29 Mart 2024 Cuma

Temelli: 'Bu ateş sadece Kürtleri yakmaz' dedik, bugün tüm ülke yanıyor

Meclis Grup Toplantısında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, "'Bu ateş sadece Kürtleri yakmaz, tüm ülkeyi yakar' dedik. Bugün tüm ülke yanıyor" dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 
 
Grup toplantısında açlık grevi eyleminin 97. gününde olan Hakkari Milletvekili Leyla Güven'in video mesajla gösterildi.
 
Videonun ardından konuşan Temelli, Leyla Güven'in eninde sonunda kazanacağını belirterek "Leyla Güven, kendi bedenini açlığa yatırarak ülkenin başına musallat olmuş bu iktidarın maskesini düşürmüştür.Tepeden tırnağa inanç ile yoğrulmuş bir kadın yoldaşımızdır Leyla Güven. Yemediği her lokma zalimlerin korkulu rüyasıdır" dedi.
 
Hapishanelerde 300'den fazla ttusağın açlık grevinde olduğunu hatırlatan Temelli, "Onlar da bizim gibi 'Leyla kadındır, yaşamdır, özgürlüktür' diyorlar. Nasır Yağız, Hewler'de Leyla Güven'in sesine ses verdi, gücüne güç kattı. 84 gündür açlık grevinde" diye konuştu.
 
Açlık grevinde olanların topluma mesaj vediğini belirten Temelli, "Bu ülkenin açık cezaevine çevrilmesine sebep olan İmralı tecridine sessiz kalmayın diyorlar. Bizler de açlık ile çığlığa dönen tüm bu seslere kayıtsız kalmayacağız" dedi.
 
Muhalefete seslenen Temelli, "Bu direnişi görmezden gelemezsiniz. Türkiye toplumu artık sizden bir ses çıkarmanızı bekliyor. Muhalefet, bu arkadaşlarımızın neden açlık grevine girdiğini sormalıdır. Aslında yanıt açık ve nettir. Bu ülkede demokrasiye, hukuka, özgürlüğe inanan herkes açlık grevinde olanların sesine ses katmalı, güç katmalıdır" diye kaydetti.
 
Saray rejiminin demokrasiyi, ekonomiyi, hukuku, yaşamın her alanını tecride aldığını ve ülkedeki tüm sorunların kaynağını oluşturduğunu ifade eden Temelli, "Tecride ilişkin 2015 yılı Nisan ayından bugüne kadar söylediğimiz her şey bir bir gerçekleşti. Öcalan ile devlet heyeti arasında görüşmeler sürerken Öcalan'ın dikkat çektiği tüm tehlikeler ülkenin başına geldi. Bakın, Erdoğan'ın devleti ele geçirmek istediğini söyledi, gerçekleşti. Faşizm kurumsallaşmaya devam ediyor" diye belirtti.
 
Erdoğan'ın en yakın arkadaşlarını bile tasfiye ettiğini söyleyen Temelli, "Yaşanan sivil darbenin ülkedeki herkesin hayatını etkileyeceğini söyledik öyle de oldu. Bir saray ile yetinemeyecek dedik, kendisine yazlık saray yaptırdı, uçan saray aldı. Biz bir verdi 2 isteyecek dedik, vergilere vergiler ekledi" diye devam etti.
 
Temelli konuşmasına şöyle devam etti: 
"Dokunulmazlıkların kaldırılması bize değil siyasetin kendisine darbedir dedik, kendisine koltuk değneği olanların dışında herkes bu dokunulmazlıkların kaldırılmasından fazlasıyla etkilendi. 'Bu ateş sadece Kürtleri yakmaz, tüm ülkeyi yakar' dedik. Bugün tüm ülke yanıyor. Hukuksuzluk dedik tüm yargı AKP aklama merkezine döndü. Sansür dedik, tüm televizyonlar aynı haberi geçiyor, tüm gazeteler aynı manşeti atıyor. Tiyatroya bile sansür uygulanıyor. Bakın Kürtçe oyunlar yasaklanıyor, Mollier'in Kürtçeye çevrilemeyeceği ve oynanmayacağı şeklinde valilik karar alıyor. Kürt tiyatro kurumları açıklama yapmak zorunda kalıyor.
 
"İmralı'da uygulanan mutlak tecrit bu nedenler ve sonuçlarla görülüyorsa tüm ülkeye uygulanmaktadır. Bu tecrit kırılmadığı sürece ülke her anlamda bu çöküşe sürüklenmeye devam edecek. Bu nedenle tüm ülkeye sesleniyoruz, çocuğumuzun geleceği, aşımız, işimiz adaletin tesisi için tecride karşı duralım.
 
"HDP'nin çağrısına kulak verilmediği her dakika hem ekonomik hem de siyasi olarak geriye düşeceğiz. Biz geriye düştükçe AKP-MHP ittifakı daha fazla pervasızca halkımıza saldırmaya devam edecek. Kah kadınlara, kah halkımıza, Kürtlere, Alevilere, kah sebzeye ve meyveye."
 
TEMELLİ: ERDOĞAN PAZARCI ESNAFINI TEHDİT ETTİ
 
Tanzim satış noktalarına değinen Temelli, "Pazarcı esnafını tehdit ederek kendisinin yarattığı tarım terörünü yok sayıyor. Bugün bu ülkede tarım politikası iflas etti. Hayvancılık yok edildi. Ekilebilir araziler betonlaştı. Neoliberal politikalar ülkeyi esir aldı. Mazot ve gübre fiyatını konuşan yok. Erdoğan hala haldeki esnafı hedef göstererek bir tek bunların fiyatıyla istikrarsızlık oluyormuş algısı yaratıyor" dedi. 
 
"Domatesin, biberin fiyatı bile asgari ücretle değil kurşun fiyatıyla açıklanır hale geldi. Erdoğan, biz kurşunun fiyatını bilmiyoruz. Çünkü biz barış sevdalısıyız. Biz tank tüfek top fiyatlarını bilmiyoruz, çünkü bizim kimsenin toprağında, zeytininde gözümüz yok" diyen Temelli, halkların bir arada yaşamasını bir arada üretip birlikte yönetmesini, hakça, adil şekilde paylaşmasını istediklerini kaydetti.
 
Et Balık Kurumu'nun, Süt Endüstrisi Kurumu'nun satıldığını vurgulayan Temelli, "Oysa emekçiler hakkını arıyor. İş güvencesi istiyorlar, iş cinayetlerinde ölmek istemiyorlar. KHK ile ihraç edilmiş olan 10 binlerce insan işini, aşını istiyor. Emekliliği gelmiş yaşa takılanlar emeklilik hakkını istiyor. İşsizler işsizlik fonundan doğan haklarını istiyor. İşsizlik fonundan işsizlere bir verilirken patronlara 3 veriliyor" diye konuştu.
 
Yerel seçim taktiğine değinen Temelli, "Kürdistan'da kazanacağız, batıda AKP ve MHP'ye kaybettireceğiz. Hem kazanacak hem kaybettireceğiz. Türkiye'nin her bir yerinde AKP-MHP ittifakını geriletmek için verilen her oy Türkiye'de barışa verilen oydur. İstanbul ile Adana'daki oyumuz ile Cizre, Silopi, Şırnak halkına selam edeceğimizi asla unutmayalım" dedi.
 
"Faşizmi ancak ve ancak cesur insanlar, halkını, yurdunu seven insanlar durdurabilir" diyen Temelli, "Kimsenin seçim hesabına tutsak olmadan haklarımızın seçimine siyaset zemini yarattık. Bunu anlamayanlar demokrasi kültüründen nasibini almayanlar sabah akşam HDP'yi suçluyorlar. Bu konuda bizi suçlayanlar yanıtını dün Taksim Meydanında, İstiklal'de aldılar. Bu yanıtı vermeye her yerde devam edeceğiz" diye kaydetti.
 
İstanbul Havaalanı'nda idam ile yargılanan Müslüman Kardeşler üyesi Muhammed Hüseyin Mısır'a iade edildiğini hatırlatan Temelli, "Dışarıda Kürt düşmanlığı için etmeyecekleri söz yok. Her şeylerini Kürt karşıtlığı için bıraktılar" diye kaydetti.
 
"AKP'nin barış konusunda yaptığı tek hamle imar barışıdır. Bu imar barışı, bu ekonomiyi getirdikleri içinden çıkılmaz halden çıkmak için sarıldıkları bir yılandır. İmar barışı ile belli bir gelir elde edecekler ekonomiyi toparlayacaklardı. Ama beklemedikleri, kimsenin beklemeyeceği bir felakete de yol açıyorlar" diyen Temelli, Kartal'da çöken binaya vurgu yaptı.
 
AKP-MHP blokunu geriletme durdurma zamanın geldiğini belirten Temelli, "Dünyanın hiçbir yerinde toplumsal barışını sağlamayan bir halk, ekonomide refaha kavuşamamıştır. O yüzden de öncelikli olarak toplumsal barış ve iç barışın sağlanması acil  bir ihtiyaçtır. Barışın maliyetsiz olduğunu savaşın ise açlık ve yoksulluk olduğunu bir kez daha dile getiriyoruz" dedi.
 
Yerel seçimlerde kayyumları gönderecekelrini söyleyen Temelli, "31 Mart'ta demokrasi ile faşizm arasında özgürlük ile esaret arasında bir tercih yapacağız. 31 Mart'ta halkın demokrasinin ve eşitliğin yanında yer alanlar kazanacak. Tecrit uygulayanlar değil tecride karşı insanlık tarihine geçecek direnişi sergileyenler kazanacak. Leyla Güven kazanacak. İşçiler kazanacak, kadınlar kazanacak, yoksullar kazanacak, halkımız kazanacak" diye konuştu.