19 Mayıs 2024 Pazar

Suruç Aileleri: Suruç halkının iradesi Hatice Çevik'in arkasındayız

Suruç Aileleri İnisiyatifi, katliamın 52. ayında bir kez daha adalet talebini yükseltti, 33 düş yolcusunu andı. Aileler, Suruç Belediye Eşbaşkanı Hatice Çevik'in tutuklanmasını kınadı, derhal serbest bırakılmasını istedi.

Suruç Aileleri İnisiyatif, Suruç katliamında yaşamını yitirenleri 52. ayında Kadıköy Halitağa Caddesi'nde düzenlediği basın açıklamasıyla andı.

Açıklamaya Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Merkezi Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Hüseyin İldan ve Cumartesi Annelerinden Hanife Yıldız katıldı.

Açıklamayı okuyan Suruç şehidi Vatan Budak'ın babası Murat Budak, katliamın üzerinden 52 ay geçtiğini hatırlatarak, "Sosyalist Gençlik Dernekleri'nin çağrısıyla yola çıkan çoğu üniversite öğrencisi onlarca kişi mola verdikleri Urfa'nın Suruç ilçesinde bulunan Amara Kültür Merkezi'nde canlı bombalı saldırıya uğradı. Yapılan bu saldırı sonucu 33 düş yolcumuz ölümsüzleşerek aramızdan ayrıldı" diye konuştu.

'DOSYAYA GİREN GÖRÜNTÜLERDE 5 SAATLİK KAYIP VAR'
Katliamın üzerinden geçen bunca zamanda gerçeklerin gün yüzüne çıkarılmadığına işaret eden Budak, "Göstermelik açılan davada ailelerimizin ve avukatlarımızın ısrarlı talepleri karşısında bazı somut adımlar atılmış olsa da atılan bu adımlar gerçekleri aydınlatmanın çok uzağında" dedi. Budak, şunları söyledi: "Patlamanın hemen ardından toplanıp dosyaya konulması gereken kamera kayıtları, katliamdan 4 yıl sonra dosyaya girdi. Dosyaya giren görüntülerde ise 5 saatlik kayıp var. Faillerin saldırıyı yapacakları yere nasıl geldiği onlara kimlerin yardım ettiği dosyadaki mevcut görüntülerden anlaşılmaz. Tüm bunların açığa çıkarılması için katliamdan en az birkaç gün öncesine ait görüntülerinde dosyaya konulması gerekmektedir"

'ARSLAN, KATLİAMI GERÇEKLEŞTİREN ALAGÖZ'E YARDIM ETTİ Mİ?'
"Katliam günü patlamanın yaşandığı yerde fotoğraf çekerken orada bulunan halk tarafından yakalanıp polise teslim edilen Abdullah Ömer Arslan isimli şahıs orada tesadüfen mi geçiyordu, yoksa katliamı gerçekleştiren Abdurrahman Alagöz'e yardım etti mi?" diye soran Budak, "Bu soruların cevabını ancak istediğimiz görüntülerin dosyaya girmesinden sonra öğrenebiliriz" dedi.

'DAVUTOĞLU BİRİNCİ DERECEDEN MUHATAPTIR'
Davayla ilgili bir diğer taleplerinin dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu'nun mahkemede tanık olarak dinlenmesi olduğunu belirten Budak konuşmasını şöyle sürdürdü: "Katliamdan önce ve sonra neler yaşandı. Bu katliamın yaşanmasında kimin ya da kimlerin ihmali vardı. O gün canlı bombalı saldırı yapılacağı istihbaratı olmasına rağmen neden yeterli önlemler alınmadı. Ahmet Davutoğlu o dönemin başbakanı olarak sorularımızın birinci dereceden muhatabıdır. Suruç Katliamının planlayıcısı olan İlhami Bali hakkında kırmızı bültenle arama kararının olduğu halde Ankara'da bir otelde rahatça kalabilirken Suruç gazilerimiz ve Suruç ailelerimiz birer birer tutuklanıyor."

'DOĞUKAN ÜNLÜ SERBEST BIRAKILSIN'
Suruç'ta ölümsüzleşen Polen Ünlü'nün ağabeyi, stajyer avukat Doğukan Ünlü'nün düzmece iddialarla tutuklandığını da hatırlatan Budak, Ünlü'nün serbest bırakılmasını istedi.

'SURUÇ HALKININ İRADESİNİN ARKASINDAYIZ'
Budak, adalet mücadelesinde her daim yanlarında olan ve 10 Ekim Ankara Gar Katliamında kızını kaybettiği gibi tanık da olan Suruç Belediye Eşbaşkanı Hatice Çevik'in tutuklanmasına tepki gösterdi, "Hatice Çevik 15 Kasım'da gözaltına alınmış yerine kayyum atanmıştı ve bugün tutuklandı. Bizler de Suruç aileleri olarak, Suruç halkının iradesinin arkasındayız ve bu iradenin herkes tarafından tanınmasını istiyoruz. Hatice Çevik derhal serbest bırakılmalıdır" diye konuştu.

'ÇOCUKLARIN YAŞAM HAKKINI TEHDİT EDEN DEVLETLERE YÜKÜMLÜLÜKLERİNİ HATIRLATIYORUZ'
33 düş yolcusunun savaş ortasındaki Kobane'ye çocuklarla dayanışma amacıyla gittiğini dile getiren Budak, Çocuk Hakları Sözleşmesinin 30. yılı vesilesiyle katliamda hayatını kaybedenleri bir kez daha andı ve "Çocukların yaşam hakkını tehdit eden her türlü riske karşı taraf devletlere yükümlülüklerini hatırlatıyoruz" diye kaydetti.

Budak son olarak, 52 aydır katliamın aydınlatılması için adalet mücadelesi yürüttüklerinin altını çizerek, "Bu katliam aydınlatılana kadar adalet mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Hiçbir düş yarım kalmayacak" dedi.

"Suruç'un hesabı sorulacak" sloganının ardından, bir süre oturma eylemi yapıldı.