlarında çalışan kadınları görevinden alıp erkek yöneticinin emri altında çalışmaya zorlamış, mobbing, aşağılama ve hatta şiddet uygulamalarına maruz kalmışlardır. Ayrıca ülke genelinde kadın ve çocuk hakları alanında çalışan, AKP zihniyetine hizmet etmeyen, kadın ve çocuklara destek veren tüm örgütlü yapılar hukuksuz, dayanaksız bir şekilde kapatılmıştır. Ortaçağ zihniyeti bir kez daha hortlatılmış, kurumlardaki tüm kadın arşivleri, belgeleri, dosyaları, kitapları imha edilmiştir."

'ÖZEL SAVAŞ POLİTİKALARIYLA KADINLARIN YAŞAMI TEHDİT EDİLİYOR'
Son olarak "Bölgede ve yerelde erkek şiddeti, devletin özel savaş politikası ile birleşmiş ve kadına, çocuğa yönelik saldırılar her geçen gün daha da artmıştır" diyen Tağtekin, "Yaşanan olayların faillerine yönelik uygulanan cezasızlık politikaları başka olayların da ortaya çıkmasına zemin oluşturmuştur. Uzman Çavuş Musa Orhan tarafından tecavüze uğrayan İpek Er, intihar etmiştir. Bu bir intihar değil, kadın cinayetidir. İpek Er'i değil Musa Orhan'ı koruyan yargı yine aynı zamanda bu olay karşısında susmayanları cezalandırmaya devam etmiştir. İlimizde iki kız öğrenci Talip K. Adlı uzman çavuş tarafından hem tecavüze uğramış hem de şiddet görmüştür. Hakkari'de asker ve korucular tarafından kadınları fuhuşa zorlayan, şantaj yapan bir çete ortaya çıkmıştır. Tüm bunlar AKP ve MHP iktidarının bölge özelinde uyguladığı özel savaş ve asimilasyon politikalarının önemli örnekleridir" ifadelerini kullandı.

MEŞALELİ YÜRÜYÜŞ
Açıklamanın ardından kadınlar, yaktıkları meşalelerle "Jin jiyan azadî", "Bijî azadî, bimre koletî", "Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz" ve "Bijî berxwedana jinan" sloganlarıyla Cumhuriyet Caddesi'ne kadar yürüdü. Yürüyüş, kadınların zılgıtlarıyla sona erdi.