23 Nisan 2024 Salı

'TTB tüm saldırılara karşı hekimlik değerlerini savunmaya devam edecek'

TTB önceki dönem Merkez Konseyi başkanları, TTB'ye dönük saldırıların, antidemokratik yasal düzenlemelerin son bulması ve Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı'nın serbest bırakılması çağrısında bulundu.

Türk Tabipleri Birliği (TTB) önceki dönem Merkez Konseyi başkanları, iktidarın hedef göstermesiyle tutuklanan TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı'nın serbest bırakılması ve TTB'ye dönük baskıların son bulması talebiyle Ankara'da bulunan TTB Genel Merkezi'nde basın toplantısı düzenledi.

ÖKTEN: TTB HALK SAĞLIĞI İÇİN ÖNEMİ NEDENİYLE HEDEFTEDİR
Açılışta konuşan TTB Merkez Konseyi 2'nci Başkanı Dr. Ali İhsan Ökten, TTB'nin 69 yıldır hekimlerin örgütlü sesi, kolektif iradeyle sağlık alanında mücadele yürüten bir örgüt olduğunu vurguladı. TTB'nin hem hekimlik değerleri hem de halk sağlığı bakımından taşıdığı önem nedeniyle iktidarın hedefi olduğunu dile getiren Ökten, "TTB her şeye rağmen mesleğin etik ilkelerinden sapmadan, meslektaşlarının sorunları, toplumun sağlık hakkı için hiçbir taviz vermeden doğruları savunmaya ve uygulamaya devam edecektir" dedi.

ÖLÇER: TTB'YE VE DEĞERLERİNE GÜVENİN
TTB 1990-1995 dönemi Merkez Konseyi Başkanı Dr. Selim Ölçer, emek ve meslek örgütlerinin köklü bir hak mücadelesi geleneği olduğunu hatırlatarak, bu mücadeleyi sınırlamaya dönük hamlelerin toplum zararına olacağını vurguladı.

Ölçer son olarak hekimlere seslendi: "Bizler bin bir zorluklarla okuyup hekim olduk. Çalışma şartlarımız ne olursa olsun hastalarımıza en iyi hizmeti vermeyi kendimize yükümlülük saydık. Hastalarımızın ruhen, bedenen, siyaseten ve sosyal iyilikleri için çaba içinde olduk. Biz, bu çabayı devam ettireceğiz. Bu karanlık günler geçecek. TTB'ye, yöneticilerine, değerlerine, çalışmalarına inanın ve güvenin."

GÜRSOY: SALDIRILARA KARŞI İHTİYACIMIZ OLAN BİRLİK VE DAYANIŞMADIR
TTB 2006-2010 dönemi Merkez Konseyi Başkanı Dr. Gençay Gürsoy, Dr. Şebnem Korur Fincancı'nın tutuklanmasının amacının TTB'yi işlevsizleştirmek ve susturmak olduğunu kaydetti. Gürsoy, "TTB'ye yönelik bu saldırıya karşı ihtiyacımız olan, birlik ve dayanışmadır. Tarihimizde nasıl tüm darbelere göğüs gerdiysek, bu saldırıya da göğüs gereceğiz. Bu düzen böyle gitmeyecek. Daha aydınlık günleri göreceğiz" dedi.

AKTAN: YASA TEKLİFİ ANAYASA'YA AYKIRI
TTB 2012-2014 dönemi Merkez Konseyi Başkanı Dr. Özdemir Aktan, TTB'de yönetici olup mahkeme karşısına çıkmayan kimse olmadığını ama bugün bir adım daha ileri gidildiğini kaydetti. MHP'nin TTB'ye ilişkin Meclis'e sunduğu teklifin açıkça Anayasa'ya aykırı olduğunu vurgulayan Aktan, çalışmaları sürdürülen yasa teklifinin de TBB'yi yok etmeyi amaçlayacağını söyledi. Aktan, bu saldırılara karşı tüm güçleriyle direneceklerinin altını çizdi.

TÜKEL: MESLEK ÖRGÜTLERİ DEVLET DAİRELERİNE ÇEVRİLMEK İSTENİYOR
TTB 2016-2018 dönemi Merkez Konseyi Başkanı Dr. Raşit Tükel, temel politikaları hekimlik mesleğinin evrensel değerleri, insan hakları ve sağlık hakkı olan TTB'nin egemenlerce birçok kez etkisizleştirilmek istendiğini, bugün de Fincancı şahsında yeni bir çabanın söz konusu olduğunu söyledi. TTB'ye yönelik yasal düzenleme hazırlığına tepki gösteren Tükel, temel amacın mesleğin nasıl icra edileceğinin iktidar tarafından belirlenmesi olduğuna dikkat çekti. "Ortaya çıkacak sonuç, meslek örgütlerinin birer devlet dairesine dönüştürülmesidir" diyen Tükel, Fincancı'nın derhal serbest bırakılması ve TTB'ye dönük saldırılara son verilmesi çağrısıyla sözlerini tamamladı.

ADIYAMAN: FİNCANCI DERHAL SERBEST BIRAKILMALI
TTB 2018-2020 dönemi Merkez Konseyi Başkanı Dr. Sinan Adıyaman, halkın ve sağlık emekçilerinin gündeminin TTB'nin gündemi olduğunu vurguladı. Pandemi döneminde TTB'nin hem sorgulayan hem çözüm üreten bir görev üstlendiğini dile getiren Adıyaman, iktidarın yarattığı belirsizlik ortamında TTB'nin bilime dayanarak güven veren bir odak olduğunu ifade etti. Altan, seçilerek işbaşına gelen TTB yöneticilerine karşı düşmanca girişimlerin son bulması, Fincancı'nın serbest bırakılması ve TTB'ye dönük antidemokratik düzenleme girişimlerinden uzak durulması çağrısında bulundu.

BİLALOĞLU: TÜRKİYE BİR YOL AYRIMINDA
Basın açıklamasını TTB 2010-2012 Merkez Konseyi Başkanı Dr. Eriş Bilaloğlu okudu. Türkiye'nin bir yol ayrımında bulunduğunu belirten Bilaloğlu, "Türkiye'nin bulunduğu kavşakta şu an karşınızda olan eski başkanların hemen çoğu da TTB Merkez Konseyi Başkanıyken ya haklarında soruşturma/dava açılmış, yargılanmış ya şu ya da bu süre gözaltı, hapis vb. sıkıntılarla karşılaşmıştır. Bunun 'TTB'nin kaderi' olmadığı, Türkiye'yi yönetenlerin ayıbı olduğu açıktır" ifadelerini kullandı.

Şebnem Korur Fincancı'nın özgürlüğünden yoksun bırakılmasının kabul edilemez olduğunu kaydeden Bilaloğlu, TTB'nin 70 yılının tanığı ve emektarı olduklarını dile getirerek, TTB'ye dönük vesayetçi, antidemokratik yasal düzenleme girişimlerinin meslek örgütüne saldırı olduğunu vurguladı.

'HEKİM ÖRGÜTÜNÜN ÇİZGİSİNİ HEKİMLER BELİRLER'
"Hekim örgütünün yolunu, seyrini, çizgisini hekimler belirler, onlar karar verir, vermeli diyoruz. Türk Tabipleri Birliği'nin adından işleyişine her türlü dış müdahaleyi reddediyoruz. TTB eksiğiyle fazlasıyla hatasıyla doğrusuyla kendi yolunu yürümelidir, yürümektedir. Müdahale hakkı hekimlere aittir, demokratik, meşru yolları bellidir" diyen Bilaloğlu, hekimleri ve tabip odalarını meslek birliğinin bağımsızlığına sahip çıkmaya çağırdı.

"Türkiye'nin, cumhuriyetin özel bir kırılma anında demokratik, laik, eşit, özgür, savaşsız, barış içinde bir Türkiye özlemiyle 20 yılı aşkın uygulanan sağlık politikalarını, hekimlere, hekimliğe ve sağlık hakkına yapılan saldırıları bir kez daha yüksek sesle topluma anlatmak, olması gerekeni, talepleri aktarmak TTB'nin biricik ve olmazsa olmaz sorumluluğudur" ifadelerini kullanan Bilaloğlu, Türkiye'nin karanlık bir çıkmaz sokağa girmemesi için TTB'nin üzerine düşeni yapacağının altını çizdi.

'TTB BU GİRDAPTAN ÇIKACAKTIR'
Bilaloğlu, şöyle devam etti: "TTB hekimlik, değerler, hekim hakları, her bir insanımızın yaşam ve sağlık hakkını insan hakları ışığında kavrayan bir savununun içinde olacaktır. Hekimler olarak yüzyıl önce Türkiye'nin harcında, sağlığında neyse o olan yerimizi daha iyi ve daha güzel yarınlar için bugün de alacağız. Hekimler ülkenin karşısına çıkan bu yol ayrımında TTB'de de karanlığın değil aydınlığın, kötülüğün değil iyiliğin kazanmasını sağlayacaktır. Kimsenin kuşkusu olmasın ki TTB bu girdaptan çıkacak ve yarına taşınacaktır."