5 Mayıs 2024 Pazar

SYKP Eş Genel Başkanı Uğur: 8 Temmuz mitingi bir başlangıç

SYKP Eş Genel Başkanı Cavit Uğur, kapitalist sistemin devamlılığı için işçi ve emekçilerin, halkların baskı ve zulme maruz bırakıldığını, en demokratik taleplerin bile "terör" iddiasıyla kriminalize edildiğini kaydetti. Tüm baskılara karşı tek yolun birlikte mücadele olduğunu belirten Uğur, 8 Temmuz İzmir mitinginin mücadele için bir başlangıç olduğunu vurguladı.

İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, temel hak ve özgürlüklere yönelik baskılar ile Halkların Demokratik Partisi'ne (HDP) yönelik faşist saldırı ve kapatma davasına karşı tepkilerini göstermek için 8 Temmuz'da Gündoğdu Meydanı'nda miting düzenleyecek. 

Mitinge katılım çağrısı yapan partilerden SYKP Eş Genel Başkanı Cavit Uğur, 8 Temmuz mitinginde halkın iktidara gereken yanıtı vereceğinin altını çizdi. 

'HAK ARAYIŞLARI KRİMİNALİZE EDİLİYOR'
ETHA'ya konuşan Uğur, "Türkiye zor günlerden geçiyor. AKP/MHP iktidar bloku her geçen gün işçilere, emekçilere hayatı yaşanmaz kılmaya devam ediyor. Maalesef nefes alamıyoruz. İşçiler, emekçiler, öğrenciler, kadınlar hak aradıklarında 'terör' bahanesiyle bütün talepleri kriminalize edilip bastırılıyor ve gerçekten nefes alamıyoruz" dedi. 

'BU MİTİNG BİR BAŞLANGIÇ'
Türkiye'de süre giden kapitalist sistemin devamlılığı için bu baskılara maruz bırakıldıklarını kaydeden Uğur, bu nedenle Türkiye emekçilerinin, kadınlarının, gençlerinin nefes alabilmesi için 8 Temmuz mitingi düzenlediklerini belirtti. Uğur, "Daha fazla nefes alabilmek için bu miting bir başlangıç" diye vurguladı. 

Emine Erdoğan'ın yoksullukla mücadele eden halkla dalga geçen, "Porsiyonlarımızı küçültelim" açıklamasını hatırlatan Uğur, şunları söyledi: "İşçiler ve emekçilerin daha da küçültecek lokma ve porsiyonları söz konusu değil. Ortada Deniz Poyraz'ın 3-5 zeytinden ibaret lokması var, bunun daha da küçültülecek yanı yok. O açıdan Türkiye'de emekçilerin, kadınların, gençlerin kendilerini ifade edecekleri, haklarını talep edecekleri yeni bir eşiğe sıçramaktan başka çaresi yoktur. Türkiye'de tek adam rejimi lime lime dökülüyor, sadece Sedat Peker'in açıklamalarında değil. Görüyoruz her gün her yerde mafya-kontrogerilla siyasi cinayetlerin nasıl işlendiğini. Bütün bunların altında yatan Türkiye'deki demokratik muhalefetin iktidar karşısında kendisini yeterince gösterememesi. Bu nedenle 8 Temmuz İzmir mitingi oldukça önemlidir."

'BİRLEŞİK MÜCADELEDEN BAŞKA YOL YOK'
Toplumun tüm kesimlerinin kendi renkleriylekendini ifade edebileceği ve haklarını talep edebileceği mitingin bir imkan olduğunu dile getiren Uğur, "Buradan Türkiye sathına ilerleyeceğine eminiz. 6 ay geride kaldı, Boğaziçi'nde öğrenciler özerk üniversite hakları için, kayyum siyasetine karşı protestoya devam ediyor. 1 Temmuz'da bir daha gördük kadınların kimliklerine dönük bütün saldırılara karşı, devletin bütün şiddeti karşısına canhıraş nasıl direndiklerini. Bundan daha fazlası mümkün. Görünen o ki devlet bu hak taleplerinin karşısında, insan aklının alamayacağı hukuksuzlukları ve baskıyı sürdürecek. Ama bunu mücadeleyle geriletmekten başka imkan yoktur. Sayın Gergerlioğlu'nun Anayasa mahkemesi tarafından hak kaybı dolayısıyla serbest bırakılması kararı alındı, şu dakika olmuş özgürlüğü hala gasp ediliyor. Mevcut iktidar, tek adam rejimi beğenmediğimiz 12 Eylül faşist yasasını bile uygulamaktan imtina ediyor. Bütün bu hak gasplarına karşı, birleşik mücadele olmaksızın her yerde mücadele etmekten başka yolu yok" dedi. 

'GÜNDOĞDU MEYDANI'NDAN İKTİDARA GEREKEN SÖYLENECEK'
SYKP Eş Genel Başkanı Cavit Uğur, şöyle devam etti: "Cılız da olsa bir sendikal hareketimiz var. Bunu büyütmek hepimizin boynunun borcudur. Kadınların direnişini, özerk üniversite direnişini desteklemekten başka çaremiz yok. Bu nedenle 8 Temmuz mitingi önemlidir. HDP milletvekilleri, parti bilişenleri 8 Temmuz mitingi için çalışmalara başladı. KESK, DİSK, TMMOB ve demokratik kitle örgütleri eminim 8 Temmuz mitinginde Gündoğdu Meydanı'nda nefes almak için iktidara gereken sözü söyleyecektir.

'ÜÇÜNCÜ KUTBU BİRLİKTE KURALIM'
Geriye baktığımız dönemde, daha fazla muhalif güçlerin kendilerini ifade edebileceği bir zemin imkanı doğuyor. Çünkü yaşamak için, kendi yaşam tarzlarımıza sahip çıkmak için başka imkan yoktur. Korkunun ecele faydası yoktur. Bu nedenle tüm siyasi partileri, demokratik kitle örgütlerini yaşam ve ifade özgürlüğünü savunmak için bu mücadeleye güç vermeye, önümüzdeki günlerin güç dizilişi karşısında demokratik bir üçüncü kutbu kurmak için hep beraber el birliğiyle çalışmaya çağırıyorum."