12 Mayıs 2024 Pazar

Türkiye ve Ermenistan arasında 'normalleşme' süreci devam ediyor

Türkiye ve Ermenistan, 14 Ocak'ta Moskova'da yapılan ilk görüşme sonrası "normalleşme" sürecine devam ediyor. Her iki ülke de ilk görüşmeyi olumlu nitelerken, taraflar Ermeni Soykırımı da dahil olmak üzere hiçbir önkoşul olmadan görüşmeleri devam ettireceklerini belirtti. Ermeni halkı ise tepkili.

Türkiye ve Ermenistan arasında "normalleşme" süreci devam ediyor. 14 Ocak'ta iki ülkenin atadığı özel temsilciler Serdar Kılıç ve Ruben Rubinyan Moskova'da ilk görüşmeyi gerçekleştirdi. Her iki ülkenin devlet yetkilileri tarafından görüşmenin olumlu geçtiğine dair açıklamalar yapılırken, Ermeni toplumununun kesimleri süreci farklı şekillerde yorumluyor. Olumlu bir yaklaşım sergileyen Ermenilerle birlikte, halkın bazı kesimleri Erivan yönetimini eleştiriyor. Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan'ın diasporayla fikir alışverişi yapmadan süreci yönettiği, soykırımı kabul ettirme politikasından ve Dağlık Karabağ'daki taleplerden taviz vereceği, özel temsilci Ruben Rubinyan'ın tecrübesiz olduğu yönünde çeşitli endişeler var.

İki ülkenin sınırları 30 yıldır kapalı. Özellikle Dağlık Karabağ ve Ermeni Soykırımı, iki devletin diyaloğunun önünde duran ciddi gündemler oldu. Türkiye bu iki meseleyi ileri sürerek Ermenistan'a "tazyik" uygularken, Ermenistan normalleşme konusunda hep istekliydi. 2009'da Zürich'te imzalanan protokollere rağmen diyalog konusunda gelişme kaydedilemedi.

2020 yılında gerçekleşen ikinci Dağlık Karabağ sonrası Türkiye ve Ermenistan arasındaki ilişkilerin normalleşmesi adına karşılıklı mesajlar geldi. Ekim ayında AKP'li Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, Erivan'ın Bakü'yle "arasını iyi tuttuğu müddetçe" Türkiye ile de ilişkilerin normalleşmesinin önünde bir engel olmadığını öne sürdü.

Geçtiğimiz ay Erivan 2020'deki savaş sonrası Türk ürünlerine koyduğu ambargoyu kaldırma kararı aldı.

ÇAVUŞOĞLU: HEDEF TAM NORMALLEŞME
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun, "Ermenistan'la normalleşme adımları kapsamında karşılıklı olarak temsilciler atayacağız. Erivan'a charter uçuşları başlatacağız" açıklamasından sonra diplomasi hızlandı.

Çavuşoğlu, yapılan ilk görüşmede normalleşme sürecinin amaçlarının ve önümüzdeki dönemde neler beklendiğinin konuşulduğunu ifade etti. Çavuşoğlu, "Özel temsilciler bir sonraki görüşmede uçuşların başlamasının yanı sıra başka hangi adımlar atılabilir, onun üzerinde çalışacak" dedi. "Hedefin tam normalleşme" olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, Ermeni toplumunun da bundan çok memnun olduğunu ileri sürdü.

Türkiye Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, "Özel Temsilciler, olumlu ve yapıcı bir atmosferde gerçekleşen bu ilk görüşmelerinde, Türkiye ve Ermenistan arasında diyalog yoluyla yürütülecek normalleşme sürecine yönelik olarak ön görüş alışverişinde bulunmuşlardır. Taraflar, müzakereleri tam normalleşme hedefiyle ön şart olmaksızın sürdürme hususunda mutabık kalmışlardır. Özel Temsilciler arasındaki ikinci görüşmenin yeri ve tarihi diplomatik kanallardan bilahare belirlenecektir" dendi.

Ermenistan Dışişleri Bakanlığı'ndan da aynı açıklama yapıldı.

RUBİNYAN: ERMENİ SOYKIRIMI'NIN TANINMAMASI BİR ÖNKOŞUL DEĞİL
Görüşmenin ardından Ermenistan tarafından görevlendirilen Ruben Rubinyan da değerlendirmelerde bulundu. Rubinyan, Ermenistan'ın en kısa sürede daha kapsamlı müzakareler yürütmek istediğini belirtti. "Genel olarak ilk toplantı yapıcı bir atmosferde gerçekleşti, fakat sürecin nasıl ilerleyeceği tarafların istekliliğine, yapıcılığın devamlılığına bağlı" diyen Rubinyan, Ermeni Soykırımı'nın tanınmasının, ilişkilerin normalleşmesi için bir önkoşul olmadığını kaydetti.

Rubinyan, tarafların önkoşulsuz görüşmelere devam etme konusunda anlaştığını dile getirdi ve Ermenistan'ın asıl ilgilendiği gündemin sınırın açılması olduğunu ifade etti.

Rubinyan, "Karabağ'dan bahsedecek olursak, bu farklı formatta tartışılacak bir konu, bunun için AGİT (Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı) Minsk Grubu'nun eşbaşkanlığı mevcut, Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki iletişimin açılması konusu Ermenistan, Azerbaycan ve Rusya Başbakan Yardımcılarının çalışma grubu, Ermenistan ile Türkiye arasındaki ilişkilerin düzenlenmesi ise ayrı bir konudur" dedi.

Ermenistan özel temsilcisi, Türk mevkidaşı ile gerçekleştireceği bir sonraki görüşmenin tarihi ve yerinin ise henüz bilinmediğini sözlerine ekledi.

'TÜRKİYE ASLA TAVİZ VERMEYECEK'
Rusya'dan gazeta.ru adlı haber sitesi, süreç hakkında farklı araştırmacı ve akademisyenlerin görüşlerine yer veriyor. Rusya Bilimler Akademisi Dünya Ekonomisi ve Uluslararası İlişkiler Enstitüsü'nden Viktor Nadein-Rayevskiy, bu sürecin İkinci Dağlık Karabağ Savaşı'ndan sonra mümkün hale geldiğini belirtti. Rayevskiy'e göre bundan sonraki görüşmelerde Türkiye doğu sınırlarında ve Ermeni Soykırımı'nı tanımamakta asla taviz vermeyecek. Ermenistan'ın bu tutuma hazırlıklı olduğunu ifade eden Rayevskiy, bu açıdan görüşmelerin sonucunu kestirmenin zor olduğunu kaydetti.

ZANGEZUR KORİDORU
Politekonomiya Araştırma Enstitüsü'nde siyaset bilimci Benjamin Matevosyan, iki ülke arasındaki normalleşme sürecini daha çok "Zangezur Koridoru" ile bağdaştırıyor. İkinci Dağlık Karabağ Savaşı'ndan sonra Azerbaycan ve Ermenistan arasında imzalanan ateşkes antlaşmasının 9. maddesi gereği Ermenistan sınırları içinde bir koridor açılması konusunda uzlaşılmıştı. Bu koridorun Azerbaycan ve Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti arasında karadan bir bağlantı sağlayacağı düşünülüyor. Matevosyan'a göre, Ermenistan ve Türkiye arasında diplomasinin sağlanması, koridora işlevsellik kazandıracak ve bölgeye ticari bir dinamizm katacak.

Normalleşme sürecinin aslında Ermenistan, Rusya ve İran'ın çıkarlarına ters olduğunu belirten Matevosyan, Erivan yönetiminin Türkiye üzerinden Avrupa'ya ulaşmak, Batılı ülkelerle, NATO ile ilişkileri geliştirmek ve Rusya'nın himayesinden çıkmak için bu sürece destek verdiğini ileri sürüyor. Siyaset bilimci Matevosyan, normalleşmenin aynı zamanda Dağlık Karabağ'dan ve soykırımı kabul ettirme politikasından taviz vermek anlamına geldiğini düşünüyor.

DİASPORA TEPKİLİ
Erivan yönetiminin normalleşme sürecindeki pozisyonu hiç şüphesiz Ermenistan sokaklarında ve diasporada da tartışılıyor. JAMnews adlı haber sitesinde bazı görüşlere rastlamak mümkün. Öncelikli olarak özel temsilci Ruben Rubinyan'ın çok tecrübeli olmadığı ve bazı boşluklar bırakacağı düşünülüyor. İkinci olarak Türkiye'nin özel temsilcisi Serdar Kılıç'ın Ermenistan karşıtı bir kariyere sahip olduğu ve tecrübesiyle Rubinyan üzerinde baskı kuracağı görüşü hakim. Ayrıca normalleşmenin Ermenistan'daki yerel üreticinin konumunu tehlikeye sokacağı ve ucuz Türkiye mallarının piyasayı olumsuz etkileyeceği öngörülüyor. Son olarak Paşinyan hükümetinin diasporayla fikir alışverişi yapmadan süreci başlatması ve yürütmesi eleştiriliyor. Gazeteci Harut Sassounian, Türkiye'nin "çıkarcı" ve sorunlu bir devlet olduğunu, Ermeni Soykırımı'nı her defasında inkar ettiğini, 2020'deki savaşta Suriye'den cihatçı teröristleri savaşa sürdüğünü ve çok sayıda Ermeni askerinin ölümüne sebep olduğunu belirterek, Paşinyan'ın böyle bir güçle masaya oturmasını sert bir biçimde eleştirdi. Dağlık Karabağ'dan sonra güç kaybeden bir başbakanın normalleşme sürecini başarıyla yürütmesinin mümkün olmadığını ifade eden Sassounian, diyaloğun zorunlu olması durumunda yeni bir hükümetle bu sürecin yürütülmesinden yana.