Simay Ada Kart yazdı | Çözüm ancak bizdedir
Bugün Sedat Peker'in, Rojin Kabaiş için gelişen duyarlılıktan nemalanarak halk kitleleri içinde kendisi için bir meşruiyet alanı yaratmayı hedeflediği veya "kimler korunuyor" sorusu üzerinden kendi kirli hesaplarını görmek istediği açıktır. Ne rejim ne de mafya/çete artıkları; kadınların yaşamlarına karşı en büyük tehdidi oluşturanlar; katledilen, hayattan koparılan kadınlar için adalet sağlayamaz. Çünkü onlar bu adaletsizliğin, erkek egemen düzenin temsilcileri arasındadır.
Rojin Kabaiş, 21 yaşında Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğrencisi genç bir kadındı. Bundan 1 yıl önce, 27 Eylül 2024'te kaldığı Seyyid Fehim Arvasi KYK yurdundan çıktı ve bir daha haber alınamadı. Rojin'in cansız bedeni kaybolmasının üzerinden 18 gün geçmesinin ardından Van Gölü kıyısında, son görüldüğü yerin 20 km uzağında, akıntının tersi yönünde bulundu. Rojin'in bedeninin henüz bulunduğu gün, daha otopsi bile tamamlanmadan vali ve emniyet müdürü ısrarla aileye bunun bir intihar olduğunu dayattı. Rojin'in midesinde ne olduğu tespit edilemeyen bir sıvı, bedeninde 2 erkeğin DNA'sı, giysilerinde kendisine ait olmayan bir kadın kanı vardı. ATK bir yıl boyunca sustu. Katilleri korumak, bu katliamın üzerini örtmek için sustu. Erkek devlet, sürecin en başından bu yana Rojin'in katledilişini maskelemek için bütün araçlarını seferber etti.
Rojin'in ailesi, Rojin Kabaiş İçin Adalet Komisyonları ve kadınlar bir yıldır sürdürdükleri kesintisiz mücadele ile hem ATK raporunu açıklattırdı, hem de dosyadaki kısıtlılığın kısmi de olsa geriletilmesini sağladı. Rojin Kabaiş İçin Adalet Komisyonları, bu bir yıl içinde geniş kadın kitlelerini Rojin için adalet mücadelesi etrafında buluşturarak sokakta, sosyal medyada, kampüslerde bir hareketin başlamasına, sürmesine öncülük edenler arasında yerini aldı.
Sedat Peker'in açıklamaları bağlamında süreci tartışmadan önce, bugün Rojin Kabaiş dosyasında atılan tüm adımların kadınların kararlı mücadelesi sonucu atıldığının altını bir kez daha çizmek gerekir.
Rojin Kabaiş'in ölümünün ardındaki gerçeği ortaya çıkarmak için yürütülen mücadeleye bugün devletin eli kanlı çeteleri eklemlenmeye çalışıyor. Bu isimlerden biri bir süredir iktidarla ters düşen Sedat Peker, sosyal medya hesabı üzerinden, "Bu olay çözülene kadar Rojin kardeşimizin davasının sonuna kadar destekçisiyim" açıklaması yaptı.
Sedat Peker'in avukatı Ersan Barkın, katıldığı bir canlı yayında Rojin'in babası ile görüştüğünü ve Peker'in sürecin sonuna kadar takipçisi olacağını söyledi. Bu açıklamada Barkın, Peker'in sözde desteğini "başka bir anlam yükleyerek paylaşacağı"nı kaydetti.
Peki yıllarca katliam, devletin düzeni için kan dökme çağrıları yapan Sedat Peker bu sürece neden dahil olmak istiyor?
Sedat Peker'i kirli mafya-çete ilişkilerinden, "devleti ve düzenini" korumak için devrimcilere, sosyalistlere yönelttiği tehdit ve saldırılardan, "Suça ortak olmayacağız" bildirisine imza atan Barış İçin Akademisyenlere yönelttiği "Oluk oluk kanlarını akıtacağız. Kanlarında duş alacağız" tehdidinden tanıyoruz. Bugün Sedat Peker'in, Rojin Kabaiş için gelişen duyarlılıktan nemalanarak halk kitleleri içinde kendisi için bir meşruiyet alanı yaratmayı hedeflediği veya "kimler korunuyor" sorusu üzerinden kendi kirli hesaplarını görmek istediği açıktır.
Bugüne dek "devletin düzeni bozulmasın" kaygısıyla sokakta konumlanan her gücün karşısında duran bu mafya lideri bugün iktidarla arasındaki çelişkiyi beslemenin bir aracı olarak kadınların adalet mücadelesini kullanmaya yelteniyor. Faşist çetelerin, mafyaların kadınların yaşamlarında nerede durdukları, kadın düşmanlıkları, devrimcilere, halka karşı suçları açıktır. Bizler Sedat Peker'i halka karşı, kadınlara karşı işlediği tüm bu suçlardan tanıyoruz. Katledilen bir kadın için adalet mücadelesinin hiçbir noktasında yer alamayacağını çok iyi biliyoruz.
Halka kendisini bir çözümmüş gibi anlatmaya soyunan bu mafya lideri, Minguzzi, Rojin Kabaiş gibi dosyalardaki sahte konumlanışı ile kendisini aklamaya çalışıyor. Zaman zaman açıklamalarını entellektüelizm sosuna bulayarak, zaman zaman esasta kendisinin de merkezinde durduğu ağları sözde teşhir ederek, zaman zaman ise çizdiği "aile babası, iyi insan" profili ile kitleler içinde "güven kazanıyor". Buna izin vermemeliyiz, vermeyeceğiz.
Biz kadınlar biliyoruz ki, haklarımıza, yaşamlarımıza dair en ufak bir kırıntıyı dahi mücadelemizle kazandık. Bugün bizleri yaşamdan koparan veya yaşamı bizlere zindan eden rejimin karşısında her zafer mücadelemizle mümkün.
Ne rejim ne de mafya/çete artıkları; kadınların yaşamlarına karşı en büyük tehdidi oluşturanlar; katledilen, hayattan koparılan kadınlar için adalet sağlayamaz. Çünkü onlar bu adaletsizliğin, erkek egemen düzenin temsilcileri arasındadır. Mücadele edenlerin "kanlarında duş alacağı"nı söyleyenler, yaşamının hiçbir aşamasında onurlu bir duruş almamış olanlar, kadınlar için adalet mücadelesinin parçası olamaz.
Rojin için, katledilen bütün kadınlar için ördüğümüz mücadelenin kendisine, birbirimize yaslanmalı, mafya liderlerinin, çetelerin yalanlarını, ikiyüzlülüklerini bulunduğumuz her alanda teşhir etmeliyiz. Bir şüpheli kadın ölümünün aydınlatılması mücadelesini, çok sayıda kadına karşı işlenen suçların faili olan mafya, çete bozuntularının kendileri için bir "kanal" haline getirmelerine izin vermemeliyiz.
Erkek egemen faşist şeflik rejiminin karşısında örgütlü bir güç olarak durmalı, en geniş kitlelere çözümün, ancak bizden, birlikte mücadelemizden geçtiğini anlatmalıyız.