7 Temmuz 2024 Pazar

Sinan Ateş davası: Bahçeli'den habersiz çay bile içilmez

Sinan Ateş'in öldürülmesine ilişkin duruşmanın 4. gününde söz alan Ayşe Ateş, Sinan Ateş'in ölmeden önce kendisine "Ben genel merkezin talimatını yerine getiriyorum. Getirmezsem benim de cezamı keserler" dediğini aktardı. Anne Saniye Ateş ise MHP'de Bahçeli'den habersiz çay içilmeyeceğini söyledi. 

Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Sinan Ateş'in Ankara'da öldürülmesine ilişkin süren davanın ilk duruşması 4. gününde Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesinde görülüyor. "Azmettiricilik" suçuyla yargılanan ülkücü faşist çeteci Doğukan Çep, 3 Temmuz'daki duruşmada salondan çıkarılırken müştekilerin bulunduğu tarafta oturan izleyicileri başıyla sallayarak tehdit ettiğini hatırlattı ve Çep'i uyardı.

Mahkeme Başkanı, sanıklar ve avukatlarının beyanlarının tamamlandığını söyleyerek, müşteki tarafının dinleneceğini bildirdi. Sinan Ateş'in annesi Saniye Ateş, Sinan Ateş'in "Anne kalemimi kırmışlar, bana suikast düzenleyecekler" dediğini aktardı. Oğlunun "kimseye zararı olmadığını" öne süren anne Ateş, faşist MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'den habersiz çay dahi içilmediğini söyledi. "Devletin üstünde devlet mi var" diyen Ateş, "Ben ülkücüyüm; ama bunların inandığı ülkücülükten değilim. Bunlar maşa, benim oğlumu öldürenler ortaya çıkacak" dedi.

'SİNAN'IN KATİLİ ERAY ÖZYAĞCI VE DOĞUKAN ÇEP'TİR'
Aranın ardından Ayşe Ateş'e söz verildi. Ayşe Ateş, "Bugüne kadar anlattığınız senaryoyu dinledik. 3 gündür karşınızda türlü türlü yalanlarla bilirkişi raporunu yer yer işlerine geldiği gibi kabul ederek, o kadar ileri gittiler ki ‘Sinan'ı, Selman vurdu' dediler. Sinan'ı kimin vurduğunu da kimin talimatı verdiğini de biliyoruz. Kamera kaydını şimdi bu akıl yoksunu kişiler için anlatmak istiyorum. Kiralık katil Özyağcı, silahı Sinan'ın üst kısmına doğru tutup ateş ediyor. Sinan bilinçsiz bir şekilde yere düşüyor, hareket etmiyor. Eray Özyağcı, Sinan'ı vuruyor ve kaçıyor. Anlattıklarınızla kendinize kahramanlık yazıyorsunuz. Selman katil değildir, Sinan'ın katilleri bellidir, Eray Özyağcı ve Doğukan Çep'tir. Eşimin ölmeden önce bana söyledikleri ‘Ayşe, Olcay Kılavuz ve Ahmet Yiğit Yıldırım kapı kapı gezip kiralık katil arıyormuş, beni öldürtmek istiyorlarmış' dedi. Ahmet Yiğit Yıldırım, eşim hakkında karalama kampanyası başlatmıştı. En sonunda eşimin öldürülmesiyle sonuçlandı. Sinan'ın yanındaki her arkadaşı bu karalamalara maruz kaldı. Tehditler ve hakaretler iyice arttı. Bunların hepsi dosyada mevcuttur" dedi.

SİNAN ATEŞ: GENEL MERKEZDEN GELEN TALİMATI YAPIYORUM YOKSA BANA DA CEZA KESERLER
Ayşe Ateş, Sinan Ateş'e işleri bırakıp gitmeyi teklif ettiğini söylediğini, Ateş'in "Devletim beni korur" dediğini aktardı. Erdoğan'a gittiğini ve kendisine "katillerin yakalanacağı" sözü verildiğini kaydeden Ateş, "Şimdi çıkıp diyorlar ki Sinan Ateş FETÖ'cüymüş, ben FETÖ'cüymüşüm, eğer böyle bir şey varsa gidin suç duyurusunda bulunun. Sinan'a Ahmet Yiğit Yıldırım'ın talimatlarıyla bu tehditler gelmiştir. 'Sinan gazeteci dövdürmüş' diyorlar. Ben bunu Sinan'a sordum; 'eğer böyle bir şey varsa ne ocak başkanı ol ne akademisyen hiçbir şey olma' dedim. Sinan da bana ‘Ayşe, ben genel merkezden gelen talimatları yapıyorum, eğer yapmazsam bana da ceza keserler' dedi. Bu işin azmettiricisi rahmetli eşimin bana söylediği İzzet Ulvi Yönter ile Semih Yalçın gidip Ahmet Yiğit Yıldırım ve Olcay Kılavuz'la görüşüp talimat veriyorlar. Sonucunda eşimi öldürüyorlar. Benim ömrüm olduğu sürece davam devam edecektir. Benim kocama CHP'liler mi saldırdı, Ümit Özdağ mı saldırdı? Sayın savcı için sosyal medyadan konuşuyorlar, şüpheli olanların hiçbirinin serbest kalmaması gerekmektedir, delil karartabilirler. İfademi kabul ederek, dilekçede istediğimiz delillerin dosyaya eklenmesini istiyorum. İsmini verdiğim şüphelilerin adaletle yargılanmasını istiyorum" ifadelerini kullandı.

Sinan Ateş'in ablası Selma Kazanç da, Sinan Ateş'in İzzet Ulvi Yönter, Olcay Kılavuz, Ahmet Yiğit Yıldırım, Semih Yalçın'ın kalemini kırdığını söylediğini aktardı. 

'KULLANDIĞI SİLAHI SAKLAYAN TEK İSİM ERAY ÖZYAĞCI'DIR'
Müşteki avukatlarından Şeymanur Efendi, Ankara Bölge Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü'ne bağlı Balistik Şube İnceleme Müdürlüğü tarafından silahlara ilişkin hazırlanan rapora ilişkin açıklamalarda bulundu. Efendi, şöyle konuştu: "İddiaların aksine kullandığı silahı saklayan tek isim huzurda bulunan sanık Eray Özyağcı'dır. Olay sonrasında teslim edilen silahlar ile olay anında Sinan Ateş'in yanında bulunan iki kişinin kullandığı silahlarla aynı olduğu kiriminal inceleme raporunda tespit edilmiştir. Maktul Eray Özyağcı tarafından atılan silahla öldürülmüştür. Özellikle 2 yere isabet edilen kurşundan bahsetmek istiyorum. Sol bacağa isabet edilen kurşun atar damara isabet ederek öldürücü bir darbe olmuştur. Görüleceği üzere sanık maktulün ölümcül noktalarına ateş etmiştir. 5 kurşundan 4 kurşun maktulün ön kısmına isabet etmiştir ve bunların hepsi Eray Özyağcı tarafından atılmıştır. Öte yandan kafasından giren ve çenesinden çıkan kurşuna gelelim. Bu da maktul yere düşerken dahi ateş etmeye devam etmesinden kaynaklanmaktadır."

'İDDİANAME ORGANİZE SUÇ ÖRGÜTÜNE İLİŞKİN OLMALIYDI'
Müşteki avukatlarından Fatih Güneş de, "16 aydır gizlilikle yürütülen bir soruşturmadan bahsediyoruz. Bir cinayetin neden işlendiğini ortaya koymayan bir iddianame var. Böyle bir iddianamenin kabulü de tarafımca mümkün değildir. Tolgahan Demirbaş'ın çevrede topladığı tüm bilgi ve belgeleri kime gönderdiği bellidir. Bu iddianameye dahil edilmeyecek bir husus mu? Parası karşılığında motorunu satan bir kişi 18 aydır tutuklu ancak dosyada ismi geçen diğer isimler hakkında bir işlem yok. Bu kabul edilemez bir durum. Bu işlenen suçun organize bir suç örgütü tarafından işlendiğine dair bir iddianame olması gerekirdi. Kimliklerin ve kurumların arkasına saklanarak suç işleyenlerin artık yargılanması gerekmektedir. Bu yüzden ayrılan dosyanın ne aşamada olduğunu, isimlerin açığa çıkmasını ve şu an yürümekte olan dava ile birleştirilmesini istiyorum. 18 ay üstüne duruşmaya çıktık. Bugüne kadar konuşulmayan, dile getirilmeyen konuların bu mahkemede değiştirildiğini gördük. Tam 11 kişi ifadesini değiştirdi. Doğukan Çep, Eray Özyağcı bunlardan bazıları. 18 aydır dile gelmeyen bir konu mahkemede dile geldi. Sanık hiçbir zaman adını vermek istemediği Mustafa Kemal adlı arkadaşının kendisini arabanın bagajında 588 km getirerek kaçırdığını beyan ediyor. Kim Mustafa Kemal? Gelsin. İstanbul iline eğlenmeye gittiklerini ifade eden sanıklar; sadece 2 saat Beşiktaş sahilinde gezmek için İstanbul'a gitmez. Burada devletin kurumlarını zan altında bırakacak ifadeler de verdiler. Bu dosyanın bu şekilde kabul edilmesinin hatalı olduğunu tekrar dile getiriyorum. Sayın mahkemenizin de özeleştiri yapmasını beyan ediyorum. Bu iddianame geri gönderilmeliydi. Bu dosyadan artık siyasilerin elini çekmesi gerekiyor. Suçsuz insanların burada yargılanmasını istemiyoruz. Ayrılan dosyadaki kişilerin akıbetinin sorulmasını ve bu dosya ile birleştirilmesini istiyoruz" ifadelerini kullandı.

ASAYİŞ ŞUBE MÜDÜR YARDIMCISININ TANIK OLARAK DİNLENMESİ İSTENDİ
Müşteki avukatlarından Süleyman Kavak, "Sinan Ateş soruşturmasında görev alan dönemin Asayiş Şube Müdür Yardımcısı Kerem Gökay Özay'ın 'Tolgahan Demirbaş'ı biz dönemin MHP Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz'un evinde gözaltına aldık. Demirbaş'ın sokakta gözaltına alındığını anlatan yakalama tutanağı sahte diyerek yaptığı suç duyurusunu gündeme getirdi ve Söz konusu dönemin Asayiş Şube Müdür Yardımcısı'nın dosyada tanık olarak dinlenmesini de talep ediyoruz" dedi.

Müşteki avukatlarından Ali Yücel "Ayrılma kararının verildiği dönemde dosyada görevli olan tek savcı Ahmet Altun'dur ama o güne kadar olayla ilgili hiçbir işlem yapmayan Mehmet Aykut Cihangir'in imzası vardır. Savcı Cihangir, bir günde dosyayı inceliyor ve iddianame yazıyor" dedi.

MAHMUT TANAL, SALONDAN ÇIKARILDI, DOĞUKAN ÇEP 'DHKP-C'Lİ' DİYE BAĞIRDI
Katılma talepleri sorulduğu sırada "Cumhuriyet Savcısı'na da sorulması gerekir" diye müşteki bölümünden seslenen CHP Urfa Milletvekili Mahmut Tanal ile mahkeme başkanı arasında tartışma çıktı. Tanal salonu terk ettiği sırada ülkücü faşist çeteci Doğukan Çep, Tanal'a "DHKP-C'li" diyerek bağırdı. 

Mahkeme Başkanı, tanıkların dinleneceğini belirterek yarına kadar duruşmaya ara verdi.