23 Nisan 2024 Salı

Tekirdağ'ı kimyasal atıklara boğacak proje 

Tekirdağ'ın sosyal yaşamını, panoramasını ve yaşam alanlarını yok edecek olan "İlave iskele yapımı, beton santrali ve kırma elleçleme tesisi"ne yönelik ÇED süreci usulsüzlüklerle sürüyor. Projenin kente geri dönülmez zararlar vereceğinin altını çizen Tekirdağ Sivil Toplum Kuruluşları Birliği üyesi Polat, projenin sona ermesi için mücadele çağrısı yaptı.

Koronavirüs salgınıyla mücadele edildiği günlerde, doğa düşmanları rant ve talan politikalarıyla ekosistemi tahrip etmeye devam ediyor. Türkiye'nin yük taşımacılığında en önde gelen Marmara Bölgesi'nde bulunan Ceyport Tekirdağ Limanı, "Likit Tank Çiftliğini Denizden Alan Kazanımı, Rıhtım ve İskele Projesi" ve Asyaport Limanı kapasite artışı kapsamında "ilave iskele yapımı, beton santrali ve kırma elleçleme tesisi"ne yönelik ÇED süreci tüm tartışmalara yönelik sürüyor.

Projenin gerçekleşmesi ile proje alanı ve çevresinde deniz ekosistemi etkilenecek ve deniz canlıları yok olacak. Tekirdağ'da bulunan demokratik kitle örgütleri yat limanı ve likit depolarına yönelik planlanan çalışmalara şiddetle karşı çıkıyor.

Söz konusu proje bir çok sağlık sorununu da beraberinde getirecek çünkü limana gelen gemilerin atıklarını da depolanmasını kapsıyor. Birinci derece deprem bölgesi olan Tekirdağ sahillerine zarar verecek olan proje, yaratacağı gaz salımı ile de yöre halkında ciddi sağlık sorunlarına sebep olacak.

Ceyport Tekirdağ Limanı, 150 bin m² terminal sahasına, 2.310 m rıhtım uzunluğuna sahip 184 m tren ferry uzunluğuna sahip stratejik limanlardan. Liman özelleştirme süreciyle birlikte yeni imar planlarına göre yeni dolgu alanlarıyla birlikte toplamda 260 bin m² terminal sahasına ulaşması planlanıyor.

'KİMYASAL DEPOLAMA HİZMETİ DE VERİLECEK'
Bu amaçla Ceyport Tekirdağ'da kimyasal depolama hizmetleri de verilecek, likit tank çiftliği kurulacak. Limana yanaşacak gemilerden tahliye, kara tankerleri üzerinden de satış gerçekleştirilecek, gemi tahliye sistemi ilgili kimyasallara dayanıklı malzemeden imal edilmiş esnek hortumlarla yapılması amaçlanıyor.

Limanda elleçlenmesi planlanan asidik ve bazik özellikli kimyasal ürünler ve bitkisel yağlardır. Bahse konu ürünler liman sahasında elleçlendikten sonra proje kapsamında yapılması planlanan tank çiftliği sahasında depolanması planlanıyor. Projenin işletmeye geçilmesi ile 10 kişilik bir personel görev alacak. Tank Çiftliği'nin günde 24 saat 3 vardiya, ayda 30 gün, yılda 365 işgünü çalışarak faaliyet göstermesi hedefleniyor.

'ATIKSU OLUŞMASI SÖZ KONUSU'
Tankların temizliği sırasında basınçlı su ile temizlik yapılması planlanıyor. Tesiste işletme aşamasında tanklarının endüstriyel atık su oluşması söz konusu olacak. Oluşacak endüstriyel atıksular; arıtma tesisi dengeleme tankına alınacak ve kimyasal atık su arıtma tesisinde arıtımı sağlandıktan sonra Tekirdağ Su ve Kanalizasyon İdaresi (TESKİ) kanalizasyon sistemine deşarjı sağlanacak. Ancak konuya dair Büyükşehir Belediyesi'yle herhangi bir anlaşma da sağlanmaması dikkatleri çekiyor.

POLAT: ŞEHRİN SOSYAL YAŞAMI, PANORAMASI, YAŞAM ALANLARI YOK OLACAK
Projenin yaratacağı zararları konuştuğumuz Tekirdağ Sivil Toplum Kuruluşları Birliği üyesi Cemal Polat, Tekirdağ halkının buluştuğu sahil bandının kapanmasına neden olan projenin hem trafik hem de yerleşim merkezlerinin içinde olması nedeniyle kimyasal likit tanklarının yaratacağı olumsuzlukların şehrin sosyal yaşamını, panoramasını ve yaşam alanlarını yok edeceğini vurguluyor. Polat, "Şehrin zaten ana çıkış yolu problemli; Adalet Bakanlığı, adalet sarayı, stat, okullar, kaymakamlık-valilik binası, ilkokul, bir sürü iş yerleşim merkezi ve ayrıca konut sahası. Hemen bitişinde dar bir sahil bandı var, bu proje sahil bandını kapatıp bir kilometrenin altına indirmek demektir" dedi.

'ÇIKAN KİMYASAL ATIKLARIN NEREYE GİDECEĞİ BELLİ DEĞİL'
Likit tank depolamada taşımacılığın kamyonlarla yapılmasının söz konusu olduğunu belirten Polat, bu durumun ortaya çıkacak çevre kirliliğine ve trafiğin aksamasına neden olacağını söyledi. Polat, "Kimyasal maddelerin yıkanması, açık maddelerin eleme tesisleri ve döküm alanları var. Oradan çıkan atıkların nereye verileceği belli değil. Hazırladıkları raporda TESKİ'ye verileceği yazıyor ama Büyükşehir Belediyesi'yle böyle bir anlaşma yok" ifadesini kullandı.

'TEKİRDAĞ'A YAPILACAK EN BÜYÜK İNSAFSIZLIK'
Tekirdağ'ın birinci derece deprem bölgesi olduğunun altını çizen Polat, olası bir deprem esnasında tankların denizde yaratacağı kirliliğin, insanların yaşam alanlarını ciddi oranda etkileyeceğini kaydetti. Çıkacak doğal gazların havayı etkileyeceğini söyledi Polat ve devam etti: "Dolgu alanları deniz canlılarının doğal yaşam alanlarının yok olması anlamına geliyor. Diğer yandan buradaki insanların bir araya gelerek denizi görmesi engellenecek. Bu Tekirdağ'a yapılacak en büyük haksızlık, insafsızlık. Bu yüzden biz tesislerin yapılmasına karşıyız."

Projenin usule uygun işlemediğini kaydeden Polat, "40 sivil toplum kuruluşu bir araya geldik, kurum ve kuruluşlarla görüştük. Vali olaya karşı ama bir şey yapılamıyor. Büyük Şehirden ruhsat alınması lazım dolgu alanları ancak alınmadan dolgu alanları yapılıyor" diye konuştu. Yerel yönetimleri sessiz kaldığını dile getiren Polat, Tekirdağ halkı olarak yetkilileri, Tekirdağ'a geri dönülmez zarar verecek olan bu projenin derhal sona ermesi için adım atması konusunda uyardı. Polat, "Koronavirüs nedeniyle yapmak istediğimiz eylem ve etkinlikler kısıtlandı" dedi.