28 Nisan 2024 Pazar

Sıfır Gelecek: Bir kez daha 'iklimi değil sistemi değiştir'

COP25 görüşmelerinde hükümetlerin ve şirketlerin iki yüzlü politikalarını protesto eden iklim aktivistlerinin zorla dışarı çıkarılması İstanbul ve İzmir’de protesto edildi. Sıfır Gelecek aktivistleri yaptıkları açıklamalarda, “Haklarımız ve geleceğimiz için ayağa kalkmalıyız” dedi.

Madrid'de iki hafta süren Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği 25. Taraflar Konferansı (COP25) sona erdi. 200 Fridays For Future (FfF) aktivisti, zirvenin gerçekleştiği ana sahneyi işgal etmesi üzerine zorla zirveden çıkarıldılar. Sıfır Gelecek aktivistleri yaşananları protesto etmek için ise Taksim Odakule'de basın açıklaması yaptı. Açıklamaya ayrıca FfF ve Fridays For Parents (FfP) üyeleri de destek verdi.

Sıfır Gelecek adına açıklamayı okuyan Elif Ünal, COP25 zirvesi boyunca gerçek adım atılmadığına dikkat çekti ve iklim değişikliğinden dolayı en ağır felaketi ödeyen halkla zirvenin kapatıldığını dile getirdi. Ünal, "Kabul edilen resmi katılımcılar arasında çok sınırlı sayıda sivil toplum temsilcisini kabul ettiler. Fosil yakıt lobileri ise tüm güçleri ile temsil edildi" diye konuştu.

Devletlerin bir kez daha şirketlerin sponsorluğunda bir araya geldiğini vurgulayan Ünal, iklim değişikliğine yönelik acil önlemlerin tartışılması gerekirken zirve boyunca karbon ticaretinin konuştuğuna işaret etti ve buna karşın FfF'in 13 Aralık'ta COP25'i protesto etmek için küresel çapta iklim grevi ilan ettiğini belirtti.

'UMUT DÖRT DUVAR ARASINDA DEĞİL BURADA, SOKAKTA'
İklim aktivisti Greta Thunberg'in Madrid'te 6 Aralık günü yarım milyon aşkın gerçekleşen yürüyüşte "COP25'tan hiçbir şey beklememek gerek" sözlerini hatırlatan Ünal, "Umut dört duvar arasında değil; burada, sokakta demişti. Gördük ki Greta bir kez daha haklı çıktı. Bir kez daha iklimi değil sistemi değiştir" diye kaydetti.

'TÜRKİYE'DE MASUM DEĞİL'
Türkiye'nin de masum olmadığının altını çizen Ünal, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Küresel ısınmadan en fazla etkilenecek ülkelerden biri olmamıza rağmen Türkiye'nin enerji politikasının merkezinde petrol ve doğalgaz ithali ile yerli ve ithal kömüre üretimine dayanan termik enerji santralleri yer alıyor. Hatırlatalım, Türkiye, dünyada en fazla termik santrali olan 13'üncü ülke ve en fazla yeni termik santral planlayan ülkeler arasında Çin ve Hindistan ardından 3'üncü durumda. Durum, Türkiye'nin yangına körükle gittiğini ve elle tutulur bir iklim politikasının olmadığını gösteriyor."

'HAKLARIMIZ VE GELECEĞİMİZ İÇİN AYAĞA KALKMALIYIZ'
Ardından FfF aktivisti Atlas Sarrafoğlu, Madrid'de milyonlarca insanın sesinin kesilmek istendiğini vurgulayarak, buna izin vermeyeceklerini dile getirdi. Sarrafoğlu, "Haklarımız ve geleceğimiz için ayağa kalkmalıyız!" dedi.

'GENÇLERİN HAYAK KIRIKLIĞINI PAYLAŞIYORUZ'
FfP aktivisti Nil Kayarlar Sarrafoğlu ise, FfF hareketini aileler olarak desteklediklerini söylerek, "Gençlerin hayal kırıklığını da anlıyor ve paylaşıyoruz. Zamanın azaldığını ve çıkan sonuçların, durumun aciliyeti için yeterli olmadığını düşünüyoruz" diye belirtti.

Barışçıl bir protestonun şiddet ile karşılanmasının kabul edilebilir olmadığını kaydeden Sarrafoğlu, iklim adaletinin bir an önce gerçekleşmesi gerektiğini ifade etti.

'TÜRKİYE 2030 YILINA KADAR KARBON EMİSYONLARI SIFIRLAMALI'
İzmir'de de Kıbrıs Şehitleri Caddesi'ndeki ÖSYM bürosu önünde, "İklim için adalet, herkes için adalet" pankartıyla bir araya gelen Sıfır Gelecek aktivistleri, "Evimiz yanıyor" dövizi taşıdı. 

Basın metnini okuyan Bengü Aydın Dikmen, Madrid'de fosil yakıt şirketlerinin sponsorluğunda organize edilen konferansın, ülkelerin 'Nasıl daha az karbon salmış gibi yaparız' diye müzarekereler yürüttüğü koca bir tiyatro olduğuna dikkat çekti.

Kaybedilen her bir saniyede iklim krizine bağlı sebeplerden türlerin yok olduğunu ve insanların öldüğünün altını çizen Aydın, şöyle devam etti: "Biz hükümetlerin ve şirketlerin krizle mücadele etmedeki yetersizliğini kabul etmiyoruz, edemiyoruz. Dünyadaki yüksek miktarda karbon emisyonu yapan ülkelerden biri olan Türkiye'nin Paris Anlaşması'nı imzalamasına rağmen meclisten geçirmeyip, anlaşmanın şartlarını yerine getirmemesini kabul etmiyoruz. Türkiye de kendi sorumluluğunu kabul ederek, fosil yakıt teşviklerini sonlandırmalı, kömürle çalışan termik santralleri kapatmaya başlamalı, bir an önce ekonomisini karbonsuzlaştırmak için üzerine düşeni yapmalı ve 2030'a kadar karbon emisyonlarını sıfırlamalıdır. Biz Sıfır Gelecek İzmir grubu olarak bu sürecin takipçisi olacak ve iklim krizine dair kalıcı adımlar atılıncaya kadar çalışmalarımıza devam edeceğiz."