30 Haziran 2024 Pazar

SKM'den kadın cinayetlerine karşı eylem: İsyanı yükseltiyoruz

"Kadın cinayetlerine karşı isyanı yükseltiyoruz" şiarıyla Kadıköy'de eylem yapan SKM üyeleri, "Erkek şiddetiyle, yoksullukla dolu ailelere hapsedilmeye çalışıyoruz. Biz tek tek kadınlarız, sadece aile içerisinde tanımlanmak isteyen kadınlar değiliz. Bizi kimliksizleştirmeye çalışan erkek-devlete karşı Vardık, varız, var olacağız sloganını yükseltmekten asla vazgeçmeyeceğiz. Şef tipi aileye karşı eşit ve özgür yaşam mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz." denildi.

Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM), "Kadın cinayetlerine karşı isyanı yükseltiyoruz" şiarıyla Kadıköy Süreyya Operası önünde eylem yaptı.

"Haziran'da 32 kadın katledildi! Erkek vuruyor, devlet koruyor" pankartı açan sosyalist kadınlar, eylemde "Kadın cinayetleri politiktir", "Erkek vuruyor, devlet koruyor", "Aile değil kadınız, kadınlar isyandayız" sloganları attı.

FAİLLERİ TANIYORUZ
Eylemde konuşan SKM İstanbul Temsilcisi Leyla Can, "Sosyalist Kadın Meclisleri olarak 'Kadın cinayetlerine karşı isyanı yükseltiyoruz!' diyerek burada buluştuk. Kadın cinayetlerine karşı kadınlar olarak sokaklardan isyanımızı yükseltiyoruz. Kadınlar her gün evinde, işyerinde, sokalarda vahşice katlediliyor. Kadın cinayetlerinin verileri her geçen gün artıyor. Günde 8 kadın katledilirken iktidar ve yargı eliyle uygulanan cezasızlık politikalarıyla failler aklanıyor. Kadına yönelik şiddet görmezden geliniyor. Ama biz kadınlar 'failleri tanıyoruz, susmuyoruz' demek için buradayız. Failleri tanıyoruz. Failler kadınlar katledilirken görmeyip masa başında 6284 kaldırmaya çalışan, aileyi güçlendirme adı altında kadınların yaşamlarına saldıranlardır. Failler kadınlar ölürken ortada olmayan bugün buraya kadınların karşısına dikilenlerdir. Kadınların göz göre katledilmesine, faillerin aklamasına izin vermeyeceğiz! Kızıl sopalarımızla, örgütlü gücümüzle buradayız!" dedi.

Ardından basın metnini Fatma Gülseren okudu. Kadın cinayetlerinin her gün, her ay, her yıl katlanarak artmaya devam ettiğine dikkat çeken Gülseren "Geçtiğimiz yıl 315 kadın erkekler tarafından katledildi, 248 kadının ölümü de şüpheli kadın ölümü olarak kayıtlara geçti. 2024 yılında kadın cinayetlerinin verilerine baktığımızda ise 6 ay içerisinde 207 kadının erkekler tarafından katledildiği, 79 kadının ölümünün de şüpheli kadın ölümü olarak kayıtlara geçtiğini görüyoruz" dedi.

ERKEK YARGI FAİLLERİ ÖDÜLLENDİRİYOR
Katledilen her kadının farklı bir hayat hikayesinin olduğunu söyleyen Gülseren, "Kimisi evde eşi tarafından, kimisi boşanmak istediği erkek tarafından, kimisi sokakta hiç tanımadığı bir erkek tarafından, kimisi ise sevgilisi tarafından katledildi. Erkek yargı ise kadınlar katledilirken cezasızlık politikaları ile fail erkekleri ödüllendirdi, kadın cinayetlerini meşrulaştırdı. Ama orada o saatte ne işi varmış, ama mini etek giymiş diyerek biz kadınları amaları ile mahkeme salonlarında yargıladı, yargılamaya da devam ediyorlar" diye konuştu.

Katledilen kadınların ardından fail erkekler değil kadınlar mahkeme salonlarında yargılandığını vurgulayan gülseren, "Kadın cinayetlerine karşı yürütülmeyen etkin soruşturmalar, 'pişmanmış' diyerek verilen iyi hal indirimleri; kadına yönelik her türlü suçun işlenebilir denmesinin açık ilanıdır" diye belirtti.

Gülseren konuşmasını şöyle sürdürdü:
"İstanbul Sözleşmesi'nden tek gecede çıkanlar, 6284 sayılı kanunu uygulamak yerine nefret politikaları ile saldıranlar kadına yönelik işlenmiş her suçun failidir. Fail erkek yargıdır, devlettir.

'MAKBUL KADIN OLMAYACAĞIZ'
"Katledilen kadınların çok önemli bir kısmı hane içerisinde katlediliyor. Hane içerisinde erkek şiddeti artıyor. Biz kadınlara 'makbul kadınlar olun, aileden kutsal başka bir şey yoktur' diye öğütler verenler; evlerde katledilen yüzlerce kadını görmezden geliyor. Çünkü AKP-MHP iktidarı için kadın evde erkeği bekleyen, çocukların bakımıyla ilgilenen, hasta ve yaşlı bakımından sorumlu olan bir ev kölesidir.

"Biz kadınlar ücretsiz ve güvencesiz olarak evlerde işçi olarak çalışıyoruz. Ev içerisinde emeğimizin bedenimizin sömürülmesine, yaşamlarımıza, hayatlarımıza saldırılmasına müsaade etmeyeceğiz.

"'Ailenin korunması ve güçlendirilmesi vizyon belgesi eylem planı' ile biz kadınların yaşam tarzına doğrudan saldırılar örgütlenmek istenmektedir. Kaç çocuk doğuracağımızdan, kaç yıl okuyacağımıza, soyadımıza kadar her şey erkek- devlet merkezli planlanmıştır.

ŞEF TİPİ AİLEYE KARŞI EŞİT VE ÖZGÜR YAŞAMI KURACAĞIZ
"Biz kadınlara hayatlarımıza dair tek bir söz hakkı bile tanınmamıştır. Erkek şiddetiyle, yoksullukla dolu ailelere hapsedilmeye çalışıyoruz. Biz tek tek kadınlarız, sadece aile içerisinde tanımlanmak isteyen kadınlar değiliz. Bizi kimliksizleştirmeye çalışan erkek-devlete karşı Vardık, varız, var olacağız sloganını yükseltmekten asla vazgeçmeyeceğiz. Şef tipi aileye karşı eşit ve özgür yaşam mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz.

"Erkek-devlet, şiddet faili erkekleri korumak için yargısıyla, medyasıyla, kolluk güçleriyle var gücüyle yaşamlarımıza saldırırken bizlerde yaşam hakkımızı savunmaktan asla geri durmayacağız. Kadın cinayetlerini engellemek istemeyenlere söylüyoruz; Öz savunma hakkımızı kullanarak yaşayacağız, yaşatacağız. Fail erkekler cezasızlık politikaları ile ödülendirilirken yaşam hakkını savunan, öz savunmasını gerçekleştiren kadınlara on yıllarca hapis cezası veriyorlar. İstanbul Sözleşmesi'nden çekilen, 6284 sayılı kanunu uygulamayan, cezasızlık politikaları ile fail erkekleri ödüllendirenlere karşı susup oturmayacağız. Bugün burada kızıl sopalarımızla birlikte eylemdeyiz.

"Yaşamak istiyoruz, şiddet faili erkeklere karşı öz savunma hakkımızı kullanarak yaşayacağız."