24 Nisan 2024 Çarşamba

Suruç katliamı 62. ayında: Bir kişi bile kalsak da 'adalet' diyeceğiz

Suruç katliamının 62. ayında bir kez daha adalet talebini haykıran Suruç Aileleri İnisiyatifi, katliam davası ağır aksak ilerlerken Suruç yaralılarına yönelik saldırıların hız kesmeden devam ettiğini kaydetti. Yarın görülecek 10 Ekim katliamı davasına katılım çağrısı yapan Suruç Aileleri İnisiyatifi, gözaltı saldırıları ve tutuklama terörü karşısında asla yılmayacaklarını bir kişi dahi kalsalar mücadele edeceklerini vurguladı.

Suruç Aileleri İnisiyatifi, Suruç katliamında yaşamını yitiren 33 düş yolcusunu katliamın 62. ayında Halitağa Caddesi'nde oturma eylemiyle andı, adalet taleplerini haykırdı.

Suruç şehitlerinin fotoğrafları ile "Kalplerimiz adalet için atsın" yazılı pankartın açıldığı eylemin basın metnini Ümmühan Özdemir okudu. Amara Kültür Merkezi'nde yaşanan katliamın nasıl yaşandığını hatırlatan Özdemir, katliamın ardından maruz kaldıkları hukuksuzlukları dile getirdi.

'5 YILDA EPEY YOL KAT ETTİK'
Özdemir, "5 yıllık mücadelemizde bu konuda epey yol kat ettik. Dönemin emniyet müdürü Mehmet Yapalıal görevi ihmal ve kötüye kullanmaktan suçlu bulundu. Mehmet Yapalıal'a verilen ceza vicdanlarımızı rahat ettirmese de suçlu bulunması bizim için bir kazanım olduğunu değerlendiriyoruz. Yine görevi ihmal ve kötüye kullanmak şüphesi ile dönemin TEM Büro Amiri Ahmet Oğuz Davarcı ve polis memuru Ali Koçak'ın yargılandıkları dava devam ediyor. Bu katliamın sorumluluğu sadece 3 polise yıkılarak üstü kapatılmak isteniyor. İstihbarat raporları olmasına rağmen katliamın önlenmemiş olmasının sorumlusu sadece 3 polis memuru ile sınırlı değildir. Bu bağlamda soruşturmanın kapsamı genişletilerek ihmali olan herkesin yargılanması gerektiğini düşünüyoruz. Bu 2 polisin yargılandıkları davanın bir önceki celsesinde TEM Amiri Ahmet Oğuz Davarcı olay yeri görüntülerini ve telsiz konuşmalarının dosyaya konulmasını istemişti. Bahsi geçen telsiz konuşmaları bu güne kadar dosyaya konulmadı. Dosyaya konulan görüntülerde ise yaklaşık 5 saatlik eksik var. Delilerin dosyaya konulmasındaki yavaşlıktan bile yargılamaların göstermelik yapıldığının kanıtı niteliğindedir" dedi.

10 EKİM DAVASINA ÇAĞRI
103 kişinin hayatını kaybettiği 10 Ekim Ankara katliamı davasının da tıpkı Suruç gibi sonuç almaktan uzak ilerlediğini kaydeden Özdemir, "Son görülen celsede Suruç katliamının firari sanığı olan İlhami Bali'nin kaldığı kampın araştırılması için yapılan talepler mahkeme heyeti tarafından ret edilmişti. Tüm duyarlı kamuoyunu yarın Ankara Adliyesinde görülecek 10 Ekim katliamı davasına katılmaya çağırıyoruz" ifadelerini kullandı.

'ADALET MÜCADELEMİZİ ENGELLEYEMEZSİNİZ'
Suruç aileleri, yaralıları ve tanıkları olarak katliam davasının etkin, şeffaf ve tarafsız olarak sürdürülmesini ve katliamın tüm ayrıntıları ile aydınlatılmasını, sorumluları yargılanmasını istediklerini dile getiren Özdemir, katliamdan sorumlu olanlarnı ve göz yumanların yargılanmadığına dikkat çekti. Ancak, Suruç yaralıları Volkan Uyar ve İlke Başak Baydar'ın 8 Eylül'de gözaltına alınıp, tutuklandığını anımsatan Özdemir, şöyle devam etti: "Şuan hapishanelerde olan Suruç avukatımız yaralılarımız ve Suruç ailelerimiz var. Katliam dosyasını ağır aksak yürütenler söz konusu Suruç katliamı olunca avukatları, yaralıları ve aileleri tutuklamakta duraksamıyor. Daha önce söyledik şimdi de söylüyoruz. Adalet mücadelemizi tutuklamalarla yasaklamalarla engelleyemeyeceksiniz. Son bir kişi bile kalsak Suruç için adalet herkes için adalet demeye devam edeceğiz."

Açıklamanın ardından, Suruç şehitleri anısına sessiz oturma eylemi yapıldı. Suruç şehitlerinin isimlerinin tek tek sayıldığı anmada her bir düş yolcusunun adı sonrası "Yaşıyor" denildi. 

Eylem, "Suruç için adalet herkes için adalet", "Suruç şehitleri ölümsüzdür", "Amed, Suruç, Ankara hesap sormaya" sloganları atılmasıyla sona erdi.