19 Nisan 2024 Cuma

Suruç davası 5 Aralık'ta görülecek

Suruç katliamı firari sanıklar Deniz Büyükçelebi ve İlhami Bali yönünden sürüyor. Davanın 24. duruşması 5 Aralık'ta yine gözlerden uzak Hilvan'daki hapishane kampüsünde görülecek. Katliamı aydınlatmakla ilgilenmeyen mahkeme heyetinin derdi devletin sorumluluğunu gizlemek için hızla davayı kapatmak. Ancak bugüne kadar değişen her heyet oluşan kamuoyu ve direnç karşısında geri adım atmak zorunda kaldı. Bu nedenle Suruç Aileleri İnisiyatifi, IŞİD-MİT kirli işbirliğini gözler önüne seren bu katliam davasını sahiplenme, dayanışma ve birlikte mücadele çağrısı yaptı.

Suruç katliamı davasının 24. duruşması 5 Aralık 2022 tarihinde Urfa'nın Hilvan ilçesinde bulunan hapishane kampüsünde görülecek. Suruç Aileleri İnisiyatifi, "Suruç için adalet herkes için adalet" şiarıyla duruşmaya katılım ve adalet mücadelesinde dayanışma çağrısı yaptı.

Suruç katliamı davasında, katliamın tüm sorumluluğu AKP'nin, devletin, MİT'in üzerinden almak için Ankara katliamından tutuklu olan tek sanık Yakup Şahin'in üzerine yığıldı. Görevini yapmadıkları için yargılanan polislere göstermelik ceza verildi; Suruç İlçe Emniyet Müdürü Mehmet Yapalıal'a ise 33 düş yolcusunun hayatının bedeli olarak 2 bin 700 lira para cezası verildi o da 12 ay takside bölündü.

Suruç davasında karar duruşması 22 Ekim'de görüldü. Kapalı kapılar arkasında kendisiyle görüşülen ve "kurtarılacağının" sözü verilen Yakup Şahin, tüm sorumluluk üzerine yıkılarak ceza almasına "Bana geldiler, işbirliği teklif ettiler sonra da unuttular" sözleriyle tepki göstermiş ve kirli pazarlığı itiraf etmişti. Tıpkı yıllar önce yargılanan polislerden Ahmet Oğuz Davarcı'nın, "Bize gelene kadar Adıyaman, Gaziantep, Urfa istihbaratları var. MiT'ten bahsetmiyorum bile. Söylediğimde sana ne MİT'ten diyorlar" sözleriyle açıkladığı IŞİD-MİT ortaklığını desteklemişti.

Elbette Suruç için adalet mücadelesi yürüten aileler, yaralılar, tanıklar ve avukatlar mahkeme salonundan adalet çıkmayacağını, devleti aklamak için her türlü kirli oyunun sergileneceğini biliyor ancak bu davanın IŞİD-MİT işbirliğini gözler önüne sermesi bakımından çok önemli bir yeri var. Bu nedenle ısrarla adalet mücadelesi sürüyor.

Katliamın ardından evli olduğu kadının öldürüldüğünü iddia ettiği Deniz Büyükçelebi'nin Suriye rejim güçlerinin elinde olduğu, İlhami Bali'nin ise kırmızı bültenle arandığı dönemde devlet hastanesinde tedavi gördüğü daha sonra ise İdlib'e geçtiği dava avukatları tarafından ortaya çıkarılmıştı. 22 Ekim'de Suruç katliamı ana davası sanıklardan Yakup Şahin bakımından kapatıldı.

Tefrik edilmesiyle birlikte firari sanıklar Deniz Büyükçelebi ve İlhami Bali bakımından devam ediyor. Mahkeme heyetinin niyeti katliamı aydınlatmak değil gerçek sorumluları korumak için hızla davayı sonlandırmak. Ancak oluşan baskı ve direnç sonucu her duruşma geri adım atmak zorunda kalıyor. Bu nedenle Suruç Aileleri İnisiyatifi davaya katılım ve dayanışma çağrısı yapıyor.