7 Mayıs 2024 Salı

Sinbo'da 15-16 Haziran işçi forumu düzenlendi

TOMİS, 15-16 Haziran işçi direnişine ilişkin Sinbo direniş çadırında forum düzenledi.

SML Etiket'te sendikasızlaştırmaya, taşeron çalışmaya ve keyfi işten atmalara karşı direnen DEV TEKSTİL üyesi işçilerle Sinbo'da Kod-29'un kaldırılması talebiyle direnen TOMİS üyesi Dilbent Türker işçi forumu gerçekleştirdi.

DEV TEKSTİL ve TOMİS'in çağrısı ile yapılan 15-16 Haziran İşçi Forumu'na pek çok sendika temsilcisi, işçi ve emekçi katıldı.

İlk sözü 139 gündür direnen Dilbent Türker alarak Sinbo'da yaşanan hukuksuzluklara ve direnişe başlama sürecini, direniş süreci boyunca Sinbo yönetimi tarafından yapılan saldırılara değindi. Dün yaşadığı fiziki saldırıyı da anlatan Türker, "Bu gücü patrondan ve iktidarın İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesinden alıyorlar. Biz asla boyun eğmeyeceğiz" dedi.

Ardından söz alan TOMİS temsilcisi ise "Geçtiğimiz pandemi döneminde burjuvazi karını katladı, tüm faturayı da işçi ve emekçilere kesmiş oldu. Bu bize işçi sınıfının örgütsüzlüğünü göstermiş oldu. Faturayı ödememek için direnenler de var elbette. Ücretsiz izin saldırısına karşı fiili meşru dişe diş bir mücadeleyle biz bu saldırıyı püskürtmüştük. 15-16 Haziran sürecini bugün hayata geçirebiliriz" diye konuştu.

130 gündür direnen DEV TEKSTİL üyesi Derya Sırbudak da SML Etiket'te örgütlenme sürecini, direnişi anlattı. Sırbudak, "Aynı fabrikada çalışırken mobinge maruz kaldığımız gibi direnişteyken de mobbinge maruz kaldık. Bize 'terörist' diyorlar. Asıl terörist işçiyi sömürenlerdir" diye kaydetti.

Ardından söz alan DEV TEKSTİL üyesi Seçil Arı ise "Dilbent arkadaşımıza dün yapılan saldırıyı kınıyoruz. Dilbent yalnız değildir. İktidar, yeni çıkardığı yasalarla işçi sınıfına dönük saldırılarına devam ediyor" dedi. Konuşmasının devamında iktidarın doğaya, kadınlara, işçilere dönük saldırılarına değinen Arı "direnişleri birleştirerek büyütürsek saldırıları püskürtebiliriz" diye konuştu.

DİSK'e bağlı Dev Turizm-İş Sendikası adına konuşan Turgay Özdemir, sermayenin işçi sınıfının sırtındaki yükü her geçen gün artırdığına değindi. Özdemir, "15-16 Haziran direnişini anarken, o direnişe giden sürece bakmak gerekir. Bugünden bir farkı yok. İşçi sınıfının sırtındaki yük ağırlaştırılmıştı. Biz birbirimizden aldığımız güçle direnişleri büyüteceğiz. Yeni 15-16 Haziran'lar mutlaka örgütlenecek" dedi.

Devrimci Gençlik Birliği temsilcisi söz alarak dün Sinbo önünde yaşanan saldırıya değinerek şunları belirtti: "Biz direnişler başladığından beri işçi sınıfının yanında olduk. Saldıranlar bilsin ki yorulmadan, dinmeden bu kararlı mücadelenin yanında, işçi sınıfının yanında olacağız. Aynı 15-16 Haziran'da olduğu gibi. 15-16 Haziran'ın gösterdiği yoldan yürümeye devam edeceğiz."

İstanbul KHK Platformu adına yapılan konuşmada ise 5 yıl önce kamu emekçilerine dönük saldırılara değinildi ve şunlar ifade edildi: "Saldırılar sermayenin ihtiyacı doğrultusunda tek elden yapılıyor. Biz topyekûn saldırılara karşı neden birlikte mücadele etmiyoruz, bunu sorgulamalıyız. KHK işçileri Haziran direnişinin ruhuna sahip çıkmadığı için şu an işsiz. Onlar fiili meşru direniş çizgisini yaratarak sermayeye ve devlete geri adım attırdı ancak biz bunu yapamadığımız için 5 yıl geçmesine rağmen hala işsiziz. Buradan saldırılara uğrayan işçi ve emekçilere sesleniyorum. KHK'lılar gibi yapmayın. Taleplerinize sahip çıkın ve fiili meşru mücadele yolunu seçin."

Başka bir KHK'lı söz alarak işçilerin mücadelesini ve direnişini selamladı, moral bulduğunu belirtti.

Ardından Proleter Devrimci Duruş (PDD) temsilcisi söz alarak direnişçileri selamladı ve örgütlü mücadelenin önemine vurgu yaptı. Konuşmasında "15-16 Haziran döneminde de sermaye azgınca saldırıyordu. Bugün de. Ancak tek farkla, o gün işçiler örgütlüydü hem dünyada hem Türkiye'de işçiler militan bir mücadele veriyordu. İşçiler gücünü taban örgütlülüğünden alıyordu. Haziran direnişi aynı zamanda ekonomik ve siyasal mücadeleyi birleştirmişti ve güç olduğunu ortaya koymuştu" ifadelerini kullandı.

Kod-29'la işten çıkarılan ve mücadelesini yürüten Bayrampaşa Belediyesi direnişçisi İzzet Akkan ise direnişçileri selamlayarak kendi işten atılma sürecini anlattı. Patronun saldırılarına karşı işçilerin birliğinin önemine vurgu yapan Akkan "işçiler bir olmalı" dedi. 93 gündür her Çarşamba 15.00'te Bayrampaşa Belediyesi önünde eylemlerini sürdürdüğünü hatırlatan Akkan "Sinbo ve SML işçileri ile dayanışma içerisinde olduğumuz için eylemlerimiz duyuluyor" diye konuştu.

İşçi Emekçi Kadın Komisyonları (İEKK) adına yapılan konuşmada dün yaşanan saldırıyı değinildi ve şunlar söylendi: "Nasıl ki direnişin en başından beri SML ve Sinbo işçilerinin yanında olduysak bundan sonra da olacağız. Bu saldırılar bizi yıldıramaz ancak öfkemizi biler. Biz bu çürümüş düzende açlığa yoksulluğa mahkûm ediliyoruz. İşçi emekçi kadınlar olarak da sömürünün katmerlisini yaşıyoruz."

Tek adam rejiminin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararına değinen İEKK temsilcisi "Uygulanmayan bir yasadan dahi iktidar korkuyor. Korkmakta haklı bizim öfkemiz çok büyük. Tıpkı SML ve Sinbo direnişçileri gibi sokaklardayız. İktidarın gerici politikalarını boyun eğmiyoruz. Korkularını büyütmeye devam edeceğiz.  Bu kararı ancak sokakta parçalayabiliriz" denildi.

İşçi Hareketi Koordinasyonu adına yapılan konuşmada Dilbent Türker'e yapılan saldırıyı kınanarak "15-16 Haziran'ın bize kazandırdıkları ile direniş alanındayız. Burada olmaktan mutluyuz. Ücretsiz izne, Kod-29, işten atmalara karşı direnmeye devam edeceğiz. Bu sistemi çökertip mutlaka kazanacağız. Birliklerimizi kurduğumuz sürece kazanan biz olacağız, işçi sınıfı kazanacak" diye belirtildi.

Forumun çağrı bildirisini dağıtırken gözaltına alınan BDSP'li söz alarak bildiri dağıtımı sırasında 4 akrebin saldırısına uğradıklarını anlattı. Boğazına diziyle bastırıldığını, işkenceyi kayda alan çevredekilere tehditlerle kaydın polislerce sildirildiğini ve mahkemede tutuklamaya sevk edildiklerini belirtti. Baskıların ve tehdidin işe yaramayacağını ifade eden BDSP'li "15-16 Haziran'ın çağrısı budur, direnmek" dedi.

Bir kadın işçi söz alarak kadınların iş görüşmesinde yaşadığı mobingleri anlattı ve kendi iş görüşmeleri deneyimlerini paylaştı. Daha işe başlamadan kadınların ne zaman çocuk doğuracağı, çocuğuna kimin bakacağı gibi sorular yöneltildiğini ifade ederek "Direnen, dövüşen herkesi selamlıyorum. Biz evde umutsuzluğa düşmekteyken burada direnerek bize umut veren arkadaşlarımın önünde saygıyla eğiliyorum" diye kaydetti.

BDSP temsilcisi söz alarak 15-16 Haziran'ın 51. yılında güncel olduğunu vurgulayarak "Direniş alanında 15-16 Haziran'ın yıl dönümünde olmak bizim için önemli. 15-16 Haziran direnişi örgütlü işçi sınıfının gücünü gösterdi. Örgütlü olduğunda mecliste geçen yasaları sokakta parçalayabildiğini gösterdi. Örgütlü olursak yeni haklar kazanacağız. Yeni haklar için meclis koridorlarında dolaşmaya gerek yok. Haklar her zaman sokakta kazanıldı. İşçi sınıfı o dönem burjuvaziye, devlete, egemenlere 'ben her şeyin yaratıcısıyım' dedi. Ekim Devrimi ile işçi sınıfı iktidarı alarak bunu gösterdi. Şanlı direnişlere ve onların bugün bıraktıkları miraslara sahip Ekim Devrimini aştığı zaman başka bir şey konuşacağız. 15-16 Haziran'ı Türkiye işçi sınıf aştığında başka şey konuşacağız. Bizim önümüzde duran da 15-16 Haziran'ı fabrikalarda havzalarda sokaklarda aşacak iradeyi ortaya koymalıyız. Bu irade işçi sınıfına inançla, kararlılıkla gitmek ve örgütlemek ile mümkün olacaktır. Bugünün koşullarında devrimci, ilerici işçilere düşen görev de bu karanlığı parçalamaktır. Karanlığı yaratanların karşısında örgütlü bir sınıf olarak işçi sınıfının çıkmasını sağlamalıyız. Çürümüş devlete karşı işçi sınıfına gitmek önemli bir yerde duruyor. 15-16 Haziran ruhu ile sermayeye, düzenine, iktidarına, çürümüş düzene karşı işçi sınıfını örgütleme, sınıfı devrimcileştirerek iktidara taşımak için mücadeleyi büyütme çağrısı yapıyoruz. 15- 16 Haziran'ın çağrısı budur ve 15-16 Haziran'ı aşmak ile de bu şekilde olur" ifadeleri kullanıldı.

DEV TEKSTİL temsilcisi de "15-16 Haziran'da işçi ve emekçiler sendikal mücadeleye ve sendikasızlaştırmaya karşı mücadele ettiler, direndiler. Bugünde sendikal bürokrasiye karşı mücadele ediyoruz" dedi. DEV TEKSTİL konuşmasının devamında 1 Mayıs açıklamasında işçiler saldırıya uğrarken DİSK, KESK, TMMOB ve TTB'nin yaptığı açıklamayı hatırlatarak şunları söyledi: "Ne AKP-MHP iktidarına ne onun kolluk güçlerine ne de sendikal bürokrasiye boyun eğmeyeceğiz. Taban örgütlülüğü ile devrimci sınıf sendikacılığını büyüteceğiz." 

MİB temsilcisi söz ise "15-16 Haziran iki günden ibaret değildir. Ön süreci vardır. Kavellerle, Saraçhane mitingi, Sungurlarla ve birçok direniş ile 15-16 Haziran yaratılmıştır. İşçi sınıfı haklarını, geleceğini ilmek ilmek örerek kazanmıştır. 15 16 Haziran da işçi sınıfı sermayeye büyük bir korku yaşatmıştır. Korkuları o gün gerçek olmuştur. 15- 16 Haziran direnişi aşılamamıştır, bizlere yol göstermektedir. Bizlere düşen görev 15-16 Haziranları aşacak bir sınıf mücadelesi yaratmaktır" diye konuştu.

Konuşmaların ardından direnişi büyütme çağrısı yapıldı ve halaylar çekilerek forum sonlandırıldı.