3 Mayıs 2024 Cuma

'Tahrip edilmek istenen dağa taşa hassasiyetimiz aynıdır'

Ekolojik Yıkımla Mücadele Haftası'na ilişkin açıklama yapan ÇMO Diyarbakır Şubesi, Hakkari'de yanan ormana, Lice'de kesilen ağaca, Kaz Dağları ve Antalya'da kıyılan yeşilliğe, İkizdere'de ve Gürpınar'da tahrip edilmek istenen dağa taşa aynı hassasiyetle yaklaşılması gerektiğini kaydetti. 

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) Diyarbakır Şubesi, 30 Mayıs-5 Haziran tarihleri arasında kutlanan Ekolojik Yıkımla Mücadele Haftası'na ilişkin oda binasında basın toplantısı düzenledi.

ÇMO Diyarbakır Şube Eşbaşkanı Canfidal Boldaş, 5 Haziran'ın Dünya Çevre Günü olarak kutlandığını, ancak ekolojik yıkımın geldiği boyuta bakıldığında kutlanacak hiçbir şeyin kalmadığını, bu nedenle bu günün haftasını Ekolojik Yıkım ile Mücadele Haftası olarak kabul ettiklerini ifade etti.

'HAKKARİ'DEN LİCE'YE, KAZ DAĞLARINA, İKİZDERE'YE HASSASİYETİMİZ AYNI'
Son günlerde Rize'nin İkizdere ilçesinde yapılmak istenen Taş Ocağı Projesine karşı İşkencedere Vadisi halkının mücadelesine tanıklık ettiklerini aktaran Boldaş, "Yine aynı minvalde doğasını talana karşı korumak isteyen, dağını taşını seven ve sahiplenen Van'ın Gürpınar İlçesine bağlı Yurtbaşı köylülerinin üzerine merkezi düzeyde uygulanan bölgesel politikalardan alınan güç ile yağdırılan kurşunlara da tanıklık ettik. Maalesef ki her iki olay da benzer olaylar gibi sermayeyi ve sermayedarları koruyan anlayışa karşı demokratik tavrıyla doğanın talanına karşı duran onurlu halkların mağduriyetidir. Biz Çevre Mühendisleri Odası olarak Hakkari'de yanan ormana, Lice'de kesilen ağaca, Kaz Dağları ve Antalya'da kıyılan yeşilliğe, İkizdere'de ve Gürpınar'da tahrip edilmek istenen dağa taşa hassasiyetimiz aynıdır" ifadesinde bulundu.

İkizdere ve Yurtbaşı örneğinde de olduğu gibi doğanın ve emeğin düşmanı pek çok projenin hayata geçirilmesi için yazılan ÇED Raporlarının, projelerin çevresel etkilerinin boyutlarını olduğundan çok daha düşük gösterdiğini ifade eden Boldaş, söz konusu etkilere önlem olarak oldukça yetersiz taahhütler verildiğini, dolayısıyla verilen raporların bilimsel olmadığını vurguladı.

'RANT VE YIKIM PROJELERİ, SERMAYE GRUPLARINI ZENGİNLEŞTİRDİ'
Boldaş, İkizdere'den Mersin Akkuyu'ya, Hasankeyf'den, Ergene Havzasına, Hewsel'den Kanal İstanbul'a kadar ülkenin dört bir yanında "kalkınma, ekonomik büyüme, 2023 hedefleri" propagandalarıyla gerçekleştirilmeye çalışılan rant ve yıkım projelerinin, sermaye gruplarını zenginleştirdiğini, halkın geleceğini ve ekolojik yaşamın sürekliliğini ise yok ettiğini ifade etti. Boldaş, emeğin, bilimin ve doğanın yanında; tüm yıkım politikalarının ve sermayenin nemalandığı rantın tam karşısında olacaklarını sözlerine ekledi.