20 Mayıs 2024 Pazartesi

TJA Dönem Sözcüsü Gökkan'ın avukatlarından reddi hakim talebi

TJA Dönem Sözcüsü Gökkan'ın tutuklu yargılandığı davanın 22. duruşması görüldü. Gökkan'ın hakkında hazırlanan iddianamenin tamamının kendisine verilmediği için ek süre talebini reddeden mahkeme başkanı; Gökkan'ın avukatlarını polis tarafından darp ettirerek dışarı attı. Avukatlar reddi hakim talebinde bulunurken, duruşma ekim ayına ertelendi. 

Tevgera Jinên Azad (TJA) Dönem Sözcüsü Ayşe Gökkan hakkında "Örgüt yöneticisi olmak" ve "Örgüt üyeliği" iddialarıyla açılan davanın 22. duruşması Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmada Ayşe Gökkan ve avukatları hazır bulundu. Gökkan'ın ailesi, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır milletvekilleri Semra Güzel ve Dersim Dağ, Rosa Kadın Derneği, HDP ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) il ve ilçe örgütleri, TJA, Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği ve çok sayıda kadın katıldı.

Duruşma, savcının mütalaasıyla başladı. Savcı, Gökkan'ın Demokratik Toplum Kongresi (DTK) ile bağı olduğunu söyleyerek DTK'nin çalışma organlarının daimi meclis şeklinde örgütlendiğini ve organlarla parlamento olarak tasarlandığını belirtti.  Ayrıca DTK'nin Kürdistan çatı örgütü olduğu değerlendirmesinde bulundu. Savcılık Gökkan'ın, DTK faaliyetlerine katıldığını, daimi meclis üyesi olduğunu, DTK içerisinde yer alarak "Örgüt propagandasına" dönüşen eylemlere katılarak üzerine atılı "Örgüt üyesi" suçunu işlediğini iddia etti.  İlk örgüt üyeliği cezasını DTK faaliyetlerinden isteyen savcılık, ikinci örgüt üyeliği cezasını ise PKK ile bağlantılı olduğunu ileri sürdüğü Demokratik Özgür Kadın Hareketi (DÖKH), Kongreya Jinen Azad (KJA) ve TJA faaliyetlerinden istedi. Savcılık, Ayşe Gökkan'ın DÖKH, KJA ve TJA  içerisinde faaliyet göstererek "Örgüt üyesi olma" suçundan cezalandırılmasını istedi.

Savcılık Gökkan'ın ayrıca silahlı ve ideolojik eğitimler gördüğünü ileri sürerek ve yine Rosa Kadın Derneği'nde de faaliyet gösterdiğini belirterek üçüncü kez "Örgüte üye olmak"  iddiasıyla cezalandırılmasını istedi. Savcılık, Gökkan'ın üzerine atılı "örgüt üyesi olmak" iddiasıyla üç kez ayrı ayrı cezalandırılmasını istedi.

Savcılık ayrıca 2011 yılında kurulan Barış Çadırı'ndan da Gökkan için "Örgüt propagandası yapmak" iddiasıyla ceza istedi. Ayrıca Nusaybin Belediye Başkanı olduğu sırada Gökkan'ın Barış Çadırı'nı, Mitanni Kültür Merkezi'nin bahçesinde açılmasına izin vererek, "Örgüt propagandası" yaptığını belirterek, bu iddialardan cezalandırılmasını istedi.

Savcılık son olarak Ayşe Gökkan'ın üzerine atılı suçlama konusu olan iddiaları dikkate alarak tutukluluk halinin devamını istedi.

GÖKKAN: HAPİSHANE YÖNETİMİ İDDİANAMENİN HEPSİNİ VERMEDİ
Mütalaanın ardından savunmasına başlayan Ayşe Gökkan, 7 aydır savunmasız bir şekilde hapishanede olduğunu kaydetti. Gökkan. tüm iddianamenin kendisine verilmediğini, avukatların iddianameyi hapishaneye getirdiğini fakat hapishane yönetiminin çok olduğu gerekçesiyle kendisine verilmediğini aktarırken, "İddianamenin hepsini okuyamadım. Üzerime atılan iddialar için tek tek cevap vermek istiyorum fakat bir kısmını bildiğim, bir kısmını bilmediğim iddialar için ek süre istiyorum. Bildiklerim üzerinden savunma yapmak istiyorum "dedi.

HAKİM, GÖKKAN'IN AVUKATINI SUSTURDU, TEHDİT ETTİ
Ayşe Gökkan'ın ek süre talebine ilişkin açıklama yapmak isteyen avukatı Berfin Gökkan, mahkeme başkanı tarafından engellenirken mahkeme başkanın elini masaya vurarak, "Ben izin vermeden konuşmayın. Bir daha söz hakkı vermeden konuşmayın, atarım dışarı. Haddinizi aşmayın" dedikten sonra polise dönerek, "Bayan polis getirin. Gerekirse atarım. Habersiz konuşan olursa atacaksınız. Burada ben ne dersem o, nihai karar benimdir" sözleri dikkat çekti.

Mahkeme başkanı yaşananları şu şekilde tutanağa geçirdi: "Sanık avukatı söz hakkı istemeden konuşmaya çalıştı. Sanık müdafileri söz almadan konuşmamaları konusunda uyarıldı. Sanığın savunmasını kesmemeleri konusunda uyarıldılar. İzinsiz konuşmalarıyla insicamını bozduklarını devam etmeleri için dışarı çıkarılmakla uyarıldı."

HAKİMDEN POLİSE: YAKA PAÇA DIŞARI ATACAKSINIZ
Mahkeme başkanı ardından salona gelen kadın polislere dönerek, "yaka paça dışarı atacaksınız" dedikten sonra Ayşe'nin ek süre talebini reddetti.

GÖKKAN: POLİSLER VE GİZLİ TANIKLAR BİR AYŞE YARATMIŞ
Gökkan, savunmasına devam ederek şu ifadelerde bulundu: "Hem ben hem avukatlarım mahkemede zorluk yaşıyoruz. Özgür bir şekilde kendimi ifade edemiyorum. Hazırlanan iddianamede anlatılan kişi ben miyim? Başkası mı anlamadım. Polisler ve gizli tanıklar bir Ayşe yaratmış, ama bu Ayşe ben değilim. Telefon tapelerim ve tüm konuşmalarımın çevirisini talep ediyorum. Mesela PM demişim TM diye çevrilmiştir. 

'HAYATIM POLİS TAKİBİ ALTINDAYKEN, NASIL BU KADAR SUÇ ÜZERİNE YAKALANMAM'
Ben gazeteciyim, araştırmacıyım, yerel aktivistim ve uluslararası tanınan bir aktivistim. Gizli tanıkların iddiaları iddianamede 10 defa tekrarlanmış. Ayrıca kaçacağım söylenmiş. Ama kaçma gibi bir niyetim yoktu. Asla ama asla bu toprakları terk etmem. Çünkü tüm dünya erkekler tarafından yönetiliyor. Nereye gidersem gideyim her yer aynı. Bütün hayatım polislerin gözlemi altında geçti. Teknik takibe aldılar. Nefes alış verişim bile kontrol altında. Bu kadar gözlem altında tutulurken nasıl herhangi bir suç üzerinde yakalanmam. Mardin, Diyarbakır ve İstanbul ATK de ses kaydım alındı. Ama benim sesim olmadığı ortaya çıktı. Alınan el yazımın herhangi bir suçlamayla ilişkisi çıkmadı. Kendi pasaportumla gittiğim tüm etkinlikler suç sayılıyor. 1993 yılından beri kayıtlarda varım. Neden herhangi bir suç üzerinde yakalanmadım.

'O HALDE DÜNYADAKİ TÜM KURUMLAR İLLEGAL'
Annem öldü sorun çıkarırım diye cenazesine gidemedim. Bu bir zulümdür. İnsan annesini bir kere defneder. Beni bu kadar takip eden polisler cenaze günü sorun çıkarmamı engellemeliler. Bu yüzden zulüm karşısında boyun eğersem suçlu olurum. Üye olduğum tüm kurumlar illegal gösterildi. O halde dünyadaki tüm kurumlar illegaldir. Öte yandan Barış Çadırı Kaymakam ve polis tarafından izin alınarak kuruldu. O kadar ses kaydım varken neden onlarla yaptığım konuşmaların ses kaydı yok. Beraat ettiğim dosyalar oldu ama yine de iddianamede yer alıyor."

HAKİMİN TALİMATIYLA POLİS SALONDA AVUKATLARA SALDIRDI
Ayşe Gökkan'ın savunması üzerine ayağa kalkıp dışarı çıkan avukata mahkeme başkanı, "Avukat hanım nereye gidiyorsunuz benden izin almadan" demesi üzerine Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren mahkeme heyeti ile görüşmeye geldi. Nahit, "Avukatları savunma makamı olarak görmek zorundasınız. Sözümü kesmezseniz ben konuştuktan sonra sizi dinlerim" söylemi üzerine mahkeme başkanı polislere baro başkanını ve avukatları dışarı çıkarma talimatı verdi. Dışarı çıkmayı kabul etmeyen avukatlara polis saldırarak dışarı çıkardı. Ardından Ayşe'nin yeğeni olan Vedat Gökkan gözaltına alınmaya çalışılırken avukatlar ve milletvekilleri engelledi.

Yaşananlar üzerine Ayşe Gökkan'ın ablası Mihrican Gökkan, fenalık geçirerek hastaneye kaldırıldı.

REDDİ HAKİM TALEBİ
Yaşanan arbededen sonra izleyiciler adliyenin dışına alınarak sadece Ayşe Gökkan'ın avukatları içeri alındı. Avukatlar reddi hakim talebinde bulundu.

Verilen aranın ardından mahkeme dosyaya gönderilen duruşmadaki olayların sırasında tutulan 13 Eylül tarihli tutanağın içeriğine göre Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulmasına, suç duyurusunda tutanak suretinin eklenilmesine, Ayşe Gökkan hakkında dosya kapsamında tespitli olan somut deliller uyarınca tutukluluk halinin devamına karar verdi.

Avukatın reddi hakimine ilişkin taleplerinin ara kararın kesinleşmesinin beklenilmesine, bu celsede Ayşe Gökkan'ın müdafinin beyanında geçen hakaret kelimeleriyle ilgili olarak müdafine soyut aidiyetinin tespitine, mahkemenin bu yönde tespit ve duyumu olmadığını kaydederek belirleme yapması kararını verdi.

Bir sonraki duruşma 20 Ekim'e ertelendi.