27 Kasım 2025 Perşembe

Suruç davası mayıs ayına ertelendi

Firari sanıklar yönünden 9. duruşması görülen Suruç katliamı davası mayıs ayına ertelendi. Duruşmada konuşan Suruç gazisi Çatalbaş, katliamda devlet ve MİT'in ortaklığına işaret etti, tüm sorumlular yargılanana dek mücadele edeceklerini söyledi. 

Suruç Katliamının firari sanıklar yönünden devam eden davasının 9. duruşması, Urfa 5. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. 

Duruşmayı Suruç Aileleri İnisiyatifi ve Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) izledi. Söz alan Suruç yaralısı Efe Çatalbaş, "10 yıl önce barış için burdaydım. Katil DAİŞ çeteleri 33 sosyalist gençi katletti. Ben de Suruç yaralısı olarak konuşuyorum burada. Barış atmosferi içerisindeyiz, bu atmosferde bu barbar katliamı yapan kişilerin tutuklanmasını istiyorum. 33 insanın bedenini paramparça eden insanlar tutuklanmıyor, katile katil dediği için ailelerimiz yargılanıyor" dedi. 

Devlet ve MİT'in katliamdaki ortaklığına dikkat çeken Çatalbaş, "Katliamdan sonra ambulansları engelleyen polislerin burada sanık sıfatıyla yargılanmasını istiyorum" ifadelerini kullandı. 

Davada, tutuklu sanıklarından DAİŞ üyesi Şükrü Yoldaş'ın ağabeyi Halil İbrahim Yoldaş dinlendi. Yoldaş, Antep'den SEGBİS aracılığıyla mahkemeye bağlandı. Yoldaş, avukatlardan Erkan Ünver'in "Abdurrahman Karagöz'ü tanıyor musunuz" sorusuna şu yanıtı verdi: "Ben Adıyamanlıyım. Adıyaman küçük bir yer, babamların oturduğu mahallede oturuyordu. Oradan biliyorum. Mehmet Şükrü Yoldaş kardeşimdir. Abdurrahman Alagöz yanıma gelmedi, hatırlamıyorum; ama kardeşimin yanında gördüğüm olmuştur. Gaziantep'te gördüm, tarihini hatırlamıyorum. Zaman zaman gelip gidiyorlardı, ancak benim evimde kalmadılar. Şükrü Yoldaş'ın hala gelip gittiği oluyordu. Kardeşimin Suriye'ye gittiğini bilmiyordum; cezaevine girdikten sonra öğrendim. Birkaç derneğe gittim; Furkan Vakfı, Şahitler ve başka gençlerin toplandığı yerler. Oralara gidiyordum. Abdurrahman Alagöz'le hiç telefonla konuşmadım. Emniyetin kayıtlarında Şükrü Yoldaş'ın benim telefonumla konuşmuş olması mümkündür. Dediğim gibi, evime geldiği olmuştur."

Mahkeme, avukatlardan Sevda Çelik Özbingöl ve Erkan Ünüvar'ın dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu'nun dinlenmesi talebini reddetti. Avukatların kayıp görüntü iddiası konusunda mahkeme, dosyada kayıp görüntülerin bulunup bulunmadığı yönünde bilirkişi raporuna ek rapor hazırlanmasına karar vererek, duruşmayı 8 Mayıs 2026'e erteledi.

Duruşmanın ardından SGDF adına Muhammed Altınkaya ve Suruç gazisi Efe Çatalbaş mahkemeyi ETHA'ya değerlendirdi. Altınkaya, "On  yıldır adalet mücadelesi yürütüyoruz sokak sokak. Yürütmeye devam ediyoruz; bu süreçte gözaltına alındık, arkadaşlarımız tutuklandı. Yoldaşlarımız işkence gördü, anmalarımız engellendi. Anmalarımız suç sayıldı" dedi. 

MİT alıp Türkiye'ye getirebilecekken firari sanıklar İlhami Bali ve Deniz Büyükçelebi'nin hala Suriye'de olduğuna dikkat çeken Altınkaya, "Ali Yerlikaya çete liderlerinin Türkiye'ye nasıl getirildiğini tek tek yazarken, on yıldır adalet mücadelesi yürütüyoruz. Sanıklar sanık kürsüsüne oturmuyor. Adalet mücadelesinin 10. yılında suruç için adalet demekten vazgemeyeceğiz. Tutuklansak da Suruç'un hesabını soracağız" diye vurguladı. 

Suruç gazisi Çatalbaş da "Şunu biliyoruz, katliamın failleri, sorumluları kesinlikle iddiadameden ibaret değil. İddianamede adı geçen firari sanıklara da zaten ulaşamıyoruz. Daha evvel çeşitli bahanelerle Suriye'deki boşluk bahane edilerek firari sanıklar hakkında bir işlem, onları mahkeme önüne getirme yönünde bir işlem yapılamıyordu. Bugün Suriye Geçici Hükümet başkanı burada ağırlanıyorken, firari sanıklar yönünden bir adım atılmasını yine tekrarladık" dedi. 

Katliamın siyasi sorumlularına işaret eden Çatalbaş, dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu, dönemin MİT başkanı Hakan Fidan, "Kobanê düştü düşecek" diyen dönemin cumhurbaşkanı Tayip Erdoğan'ın isimlerini saydı. Çatalbaş, şöyle devam etti: "Bu on senede bu yola ne için çıktıysak, yine amaçlarla buradayız. Bu katliamın bütün sorumluları, failleri yargılanan kadar mücadelemiiz sürdüreceğiz. Bedeli ne olursa olsun. Bütün boyutlarıyla tüm sorumlular hesep verince, adalet sağlanabilir. Barış umutlarından bahsediyorsak, bu davadan geçtiğini söyledik. Mücdaelemiz devam edecek.