14 Mart 2025 Cuma

'Van halkını vazgeçireceğini sananlar yanılıyor'

İrade gasbına karşı Van'da yapılmak istenen eyleme polis saldırdı. Çok sayıda kişi işkenceyle gözaltına alınırken, polis işkenceyi belgeleyen gazetecileri de darp etti. Açıklama yapan DEM Parti Eş Genel Başkanı Bakırhan, "Van halkını vazgeçericeklerini sananlar büyük yanılırlar" dedi. 

Van Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik kayyum darbesinin ardından halkın direnişi sürüyor. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar başta olmak üzere çok sayıda siyasi parti ve demokratik kitle örgütü temsilcisi, milletvekilleri ve çok sayıda kişinin katılımıyla kentte yürüyüş yaptı.

"İrademe dokunma" şiarıyla yapılan yürüyüşte sık sık "Kayyum darbedir, kayyuma hayır", "Bijî berxwedana Wanê", "Abdullah Zeydan onurumuzdur", "Direne direne, direnişle zafere", "Direne direne kazanacağız" sloganları atıldı. 

BAKIRHAN'DAN POLİSE İŞKENCE TEPKİSİ
Polis birkaç kez yürüyüşü engellemeye çalıştı ve heyetin önüne geçti. Yürüyüşe katılmak isteyen halka saldırdı. Bunun üzerine DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, "Bizim yanımızda kimseye işkenceye yapmayın"  diyerek polise tepki gösterdi. Polisin, "güvenliğinizi alıyoruz" bahanesine ise, "Yolumuzu açın" dedi. 

KOÇYİĞİT: BURADAYIZ
Polisin engelleme girişimine DEM Parti milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, şöyle tepki gösterdi: "Sabahtan beri bakanlıkla müzakere ediyoruz. Sözlerinde durmuyorlar. Böyle bir anlayışı mahkum ediyoruz. Eşbaşkanlarımız, heyetimiz, milletvekillerimizi hepimiz buradayız. Tüm Van halkını iradesini sahip çıkmaya çağırıyoruz. Buradayız."

Halkın yapılan açıklamaya katılması polisler tarafından engelleniyor. Bunun üzerine DEM Parti, alanın açılmasını, halkın yanlarına gelmesini aksi halde açıklama yapmayacaklarını söyledi. 

GAZETECİLERE SALDIRI
Açıklama katılmaya çalışan Van halkına polis saldırdı. Çok sayıda kişi işkenceyle gözaltına alındı. Polis, çekim yapan gazetecilere de saldırarak, işkencenin belgelenmesini engellemeye çalıştı. 

BAKIRHAN: VAN HALKINI VAZGEÇİREMEZSİNİZ
Van Büyükşehir Belediyesi önünde yapılan açıklamada ilk sözü DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan aldı. Bakırhan, Türkiye'nin tüm kentlerinden polislerin Van'a getirildiğini söyledi ve "Fazla söze gerek yok. Allah aşkına şu an alınan önlemlere, TOMA'lara Türkiye'nin dört bir yanından buraya yığılan kolluğa bakılırsa bu ülkede demokrasi olduğunu söyler misiniz? Van bu ülkenin bir kentidir der misiniz? Bu bir işgal değil de nedir. Böyle bir görüntü Türkiye'nin başka bir yerinde var mı? Bu sömürge hukuku değil de nedir? Gençlerin işkenceyle gözümüzün önünde gözaltına alındığı, insanların bizimle buluşmasının engellendiği, Van halkıyla bizim aramıza bariyer kalkan koymaya çalışan bu aklı kınıyorum. Bu akıl yüzyıldır bu topraklarda hüküm sürüyor. Bu tekçi politikalarınızdan artık vazgeçin. Van halkı 14-14 yaparak size en büyük cevabı verdi. Van halkı, 'Bekir Kaya'yı alırsınız, belediyeyi gasp edersiniz ama ben de sandıkta hesabı 14-0 ile sorarım' dedi. Sizler buradan ders çıkarma yerine 3 dönemdir Kürt halkının iradesine kayyım atayarak, bu halkı durduracağınızı, kıracağınızı davasından, kimliğinden vazgeçireceğinizi mi düşünüyorsunuz. Yanılırsınız. Büyük yanılırsınız" diye belirtti.

Van halkının haksızlığa, adaletsizliğe ve onursuzluğa asla izin vermeyeceğinin altını çizen Bakırhan, "Bu Van yiğitlerin, barış annelerinin onurluca mücadele eden yılmayan kadınların kentidir. Van umudun, özgürlüğün, demokrasinin peşinde konuşan gençlerin kentidir. Van yenilmez, pes etmez, gaspçı, hırsız kayyumlara asla onay vermez. Sizler Antep'ten, Gümüşhane'den, Kars'tan, Ardahan'dan buraya yığdığınız bu kolluk da kayyumunuz da geçicidir. Ama bin yıllardır burada yaşayan onurlu Van halkı kalıcıdır. Sizler gideceksiniz, yolsuzluk hırsızlık yapan kayyumlarınız gidecek. Sizler gidicisiniz. 14-0 bizim için bir künye sizin de alnınıza yazılmış kara bir lekedir. Ama lekeden utanır mısınız onu bilmem" ifadelerini kullandı.

'HALKIN İRADESİNE SAHİP ÇIKACAĞIZ'
Van halkının asla pes etmeyeceğini vurgulayan Bakırhan, şöyle devam etti: "Kürtler 'siyaset yapamaz Kürtler seçemez' mi diyorsunuz. 'Kürtler belediye alamaz' mı diyorsunuz. Dünyanın neresinde bir halkın iradesine 3 dönemdir kayyum atanıyor, gasp ediliyor. Hem de nasıl bir gasp. Gecenin ikisinde yabancı bir devletin bir kentini işgal ediyormuş gibi plastik mermilerle, coplarla, gazlarla onuruna sahip çıkan halkı yerlerde sürükleyerek döverek gözaltına alarak vazgeçiremezsiniz. Eşbaşkanımızın gözünü morartabilirsiniz ama direncini, onurunu, bağlılığını asla geri çeviremezsiniz. Bu morarmış göz sizin için büyük bir kötülük, bizim için onurdur. Halkımız için dövülürüz de sürükleniriz de, cezaevleri de yatarız, işkence de görürüz ama asla pes etmeyiz, asla eğilmeyiz, asla yorulmayız. Bu halkın davası onurlu bir davadır. Bu onurlu davanın demokratik bir barış ve eşit haklarla sonuçlanması için de mücadele etmeye kazanmaya, halkın iradesine onuruna sahip çıkmaya devam edeceğiz. Yargı kumpasıyla bizi vazgeçireceğimizi mi sanıyorsunuz.

'ÇÖZÜM DEMOKRASİDE'
"Sayın Öcalan ısrarla inatla 26 yıldır çatışma ve şiddet zemininden siyasal zemine geçmek için didiniyor uğraşıyor yakın yakın zamanda da bir yol haritası açıklayacak. Siz ne yapıyorsunuz? Siz çözüm istiyor musunuz? Siz Kürt sorunun demokratik yollarla çözülmesinden yana mısınız? Siz bu irade gasbıyla nasıl çözeceksiniz? Siz bu Kürt düşmanlığıyla nasıl barışa ulaşacaksınız? Abdullah Öcalan çözüm için uğraşırken beyefendiler kayyum atıyor. Yolsuzluk için hırsızlık için Kürt halkının iradesini gasp etmek için. Van sizi kabul etmez. Aklınızı başınıza toplayın, insan olun. Mert olun. Barış mı istiyorsunuz, çözüm mü istiyorsunuz yoksa Kürt düşmanlığı mı istiyorsunuz? Kürt düşmanlığı mı yapacaksınız bunu açık söyleyin. Bu el barış istiyor, bu el çözüm istiyor. Bu el istiyor ki Kürt halkı kendi iradesini seçsin, kendi iradesi ile yönetilsin. Bu el diyor ki şiddet ve çatışma yerine demokratik zeminde sorunları müzakereyle, diyalogla çözelim. Kayyum atayarak, tutuklayarak, yargı sopasıyla muhalifleri, Kürtleri terbiye ederek mi çözeceksiniz? Antidemokratik ülkeler, otoriter rejimler, diktatörler teker teker çöküyor, Ortadoğu'dan dersler alın. Türkiye'nin kurtuluşu kayyumda, gaspta, irade hırsızlığında değil; Türkiye'nin geleceği demokratik bir zeminde birlikte bütün renklerin başta Kürtler olmak üzere kardeşçe eşit bir şekilde yaşamasındadır. O belediye hep bizim olacak. O kayyum gidecek. O hırsızlık yapanlar gidecek. Yargıya talimat verenler gidecek. Van'ın hangi sokağında, hangi kahvesinde hangi berberinde 'kayyum nedir' diye sorarsanız 'hırsızlık, yolsuzluk, usulsüzlüktür' der. Utanın biraz. Bu halkın iradesine saygı duyun. Kürt halkına düşmanlık etmeyin. En önemlisi son sözüm; karar verin. Demokratik çözüm mü, müzakere mi, diyalog mu, Kürt düşmanlığı mı? Buyurun bunun cevabını siz verin. Onurlu Van halkının mücadelesi ve davası önünde saygıyla eğiliyorum. Burada bugün bariyerler olmasa yüzbinlerle bizi karşılayacağınızı da biliyorum. Ama bu günler de gelecek."

HATİMOĞULLARI: İKTİDAR 14-0 BAŞARISINI HAZMEDEMEDİ
Ardından DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları söz aldı. Van halkının faşist baskılara direndiğini kaydeden Hatimoğulları, "Van halkı 31 Mart'ta bir tarih yazdı. Sizler 31 Mart'ta bu haksızlığa 'dur' dediğiniz için bugün rövanş almak istediler. Abdullah Zeydan hem bilirkişi raporu, hem de jandarmanın ifadelerinde suçsuz olduğu ispatlandığı halde kararın bu şekilde çıkması bunu gösteriyor. Bu halktan öç almak isteyen bir yaklaşımdır. Van halkının 14-0 başarısını hazmedemeyen bu iktidarın uygulamasıdır. Kar ve kış demeden havanın eksi derecelerde olduğu kentte belediyede nöbet tutan halkımızı gördük. Bunun için Van halkına binlerce kez teşekkür ediyoruz. İsrail Filistinlilere nasıl davranıyorsa; o belediyeye sabaha karşı girişleri aynı fotoğraftır. Adeta başka bir ülkeyi işgale gider gibi kenti işgal etmiş durumdalar" dedi.

'DARBE REJİMİ UYGULANIYOR'
1980 darbesinin şimdi saray polisiyle yapıldığını dile getiren Hatimoğulları, "Bugün sadece Kürtlerin seçtiği belediyelere değil sadece Kürt halkının ittifak kurduğu belediyelere değil aynı zamanda 'Kent Uzlaşısı' ile seçilmişlere dönük de operasyonlar hız kesmiyor. Bugün etekleri o kadar tutuşmuş ki iktidarı kaybetme korkusu onlara o kadar sinmiş ki İstanbul'da 'Kent Uzlaşısı' yapılmış yerlere de operasyonlar gerçekleştirdiler ve birkaç gün önce çok sayıda insanı tutukladılar. Bu faşizan ve otoriter uygulamalar devam ettikçe bizler halkımızla beraber bu ülkede yaşayan bütün farklı halklar ve inançlarla beraber daha büyük 'Kent Uzlaşıları' kuracağız. Çok daha büyük demokrasi mücadelesi yürüteceğiz" ifadelerini kullandı. 

Kayyum darbesinin PKK lideri Abdullah Öcalan'ın uluslararası komployla Türkiye'ye getirildiği gün gerçekleştiğine dikkat çeken Hatimoğulları, şöyle devam etti: "Onlar ne kadar Kürt halkına, demokrasi güçlerine iradelerine ipotek koymaya çalışsalar da bizler barış demekten vazgeçmeyeceğiz. Barış için demokrasi için ne bedel ödememiz gerekiyorsa zaten ödüyoruz, ödemeye de devam edeceğiz. Bizim için belediyeler dört duvar değildir. Bizim için belediyeler sokaktır, halktır. Bizim için belediyeler kadınlardır, gençlerdir, barış anneleridir. Dün olduğu gibi bugün de mücadele etmeye devam edecek, onurumuz olan seçilmişlere sahip çıkmaya devam edeceğiz. Mücadelemize sahip çıkmaya devam edeceğiz."

ASLAN: KAYYUM POLİTİKALARINA ARTIK SON VERECEKSİNİZ
Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Seyit Aslan, "Kürt ve Türk işçi sınıfının önünde kimse duramaz. Kürt halkı el uzatıyor ve 'barış' diyor. Öyle ise bu eli tutacaksınız. Bu ülkede artık kayyum politikalarına son vereceksiniz. Tutsakları serbest bırakacak, Rojava'yı tanıyacak ve sınır ötesi operasyonlarına son vereceksiniz. Barışın kapılarını ancak böyle açarsınız" diye belirtti.

GÖZEN: İKTİDARIN NORMALİ BAŞ EĞDİRMEK
Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) Dönem Sözcüsü Juliana Gözen, Van halkının mücadelesiyle cesaret aşıladığını ifade etti ve ekledi: "Hukuk, adalet, bağımsız yargıymış, burada insanlar bu kavramları çok iyi biliyor. Kürtler hukuk dedikçe, iradelerine el koyuyorlar. İktidarın normali Kürt halkının baş eğmesi, kadınların katledilmesi, gençlerin geleceksizleştirilmesidir. Barış diyorlar ama barışın adını lekeliyorlar. Bu halkın umutlarıyla oynadılar. Barış dedikleri Kürt halkının tasfiyedir. Bu memlekete barışı direnerek kazanacağız" dedi.

SÖNMEZ: PES ETMEK YOK
Yeşil Sol Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Naci Sönmez, "Bugün Van'da yaşanan görüntü 12 Eylül'de gördüğümüz görüntüdür. Asla pes etmek, boyun eğmek yok. Bugüne kadar ödenmiş ne kadar bedel varsa misliyle ödemeye hazırız. Belediye eşbaşkanlarımızın, halkıyla omuz omuza yürümesi mutlaka zaferle sonuçlanacaktır" dedi.

KÖK: KÜRT HALKI YALNIZ DEĞİLDİR
Sosyalist Dayanışma Platformu (SODAP) Yürütme Kurulu üyesi Orhan Kök, AKP'nin Türkiye tarihinde en büyük zulüm ve hırsızlığı yapan iktidar olduğunu söyledi. Kök, "Bir yandan Kürt halkının elde ettiği kazanımlarını yok ederek, kimliğini yok sayarak, öbür yandan diğer toplumsal kesimleri yok sayıyor, baskı altına alıyor. Van halkı asla yalnız değildir" ifadelerini kullandı.

MERTOĞLU: KAYYUMA KARŞI ÖRGÜTLÜ MÜCADELE 
Son olarak konuşan Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Genel Başkanı Feray Mertoğlu da, şunları belirtti: "Günlerdir AKP iktidarının haksız, hukuksuzlarına karşı direnen Van halkına teşekkür ediyoruz. Burada bir düşman hukuku uygulanıyor. İradesi gasp edilmiş Van halkı ablukaya alınmıştır. Van halkının iradesinin gasbı, Türkiye halklarının iradesinin gasbıdır. Kayyum, kadınlara ve yoksul halka düşmanlıktır. Kayyum rejimine karşı tek yürek bu mücadeleyi vermek zorundayız."

UÇAR: KÜRTLER KÜRT SORUNUNUN ÇÖZÜLMESİNİ İSTİYOR
Kayyumlarla ilgili artık söylenecek cümlenin kalmadığını belirten DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, "Buradaki kayyum vali 2024'te Türkiye Kütüphaneciler Derneği tarafından bir ödül almış. Okumaya, kültüre ve kütüphanelere katkı ödülü almış. Keşke o vali o kitaplardan okusaydı da biraz adaleti, hukuku, demokrasiyi nasıl tesis edilmesi gerektiğini bilseydi. Valiye çağrımızdır; o koltuğu belediye eşbaşkanlarımıza, belediyeyi halkımıza iade edin. Belediye eşbaşkanlarımız suçlu oldukları için değil, suç işledikleri için değil seçildikleri için hapse atılıyor. Van büyük bir zulüm yaşadı ama direnişi de bir gelenek haline getirdi. Zilan Katliamını, 33 kurşunu aynı zamanda Feqiyê Teyran'ın sözlerini de unutmayacak. Van halkı asla tutsak olmadı olmayacak. Bu bir direniş ve bitmeyen bir irade. Kürt halkı belediyeleri kazanarak, parlamentoda yer alarak bir şey anlatıyor devlet aklına. Kürtler artık Kürt sorununun çözülmesini istiyor" dedi.

'AÇIKLAMAYI SABOTE ETMEKTİR'
PKK lideri Abdullah Öcalan'ın yapacağı açıklamaya dikkati çeken Uçar, şöyle devam etti: "Kayyum atamalarının her biri, şiddet görüntülerinin her biri sayın Öcalan'ın yakın zamanda yapacağı tarihi açıklamayı, Türkiye'nin dört gözle beklediği açıklamayı sabote etmek, değerini düşürmektir. Çözüme dair bir aklınız varsa buyurun bir tarihi açıklamayı da siz yapın. Hem Kürt halkı hem de Türk halkı devletten de çözüme dair bir şeyler duymak istiyor. Ne işkenceniz, ne baskınız, ne zulmünüz Van'ı Kürdistan'ı direnişinden vazgeçirmedi. Her birimizin gözü ve yüreği sayın Öcalan'ın açıklamasındadır. Sahipleneceğimiz yer orasıdır. Bu direnişin sayın Öcalan'ın yapacağı tarihi açıklamayla buluşacağına inanıyorum."